Abdullah Biricik
Kazandıran orta saha
Futbolun temel doğruları vardır, en ideal 11 ile başlamak da bunlardan biri. Takım oyununu bozan öğeleri doğru tespit etmek, formsuz, üretken ve hazır olmayan oyuncularda diretmemek! Yanlışta ısrar etmemek! Bu temel doğruları yapmak, takımınızdan maksimum verim almanızı sağlar! Takım kapasiteniz ölçüsünde verim ve sonuç alırsınız. Şampiyon olma potansiyelinde bir takımınız varsa şampiyon, kümede kalma kapasitesinde bir takımınız varsa kümede kalırsınız. Aksi her türlü adım sizi çıkamayacağınız bir labirente sürükler.
Galatasaray sezona kötü başlasa da özellikle Gomis’in performansıyla önemli galibiyetler alarak zirve yarışının içerisinde kaldı. Transfer döneminin tamamlanması ile ideal ve birbirini tamamlayan yaratıcı bir kadroya kavuşan sarı kırmızılılar iyi bir oyun ve iyi skorlarla fark yarattı. 14 maçlık bir yenilmezlik serisi yakaladı. İşler iyi giderken bazen zorunluluktan bazen de Okan Buruk’un yanlış tercihleri ile Torreira-Oliveira-Mertens üçlüsü bozuldu. Yazılarımı okuyanlarda bıkkınlık yaratmış olsa da ısrarla bu yanlıştan bahsetmekten vazgeçmedim. Çünkü bu üçlü bozulduğunda Galatasaray teklemeye başladı. Her tekleme bir uyarıydı ama bu uyarılar dikkate alınmadı. Galatasaray hem iyi oyununu kaybetti, hem 14 maçlık seriyi bozdu hem de Türkiye Kupasında Başakşehir’e elendi. Üst üste gelen hakem hataları ve sol bek eksikliği de işin tuzun biberi olmuştu.
Kayserispor maçında hatalarından dönen Okan Buruk adeta arkasına yaslanıp maç izledi. Galatasaray ilk yarıda maçı 4-0 gibi farklı bir skorla tamamladı. Son haftaların flaş ekibi Kayserispor’u tek devrede yenmeye sebep olan, ligin ilk yarısında yapılan doğrulardı. Genç yaşına rağmen hatadan dönebilen Okan Buruk, şüphesiz gecenin en çok alkışlanması gereken ismiydi. Taraftar da öyle yaptı!
Karşılaşmanın ikinci yarısında Ali Sami Yen NEF Stadyumunda tribünlerde Okan Buruk tezahüratları vardı.
Çok uzun bir aradan sonra Galatasaray maçında VAR devreye girerek hakemin görmediği kırmızı kartlık penaltı pozisyonunda hakemi izlemeye çağırdı. Pozisyonu inceleyen hakem penaltı kararı vererek, kırmızı kartına başvurdu. Ancak birkaç dakika sonra Nelsson’un kırmızı kartlık pozisyonunda hakem izlemeye çağırılmadı. Bu karar yanlıştı, hakem izlemeye çağırılmalı kararını ona göre vermeliydi.
Galatasaray kulübünün ve spor kamuoyunun Lale Orta’dan beklediği adil ve eşit bir yönetim anlayışıdır. Siz Galatasaray lehine yapılan faulde hakemi izlemeye çağırır, rakibin pozisyonunda çağırmazsanız şaibeleri ve soru işaretlerini gidermez, aksine yeni soru işaretleri oluşturursunuz. Türk futbolunun geleceği adına hakem yönetimleri ve performansları, dolayısıyla Merkez Hakem Kurulu’nun yönetimi çok önemli. Lale Orta belli ki bu süreci yönetemedi ve yönetememeye devam edecek.
Galatasaray ilk yarıda kazandığı maçı 6-0 tamamladı. Kendisine oyununu kabul ettirmek isteyen tüm takımlara karşı aynı tarifeyi uygulamaya devam etti. Emre Belözoğlu 7-0 yenildikleri maçtan sonra “Galatasaray haddimizi bildirdi” dediğinde topa tutulmuştu. Oysaki anlatmak istediği; Galatasaray’a karşı kapalı oynanması gerektiği, açık oynanmaması gerektiğiydi. Kayseri maçında alınan 6-0’lık sonuçta da benzer bir durum söz konusuydu.
Son haftalardaki flaş oyununa ve skorlarına güvenen Kayserispor, Galatasaray’a kendi oyununu kabul ettirmek istedi ve bunun faturasını ağır ödedi. Galatasaray, kendisine oyununu kabul ettirmek isteyen tüm takımlara (derbiler dahil) ezici bir üstünlük kurmakla kalmadı ezici ve net skorlar aldı. Galatasaray kendisi için belki de sezonun en zor karşılaşması olan Alanyaspor deplasmanına çıkacak. Bu deplasmana moralli ve puan farkını koruyarak çıkacak olmak avantaj olsa da ligin ve Galatasaray’ın seyrini tamamen değiştirecek bir kaza da yaşanabilir. Çünkü Galatasaray’ın Alanyaspor karnesi pek parlak değil!