Ümit Sezgin
Fenerli karakteri koyunca..
Bambaşka bir maç olacaktı hakemler devreye girmese. Mete Kalkavan- Zorbay Küçük ikilisi İrfan Can’ı haksız kararla oyundan atmasalar muhtemelen Trabzon bu maçı rahat alacaktı. Ancak 10 kişi kalan Fenerbahçeli oyuncular, bu haksızlığa isyan edip sahaya karakter koyunca maça ortak oldular. Hakemler çok üzülmüştür şimdi, istemeden Trabzon’a verdikleri zarar yüzünden.
Oysa maç öncesi neredeyse tüm rakamlar ve yorumlar Trabzon lehineydi. Mesela Tümer Metin, “Trabzon Feneri sürklase ederek yener, geçer” diyebiliyordu rahatça.
“Kimin yerinde olmak isterdiniz İsmail Kartal mı, Abdullah Avcı mı?” sorusunun cevabı durumu özetliyordu. Herhalde kimse İsmail Kartal’ı tercih etmemiştir. Sezon başından beri sürekli değişiklikler yaşayan Fenerbahçe’de henüz ne oturmuş bir kadro var, ne futbol. Pereira döneminde Szalai ve Kim savunmanın göbeğinde ideal tandem olma yolunda hızla ilerlerken, bugün dağılmış vaziyetteler. Szalai sol beke kaydırıldı. Sol açık da kullandı, yakında santraforda da denerse Kartal şaşırmam….
Trabzon’un iki kanat açığı ligin en etkili isimleri, Nwakaeme ve Visca…Fenerbahçe bu isimlere kiminle karşı koydu, Osayi ve Szalai. Birisi sağ açık diğeri stoper…
Orta sahada Kartal, mücadeleci bir üçlü tercih etmişti. Crespo, Zajc ve santrafor arkasında Mert Hakan. Sezon başında, “Mart ayında orta sahanın göbeği Crespo ve Zajc’tan oluşacak” desem herhalde benimle dalga geçerdiniz. Ama bu maçta muhteşem oynayıp “hakediyoruz” dediler.
Açıklarda İrfan ve Rossi’ye santraforda Serdar Dursun eşlik etti. Mesut Özil nerede mi? Yok yok her zamanki gibi locadan seyretmedi, yedek kulübesinde başladı. Yazı var kışı var acele edecek nesi var?
Valencia’nın sakatlığı büyük eksiklik. Arda Güler ise Fenerbahçe tribünlerinin yeni bilmecesi. Neredeyse Arda’yı kurtarıcı gibi görenler de var ama İsmail Kartal “Yahu bu maç çok ağır, kenarda başlasın” diyenlere kulak vermişti.
Fenerbahçe taraftarı da aylar sonra tüm bu rakamlara, yorumlara inat tribünleri doldurmuştu… İnanıyor, güveniyoruz diyordu tribünler.
Her iki takımın da önde baskısıyla başladı maç. Özellikle Fenerbahçe rakip stoperlere yaptığı baskıyla etkili olurken hakemler devreye girdi.
Aslında Maç Zorbay Küçük’ün Var’daki Mete Kalkavan’ın isteği ve desteğiyle yarattığı kırmızı kartla da başladı diyebiliriz. Bu yıl Trabzon’a verilen desteğin kanıtını isteyenler bu pozisyonu tekrar tekrar izleyebilirler. Bu kırmızıyı Trabzon’da Trabzon’lu bir oyuncuya verebilecek hakem yok. Bu sene böyle…
Fenerbahçe’nin 10 kişi kalmasının hemen ardından Nwakaeme defansa çarpıp önüne düşen topla Fenerbahçe ağlarını gördü.
Haksız kart ve yenen şanssız gole duyulan öfke adeta onbirinci oyuncu olarak sahada yerini aldı. İlk yarının kalanında Fenerbahçeli oyuncular bu sezonun belki de en istekli futbolunu oynayıp, eskilerin deyimiyle “sahaya karakter koydu”. Mert Hakan sağ açığa kayıp, Serdar orta sahaya yaklaşınca santraforsuz kalan Fenerbahçe pozisyonlar üretti ama gol atamadı.
