Mert Yılmaz
Finansal mimariyi değiştirme imkanı doğuyor
Gündem görece sakin iken sermaye piyasalarında yaşanan gelişmeler ile ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Pandemi döneminde başlayan sonrasında bir dönem hız kesen yatırımcı ilgisi geçtiğimiz dönemden daha hızlı bir biçimde devam ediyor. Özellikle yeni halka arzlar hisse senedi (pay) piyasasına yatırımcı çekmeye devam ediyor.
İlk olarak Türkiye’de kayden saklanan menkul kıymet büyüklüğünün 13,05 trilyon TL olduğunu not düşelim.
4 Ekim 2023 tarihi itibarı ile bakiyeli hesap sayısı 10 milyon sınırını aştı. Pay senedi piyasasındaki bakiyeli yatırımcı sayısı 7 milyon 641 bin 559 kişiye ulaşırken, bu piyasadaki portföy büyüklüğü ise 11 trilyon TL’ye yükseldi.
2022 yılının Ekim ayı sonunda 2,8 milyon olan borsadaki yatırımcı sayısı bugün 7,6 milyona ulaşmış durumda ve artış eğilimi devam edecek gibi görünüyor. Yakın zamanda borsada 10 milyon yatırımcı görmek hiç de sürpriz olmayacak.
İşin daha da ilginç yanı 31.08.2023 tarihinde yatırımcı sayısı 6,2 milyon idi. Beş haftalık sürede açılan yeni hesap sayısı 1,4 milyon. Bu piyasadaki toplam yatırımcı sayısı on yıllarca 1,5 milyonu aşamamıştı. On yıllarla ifade edilebilecek sürede açılamayan hesap sayısı bugünlerde bir ayda açılır hale geldi.
Doğrudur; hesap sayısındaki bu artışta yeni halka arzların çok büyük bir etkisi var. Halka arza katılan yatırımcılar parasal büyüklükle olmasa da sağladıkları oransal getiriyle yatırımcıya cazip geliyor. Halka arz rallisi sona erdiğinde açılan hesap sayısında bir yavaşlama hatta nette azalma görebiliriz. Ama her ne nedenle olursa olsun yatırımcı sayısındaki bu artış son derece önemli ve olumlu. Hepimize düşen piyasamıza gelen bu yatırımcıların sistemde kalmasına katkı sağlamak. Burada elbette en önemli görev de yatırımcıya düşüyor. Kulaktan dolma bilgilerle, tüyolarla, sosyal medya tuzakları ile kalıcı para kazanılamayacağını herkesin bilmesi ve mümkünse bunu da acı bir tecrübe edinmeksizin öğrenmesinde fayda var.
Yıllarca sermaye tabana yayılmıyor, piyasadaki yatırımcı sayısı artmıyor diye şikayet edenlerin bugün piyasaya gelen yatırımcı sayısındaki artıştan mutsuz olmalarını ise anlamakta zorlanıyorum. Ülke ekonomisinin en önemli sorunlarından bir tanesi de çarpık finansal mimari yapı. Yapı öylesine büyük bir ağırlık ile bankacılık sistemi üzerinden dönüyor ki; bu yapıyı ne kadar dönüştürebilirsek ülke uzun vadede o kadar kazançlı çıkacak. Bunun da alternatif adresi sermaye piyasaları. Bankalar kredi musluklarını kıstıkları anda, krediye ulaşım zorlaştığı anda sanayi ve imalat sektöründe ne gibi sorunlar yaşandığını, ticaret hayatının nasıl zorlandığını hep birlikte defalarca yaşadık. O nedenle ne kadar çok şirketimizi halka açabilirsek (elbette belli kriterler ile) tüm paydaşlar için kârlı bir iş olacak bu tablo.
Son dönemlerde yatırımcıların yatırım fonlarına gösterdikleri ilgi de oldukça pozitif. Bu alandaki yatırımcı sayısı 4,2 milyon, parasal büyüklük 1,5 trilyon TL düzeyine ulaştı. Finansal okuryazarlığı düşük yatırımcı grubu için yatırım fonları son derece önemli ve kıymetli.
Geçtiğimiz günlerde İnfo Yatırım olarak Borsa İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz Yatırımcı Buluşmaları her zamanki gibi yoğun bir ilgi ile karşılaştı. Ekip arkadaşlarımızın da benim de dikkatimi çeken konu ise daha önceki dönemlere göre yatırımcıların finansal okuryazarlık seviyelerindeki kısmi iyileşme oldu. Kadın yatırımcı sayısındaki artış ve öğrenme iştahları ise mutluluk verici.
Son söz olarak bir kez daha altını çizmek isterim ki; Borsa uzun süredir yükseliş eğiliminde ve yatırımcısına gerek nominal gerekse reel anlamda iyi getiriler sağladı. Ancak hisse senedinin riskli bir ürün olduğunu unutmadan, bugünlerde yükseliş eğiliminde olan fiyatların bir gün herhangi bir nedenle düşüşe de geçebileceğini bilerek hareket etmekte fayda var. Piyasamıza yeni gelen yatırımcıların ne kadar fazlasını “Uzun vadeli değer yatırımcısı” veya “Temettü yatırımcısı” olmaya ikna edebilirsek el birliği ile ülkeye o kadar büyük fayda sağlamış olacağız.