Serap Durusoy
Heyecansız bekleyiş
Bugün TCMB’nin ekim ayına ilişkin faiz kararı gelecek ve basın duyurusu yapılacak. Kararın ardından beş iş günü içerisinde de Para Politikası Kurulu’nun toplantı özeti yayımlanacak.
Politika faizi en son 22 Eylül’de alınan karar ile 100 baz puan indirilerek 12 seviyesine getirildi. En son basın duyurusu ve 27 maddeden oluşan ve 10 maddede para politikasına yer verilen toplantı özetinde enflasyonda gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışlarının gecikmeli ve dolaylı etkileri, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şoklarına vurgu yapılmıştı.
Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme sürecinin devam ettiği belirtilmişti.
Ayrıca TCMB’nin, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edeceğine diğer özetlerde olduğu gibi tekrardan yer verilmişti.
Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği açıklanmıştı.
Özellikle son dönemde belirgin şekilde açılan politika-kredi faizi makasının ilan edilen makro ihtiyati tedbirlerin katkısı ile geldiği dengenin yakından takip edildiği ve parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçların güçlendirmeye devam edileceği açıklanmıştı.
Aslında model değişikliğine gidilmesinin ardından politika faizinde yapılan indirimlerle birlikte her ay MB’den gelen açıklamaların birbirine çok yakın bir içeriğe sahip olduğu gözlemlenmekte.
Bu bağlamda bugünkü toplantıda da aynı söylemlerle devam edileceği ve önceki metinlerde gördüğümüz ifadelerin yer alacağı ihtimali yüksek.
Özellikle enflasyonunun baz etkisi ile azalacağı yönündeki ifade metinde yine en çok vurgulanan kısmı oluşturacak. Fakat bu defaki metinde IMF ve UNCTAD tarafından yapılan dünya merkez bankalarına yüksek faiz konusunda ihtiyatlı olunması yönündeki uyarıya ve küresel kaynaklardan gelen makroekonomik tahminlere de yer verilerek Türkiye’de uygulanmakta olan düşük faiz politikasının ne denli doğru olduğuna ilişkin vurgu yapılacak.
Piyasalar 100 baz puanı fiyatlıyor. Önümüzde iki toplantı daha var.
Siyasi otorite faizin yeni yıla kadar tek haneye ineceği yönünde açıklamada bulunurken iş dünyası bu duruma ilişkin serzenişlerini dile getiriyor.
TÜSİAD’ı takiben yakın zamanda MÜSİAD’dan da benzeri açıklamalar geldi. MÜSİAD reel sektörün faiz konuşmaktan yorulduğunu, faizin tek seferde yüzde 9’a indirilerek belirsizlik ortamının ortadan kalkması gerektiği değerlendirmesinde bulundu.
Kuşkusuz politika faizi ile piyasa faizi arasındaki makasın genişlemesi ve aktarım mekanizmasındaki kopuş da bu söylemlerde etkili oldu.
Zira MB politika faizini indiriyor görünmesine rağmen kredi faizlerini sıkılaştıran bir politika izliyor.
Ayrıca düşük faizli kredi her sektör için de söz konusu değil. Bu nedenle büyük işletmelerin kredi bulması güçleşti ve işletmelerin kendi varlıklarını kullanmaları isteniyor.
Ayrıca TL’ye yönelimi artırmaya ilişkin getirilen düzenlemeler ve değişiklikler, reel kesimin uyum sağlamasını zorlaştırmakla kalmayıp tüm piyasa aktörlerinin de uyumunu güçleştiriyor.
Buna rağmen TCMB tarafından dövize olan talebi azaltmak için yılın geri kalanında ve 2023’te liralaşma stratejisi bağlamında adımların atılacağı belirtildi. Nitekim bu hafta içi Menkul Kıymet Tesisi Hakkında Tebliği’nde değişikliğe gidilerek TL cinsinden menkul kıymet tesis oranı yüzde 3’ten yüzde 5’e yükseltildi. İki puan ilave menkul kıymet tesisi TL mevduatın toplam mevduat içindeki payına göre gerçek ve tüzel kişiler için ayrı ayrı yüzde 50-60 bandında kalan bankalar için uygulanacak. Önceki düzenlemede ise bu bant yüzde 5 ile 10 arasında idi.
Liralaşma yönünde atılan adımlar ve makro ihtiyati tedbirler dışında baz etkisine bağlı olarak enflasyonun düşeceği inancı ile politika faizinde indirime devam edileceği yönünde heyecansız bir beklenti söz konusu. Ancak sorun bu baz etkisinin orta ve uzun vadede etkin olamayacağı. Zira kur yukarı yönlü artışını sürdürdüğünde baz etkisi ihtimali de azalacak. Bunun dışında cari açığın ve dış ticaret açığının enflasyonu beslemesi, seçim ekonomisinin bütçe üzerinde yaratacağı yük (özellikle enflasyonun hane halkı üzerindeki etkisini azaltmak için atılan ve atılacak olan adımlar) TCMB’nin uygulamakta olduğu para politikasını sürdürebilmek için getirilen araçlarla ve tebliğlerle ekonomiyi yönetmek zorlaşıyor. Zira merkezi bütçe eylül ayında 78,6 milyar TL ile 2022’nin en yüksek aylık açığını verdi.
Görülüyor ki seçim sonrasında sert bir şekilde frene basılmak zorunda kalınacak.