İkinci yarıya daha kontrollü, daha sakin başladı Fenerbahçe. Takım ilerde basmayınca etkisiz kalan Rossi ile yorulan Serdar’ı çıkarıp Pelkas ile Berisha’yı aldı Kartal…
Tribünlerin Arda Güler’i istediği dakikalarda Fenerbahçe aradığı gole bir duran topla kavuştu Fenerbahçe. Sağdan Mert Hakan’ın kullandığı serbest vuruşta Zajc kafayla ağları buldu.
Her bir oyuncu formasının hakkını verirken, Kim, Crespo, Mert Hakan, Serdar Aziz özel alkış aldı. gecenin yıldızlarından Osayi Samuel, ligin etkili sol açığı Nwakaeme’ye nefes aldırmadı.
Lütfedip 80’nci dakikada oyuna giren Mesut Özil sahada bir uzaylı gibi dolaştı. Uzun zamandır sahalardan uzak kalan Mesut Özil gibi bir oyuncuyu, bu kadar güçlü bir mücadelenin sonunda oyuna almakla İsmail Kartal ne umdu bilmem… Ne takıma ne Özil’e hiç bir faydası olmadı.
Bu maç beraberlikle bitse bile Fenerbahçe’nin üç maç üst üste aldığı galibiyetin ardından umalım ki takım ve tribünler için devam edecek bir motivasyon olsun.
TRİBÜNÜN MUHALEFET ŞERHİ: AĞLAYACAKSANIZ OYNAMAYALIM / İBRAHİM CAN
Maçla ilgili konuşmadan önce şunu söyleyeyim, geçmiş yıllardan kalma bir gündü. Tamamen dolu tribünler, herkes umutlu, inançlı, keyifli. 90 Dakika hep destek tam destek coşku içindeydik. Özlemişiz bu keyfi, bu coşkuyu.
Gelelim maça. Sezon ilk yarısındaki maça da Fenerbahçe çok iyi başlamıştı ve öne geçmişti. Sonrasında facia bir kırmızı kart ile Kim Min Jae oyundan atılmış, Fenerbahçe 3 puanı kaybetmişti. Dün akşam Fenerbahçe bu sezonun en iyi performansını sergilerken yine bir kırmızı kartla maçın hemen başında 10 kişi bırakıldı. Bundan sonra, ise herhalde sadece Fenerbahçe’nin yiyeceği saçma sapan bir gol gördü kalesinde. Geride kalan maçların aksine, Fenerbahçe pes etmedi ve bu senenin en iyi takımı Trabzonspor’a rakip kaleyi göstermedi bile. Bu sezon hakemler Fenerbahçe’nin Trabzonspor’u yenmesine izin vermedi. Ama İsmail Kartal yine garip kararlar verdi. Mesela 60. dakkaya kadar bekledi ilk değişikliği yapmak için takım yorulduğu halde. Bir de tuhaf bir şekilde Özil’i aldı son 10 dakka oyuna. Özil’den bize yar olmayacak bu anlaşıldı bir an önce gönderilmeli kendisi. Berisha her maç geriye gidiyor acilen birilerinin kendisiyle konuşması lazım. Sonuç olarak takımda sorun çok, sakat çok, bunları ve 70 dakika 10 kişi oynadığını göz önünde bulundurunca dün akşamki beraberlik bir başarıdır. Bu iyi oyun kimseyi aldatmasın, hala hesap vermedi yönetim. Başkan Ali Koç, Trabzonspor maçı için İstarnbul dışından gelen derneklere verdiği yemekte “başarı gelmeden görevden ayrılmam” demiş. Peki bu dört senelik başarısızlık ne olacak? Kimse hesap vermeyecek mi? Hala aynı fikirdeyim, bu yönetim istifa etmelidir.