
Serap Durusoy
Enflasyon Beklentisi
Uzun süredir hükümet kanadından ve ekonomi yönetiminden en çok duyduğumuz açıklama, rasyonel politikalara dönüşle birlikte kararlılıkla uygulanan ekonomi politikasının enflasyonu kalıcı olarak düşüreceği ve buna bağlı olarak halkın alım gücünün artacağı yönünde. Ancak bu açıklama, içerisinde büyük eksiklikler barındırıyor.
Öncelikle uygulanmakta olan politikanın enflasyonu önleme yönünde maliye politikası bileşeninin olmaması hem bir eksiklik hem de programın kararlılık boyutunu zayıflatıcı bir etki yaratıyor. Daha da önemlisi TCMB’yi uyguladığı politikada yalnız bırakarak dezenflasyon sürecini de olumsuz etkiliyor. Nitekim TCMB’nin 23 Ocak Para Politikası Kurulu Toplantısı faiz oranlarına ilişkin basın duyurusunda maliye politikasının eş güdümünün sürece önemli katkı sağlayacağına ilişkin olarak bir kez daha vurgu yapıldı. Her ne kadar Sayın Şimşek kısa bir süre önce İngiltere’deki temasları kapsamında Bank of Amerika tarafından Londra’da düzenlenen Türkiye Konferansı’nda yaptığı sunumda temel politika önceliklerine ek olarak Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketine ilişkin yatırımcılara verdiği bilgide harcama kontrolleri sayesinde kayda değer bir tasarruf sağlandığını belirtse de 2024 yılının tamamında bütçe açığının 2,1 trilyon TL’ye ulaşması ve bütçe rakamları içerisinde faiz dışı harcama kaleminin yüksekliği ne yazık ki dikkat çekici. Zaten şu ana kadar dezenflasyon sürecine ilişkin atılan adımların sadece talep yönlü politikalarla sağlanmaya çalışıldığı arz yönlü tedbirler ve mali disiplin yönünün yetersizliği en büyük eksikliği oluşturdu.
Diğer yandan dezenflasyon sürecini besleyen bir önemli unsuru da hiç şüphesiz ki enflasyon beklentileri oluşturuyor. Piyasa Katılımcıları Anketi, İktisadi Yönelim Anketi ve Türkiye İstatistik Kurumu iş birliğiyle yürütülen Tüketici Eğilim Anketi ile finansal ve reel sektör uzmanlarının, imalat sanayi firmalarının ve hane halkının 12 ay sonrası yıllık tüketici enflasyonu beklentileri derlenerek elde edilen Sektörel Enflasyon Beklentileri’ nin ocak ayında gerilediği belirtildi. Ankete göre Ocak 2025’ de piyasa katılımcılarının 12 ay sonrası enflasyon beklentisi yüzde 27,1’den yüzde 25,4’e, reel sektörün yüzde 47,5’ den yüzde 43,8’e, hane halkının ise yüzde 63,1’den yüzde 58,8’ e gerilediği ve enflasyonun düşeceğini bekleyen hane halkı oranının ise haziran ayından beri ilk defa yüzde 30,8’e yükseldiği açıklandı.
Görüldüğü üzere her üç kesim için rakamlar enflasyon beklentisinin azaldığı yönünde olsa da üç kesim arasındaki enflasyon beklentisi oranındaki farklılık ve enflasyonun düşmeyeceğini bekleyen hane halkı oranının yüzde 70 olması beklenti yönetimi konusundaki zafiyeti gözler önüne seriyor. Özellikle piyasa katılımcılarının diğer iki kesimden çok ciddi ayrışma göstermesi dikkat çekici. Öyle ki bu rakam piyasa katılımcılarının neredeyse TCMB’nin beklediğinden daha düşük bir beklenti içerisine girecekleri düşüncesini kuvvetlendiriyor. Ayrıca enflasyon hedefiyle uyumlu olarak artırılacağı belirtilmesine rağmen ocak ayında yönetilen yönlendirilen fiyatlara yüzde 43,93 oranında zam yapıldığı ve enflasyonu önleme programının yükünün yalnızca ücretli kesimlerce üstlenildiği göz önüne alındığında hane halkı enflasyon beklentisinin düştüğünün belirtilmesi kabul edilebilir bir durum değil.
Öte yandan uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moodys’den de enflasyon düşüşüne ilişkin beklenti desteği geldi. Temmuz ayında kredi notumuzu iki puan yükselterek B3’ den B1’e çeken Moodys geçen hafta açıkladığı 2025’in ilk raporunda beklenen kredi notu artışını vermemesine ve kredi notu değerlendirmesini pas geçmesine rağmen enflasyondaki düşüşün 2025’te de devam etmesini beklediğini ve yıl sonunda yüzde 30’lara inebileceğini belirtti. Moodys enflasyonu sürdürülebilir bir şekilde azaltan ve büyümeyi iç talepten uzaklaştıran politikalarda devam edilirse kredi notunun yükselebileceğini vurguladı. Hal böyle olunca enflasyonu önleme yükünün talebi baskılamak için yine ücretliler üzerinden devam edileceği gayet açık.