Barışcan İğrek
“Şampi…” değil, “Şampiyon” Trabzonspor
Spor Toto Süper Lig'de, sezonun ilk devresinin bitmesine sayılı haftalar kaldı.
Ligin zirvesinde Trabzonspor fırtınası esiyor. Karadeniz temsilcisi, geride kalan 15 hafta sonunda büyük bir puan farkıyla liderlik koltuğunda oturuyor.
Trabzonspor dışında, "Dört Büyükler" kavramının diğer üyeleri olan Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe ise şu ana kadar sergilemiş oldukları performans ile taraftarlarına saç baş yolduruyor.
38 yıl önce 1983-1984 sezonunda son lig şampiyonluğunu elde eden, o tarihten beri büyük bir şampiyonluk özlemi çeken Trabzonspor için yapılabilecek çok fazla bir yorum yok. Oynadıkları etkili futbol ile şampiyonluğu hak eden tek takım görüntüsündeler.
Takım halinde hücum ediyorlar, takım halinde defans yapıyorlar. Dengeli bir futbol oynuyorlar. Sahanın hiçbir bölgesinde aşırıya kaçmıyorlar. Kaliteli bir takıma sahipler. Sakatlanan ya da ceza alan bir oyuncunun yerine, hemen aynı kaliteye sahip bir başka oyuncuyu monte edebiliyorlar.
Devre arası transfer döneminde sol bek bölgesine ve yaşadığı sakatlık nedeniyle sezonu kapatan Gervinho'nun bölgesine gereken takviyeleri yapabilirlerse, hedefe daha rahat bir şekilde güle oynaya ilerleyebileceklerini düşünüyorum.
Geçtiğimiz sezonun çifte kupalı şampiyonu Beşiktaş, bu sezon daha güçlü bir kadro ile ama hayal kırıklığı yaratan bir performans sergiliyor. Geride kalan 15 haftada kırılgan, futbol oynama iştahını kaybeden ve sahaya odaklanamayan bir futbolcu grubu izliyoruz.
Çifte kupalı şampiyonlukta çok büyük pay sahibi olan Rachid Ghezzal, bu sezon adeta yokları oynuyor. Sezon başı büyük umutlarla transfer edilen dünya yıldızları Alex Teixeira, Miralem Pjanic ve Michy Batshuayi takıma uyum sağlayabilmiş değil.
Her şeyden önemlisi, "geminin kaptanı" Sergen Yalçın'da da bariz bir konsantrasyon eksikliği mevcut. Kaybedilen her maçtan sonra, birtakım mazeretleri öne sürmesi de bu durumun en basit göstergesi.
Sergen Yalçın'ın yaşadığı bu motivasyon kaybının nedenleri arasında, sezon başında yönetim kurulu ile yaptığı ve krize dönüşen yeni sözleşme görüşmelerinin etkisinin büyük olduğunu düşünüyorum. O günden sonra Sergen Yalçın ile Başkan Ahmet Nur Çebi arasında bariz bir mesafe oluştuğu inancındayım.
Saha dışında yaşanan olumsuz gelişmeler ve takım içindeki şanssız sakatlıklar nedeniyle, Beşiktaş tarihinin en iyi kadrolarından biri sezonun yarısı bile tamamlanmadan şampiyonluk yarışının dışında kaldı.
Şampiyonluk yarışının diğer adayları arasında bulunan Galatasaray ile Fenerbahçe'nin durumu da Beşiktaş'tan farklı değil aslında. Onlar da Süper Lig'in ilk devresi bitmeden şampiyonluk yarışından koptular bana göre.
Kulübün içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar nedeniyle sezona gençleştirilmiş bir kadro ile giren Galatasaray, Süper Lig'de taraftarlarını mutlu edecek sonuçları henüz alabilmiş değil.
Avrupa liginde, Lazio, Marsilya ve Lokomotiv Moskova gibi zorlu rakiplerin bulunduğu grupta, başarılı sonuçlar alan Sarı kırmızılılar, aynı performansı ligimizde sergileyemedi.
Altay, Yeni Malatyaspor, Kayserispor, Kasımpaşa gibi kendilerinden zayıf ekiplere karşı hesapta olmayan kayıplar yaşandı. Cicaldau ve Berkan Kutlu dışında, yeni transferlerden de beklenilen katkı alınamayınca, lider Trabzonspor ile aradaki puan farkı 16 oldu.
Geride kalan 15 haftada, saha içi başarılardan ziyade saha dışındaki sorunlar ile boğuşan bir diğer kulüp Fenerbahçe idi.
Sezonun ilk yarısında sakatlıklar, ideal ilk 11'in bir türlü belirlenememesi ve teknik direktör Vitor Pereira ile bazı futbolcular arasında yaşanan sorunlar Fenerbahçe gündemini meşgul etti.
Süper Lig'in 13.haftasında, Galatasaray deplasmanından çıkarılan galibiyet moralleri biraz olsun yerine getirse de lider ile aradaki puan farkının hala çift haneli rakamlarda oluşu taraftarları umutsuzluğa sevk ediyor.
Özetle; kendisiyle eşdeğer güçteki rakiplerinden en yakın takipçisi olan Fenerbahçe'ye 12, Galatasaray'a 16, Beşiktaş'a ise 18 puan fark attı Trabzonspor.
Bu noktada, akıllara tek bir soru geliyor. Sezonun kalan bölümünde, şampiyonluk yolunda Trabzonspor'u zorlayacak bir takım çıkar mı?
Rakiplerin form durumuna bakarsak, böylesine keskin bir değişim beklemek ya "hayalcilik" olur, ya da "fanatizm"… Bana göre iş bitmiştir. Trabzonspor'un şampiyonluğu hayırlı uğurlu olsun.
Tabii ki birileri, yayın gelirlerini düşünerek, heyecanı düşürmemek adına bir-iki takımı daha yarışın içinde bırakmak için VAR’ı veya düdükleri devreye sokmaz ise…