Akşam yemekleri ile ilgili pek çok kişinin yaşadığı bir paradoks vardır!
Dışarda vakitsiz bişeyler atıştırmışsındır, eve döndüğünde ne aç ne de toksundur!
Akşam yemeğini yesen de olmaz yemesen de! Benim gibi kilolu isen sağlık adına yememeyi tercih edersin çoğunlukla ama daha genç ve dinamiksen korkmadan yeme özgürlüğün daha ağır basar.
Öyle bir maça çıktı Galatasaray Çaykur Rizespor deplasmanında.
Ara öğün yemişti ve iştahsızdı! Üstelik yediği ara öğün tüm ana yemeklerden daha ağırdı. Dünyanın en güçlü takımlarından birisini ağırlamıştı evinde ve adeta ezdiği rakibini yenememişti. Öncesinde evinde Beşiktaş’ı ağırlamış, zorlu bir derbi mücadelesi yaşamıştı.
Üst üste oynadığı önemli maçlardan sonra zorunlu olmasa asla gitmek istemeyeceği bir maç bekliyordu Galatasaray’ı!
Gittiği her takımda kendisini ispatlayan ve rakiplerine kök söktüren İlhan Palut’un çalıştırdığı Çaykur Rizespor.
Son 2 sezonda kısıtlı kadrosu ile çalıştırdığı Konyaspor’u 8 ve 3 yapmayı başaran son dönemin en disiplinli antrenörlerinden İlhan Palut, süper lige yeni çıkan Çaykur Rizespor’da da kısa süre içerisinde farkını gösterdi. Çaykur Rizespor zorlu fikstürüne rağmen Karadeniz derbisinde Trabzonspor’u deplasmanda 3-2 mağlup ederek ligde 8. sırada yer almayı başaran zorlu bir rakipti.
Hem üst üste yapılan zorlu maçların yaşattığı iştahsızlık hem de formda ve dinamik bir takıma karşı oynamak Galatasaray’ı oldukça zorladı.
İstediği futbolu ortaya koyamayan sarı kırmızılılar, maçın ilk yarısında Çaykur Rizespor kalesine sadece 1 isabetli şut atarak 0,64’lük bir gol beklentisi yaratabildi. Bu oran Bayern Münih maçının ilk yarısında 2,28’di.
Tutukluğun ve iştahsızlığın seviyesini anlayabilmek adına sadece bu istatistiğe bakmak bile yeterli ölçüde açıklayıcı olacaktır.
Maçta anlatılabilecek tek olumlu durum Okan Buruk’un oyuna önceki maçlara kıyasla daha erken müdahale etmesiydi.
Okan Hoca pek çok tutuk maçta yapmadığı bir şekilde ikinci yarıya 3 değişiklikle başladı. Bir türlü istenen form grafiğini yakalayamayan Angelino, sezona iyi başlasa da kesik yediği maçlardan sonra performans düşüklüğü yaşayan Kerem Demirbay ve Mertens ilk yarının sonunda yedek kulübesinin yolunu tuttu.
İkinci yarının ortalarında da performansını beğenmediği Zaha’yı kenara alan Buruk, hatalarından ders çıkardığını gösterdi.
Kerem Aktürkoğlu Bayern Münih maçından sonra bu maçta da boş kaleyi kaçırdı.
Kendisine edilen küfürler ve tepkilerden sonra daha bariz goller kaçırmaya başladı Kerem! Oysaki; ne Kerem bu basit golleri kaçıran bir oyuncuydu ne de performansı bu kadar eleştiriyi hak ediyordu! Sosyal medyayı fazla kullanmanın bir sonucu olarak değerlendiriyorum ben bu süreci.
Sergio Oliveira istenen performanstan uzak olsa da gol ile döndü. Bu detay da Galatasaray için çok önemliydi çünkü Galatasaray orta sahası gittikçe her maçta biraz daha düşüyor! Ndombele ve Demirbay istenen seviyeye çıkamaz, devre arasında da yıldız bir orta saha takviyesi yapıl(a)mazsa bu sezon Sergio’ya çok iş düşebilir.
