Hüseyin Tapınç

Hüseyin Tapınç

MECLİS

Yarın 23 Nisan. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Bayramın bu adla kutlanışını 12 Eylül darbecilerine borçlu olduğumuzu kısaca hatırlatıp, bayramın adının ardında yatan tarihçeyi araştırmayı, arzu edenlere bırakıyorum. Bu tarihçe aynı zamanda bir kimlik oluşturmanın da hikayesi. Ben bu yazıda toplumunun TBMM ile kurduğu güven ilişkisine bakmak istiyorum.
Toplumların sosyal kurumlar ile kurmuş oldukları güven ilişkisi son derece önemlidir. Her şeyden önce hayatın akışını, günlük yaşam pratiklerini ancak bu ilişki tesis edilmişse sağlamak mümkün oluyor. Güven aynı zamanda düzenin de teminatı. Güven ilişkisinin yıpranması toplumsal çözülmüşlüğü ve kaosu da beraberinde getiriyor. Güven toplumsal kurumlardan beklentilerimize de ışık tutuyor.
Dünya Değerler Araştırması (World Values Survey) bulgularına göre, Türkiye’de bir sosyal kurum olarak Meclis’e duyulan güven seviyesinde 1990 ve 2018 yılları arasında önemli değişimler gözleniyor. Türkiye yetişkin nüfusunun Meclis’e duyduğu güven, bu araştırmanın ülkemizde ilk kez yapıldığı sene yüzde 55 düzeyinde iken, 1996 yılında yüzde 50’ye ve 2001 yılında da yüzde 42’ye kadar düşüyor. 2007 yılında yeniden yüzde 55’e ulaşan güven düzeyi, 2018 yılında yüzde 59’a kadar yükselmiş bulunuyor. Hatta geçtiğimiz sene sonunda metropol illerinde yapılan bir araştırmada parlamentoya duyulan güven yüzde 63 olarak ölçülmüş bulunuyor.
Toplumun en güvenilir sosyal kurum olarak bulduğu ordunun yarattığı güven düzeyinin 1990 yılında yüzde 90 ve 2018 yılında da yüzde 85 düzeyinde olduğunu belirtirsek toplumun Meclis ile kurduğu ilişki hakkında önemli içgörüler elde etmiş oluruz. Üstelik, toplum ile Meclis arasındaki güven ilişkisinin 2001 öncesi ve 2001 sonrası iki ayrı döneme tekabül ettiğinin de altını çizmek gerekiyor. Dönüşüm noktası AKP’nin iktidar dönemi. 2001 öncesinde parlamentoya duyulan güven erirken, AKP iktidarı süresince güven ilişkisinde önce bir tazelenme ve sonrasında da bir yükselme gözlemleniyor. 2020’lerin sonundan itibaren ise üçüncü bir evreye geçiliyor.
Bu dönüşümlerde yakın dönem tarihi açısından ilginç olan yine aynı partinin iktidarında ülkenin yönetim biçimini değiştirmesi ve yüzde 51’lik bir destekle sonuçlanan 2017 referandumu sonrasında Meclis’in yetkilerinin azaltılarak 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında başkanlık sistemine geçilmesi. Tam da bu yıl Meclis’e duyulan güven en üst seviyelerden birisine ulaşıyor.
Günümüze geldiğimizde ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden duyulan memnuniyet bugüne dek ölçümlenen en düşük seviyelerinden birisine inmiş durumda ve son birkaç aydır bu sistemden memnun olmayan seçmenlerin oranı memnun olan seçmenlerden daha yüksek bir oranda bulunuyor. İşte tam da bu noktada kamuoyunun Meclis’e yönelik güveni bugüne dek ölçülen en yüksek düzeye ulaşmış bulunuyor. Bu güven oranı aslında bir beklentinin dışavurumu; parlamentoya duyulan bu güven seçmenin aynı zamanda Meclis’e dönüş çağrısı olarak da değerlendirilebilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hüseyin Tapınç Arşivi

Narin

03 Ekim 2024 Perşembe 07:00

Kader

05 Eylül 2024 Perşembe 00:39

Harç

10 Temmuz 2024 Çarşamba 23:36