Abdullah Biricik
İyileri çok mu öldürürler?
“Sen iyi bir adamsın. Onun için seni çok öldürmüşler.” demiş Yaşar Kemal, Karınca’nın su içtiği bir ada hikayesinde. Okan Buruk’u çok öldürmemizin sebebi bu mu acaba? İyi bir teknik direktör oluşu ile mi alakalı acaba linçlemelerimiz? Başarılarının arkasında yatan irili ufaklı hatalar fazlaca çekti dikkatimizi belki de! İyi ve doğruyu görünce en iyisi olsun istedik hep ve yerden yere vurduk. Israrla yanlış bulduğumuz bazı tercihleri vardı. Yunus Akgün mesela!“Bu futbolcudan olmaz” dedik! “Israra gerek yok” dedik! Çok öldürdük Okan Hocayı! Vazgeçmedi! Doğru bildiğini daha doğru bir tabirle inandığını yaptı! Galatasaray’a, Türk futboluna ve belki de dünya futboluna önemli bir yıldız kazandırdı. “Messivari” bir asist yaptı. Durdu! Düşündü! “Bu asist Messi’yi yeterince hatırlatmadı” dedi ve bu kez de “Messivari” bir gol attı. Maç oynandığı esnada sosyal medyada ulusal ve uluslararası hesaplarda paylaşıldı gol (Yayın ihalemizdeki saçmalıklar yüzünden bireysel sayfalarda paylaşılıp belli bir süre sonra telif hakları nedeniyle kaldırılıyor görüntüler).
Yeri gelmişken anlatalım; ligimizin izlenmemesi ve marka değerinin yükselmemesi için titizlikle hazırlanmış maddelerle çıkıyoruz ihaleye!
▪️Maç esnasında görüntü paylaşmak yasak!
▪️Maç bittiğinde yayıncı kuruluş ve TRT dışında yayınlanması yasak!
(TRT özet haklarını alıp yayın ihalesine dahi katılmıyor!)
▪️Özetleri satın almayan kanalların sonraki günlerde dahi yayınlaması yasak!
▪️X, Facebook ve Instagram gibi milyarlarca insanın kullandığı platformlarda yayınlanması zaten yasak!
Bu yasaklar silsilesi ile ligimiz izlensin, kitlelere ulaşsın, çocuklar ve gençler sevsin, marka değeri yükselsin diye bekliyoruz.
Yunus’un “messivari” performansından daha değerli olan son 7 maçında sadece 1 galibiyet alabilen Trabzonspor’un gösterdiği olağanüstü reaksiyondu. Bize unutulmayacak bir maç izletti Trabzonspor.
Büyük takım olmanın gereği buydu belki de! Bir hafta önce -en kötü zamanında- Fenerbahçe’yi yenmişti Beşiktaş. Trabzonspor da aynı reaksiyonu gösterdi. Bu maçta hatalarıyla ön plana çıkan Abdülkerim Bardakcı son dakikada çizgiden topu çıkarmasa tarihi bir galibiyet alacaklardı! Top bir o kalede bir bu kaledeydi. Maç o kadar yüksek bir tempoda oynandı ki, maçın son 10 dakikasında oyuncuların yarısı kenara değişiklik işareti yapıyordu.
Batshuayi, Osimhen, Jakobs, Yusuf Demir, Kerem Demirbay. “Allah ne verdiyse aldı oyuna” Okan Hoca. Çok planlı ve programlı değildi değişiklikler. Geriden çıkamıyor, kendi oyununu oynayamıyordu Galatasaray. Maç ya 3-3 bitecekti ya da duran bir top maçın skorunu belirleyecekti. Öyle de oldu. Son dakikada duran toptan gelen gol Galatasaray’a unutulmayacak bir galibiyet yaşattı.
Okan Buruk yine galip geldi. Biz ne yaptık?
-Bu yazı dahil- Okan Buruk’u tekrar öldürdük.
Öldürmek iyidir belki de!
Kimbilir!