Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), enflasyonu gerçeğinden daha aşağılarda göstermek için istediği kadar rakamlarla oynasın, çarşıya pazara gittiğinizde “hiper” boyuta ulaşmış hayat pahalılığı karşınıza çıkıyor.
AKP’nin sözde ekonomi kurmayları kendi güdümlerindeki medyada, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın izinden giderek Avrupa’da rafların boş olduğu, halkın açlıkla mücadele ettiği, Avrupa’yı zor bir kışın beklediği masallarını anlata dursunlar, ekonomi bilimi onları daha söylediklerinin üzerinden 24 saat geçmeden yalanlıyor.
Halkın ağzından dökülen “para pul oldu” vurgusu, Türk lirasının başta ABD Doları ve Euro olmak üzere yabancı para birimleri karşısında sürekli eridiği gerçeğini net şekilde ortaya koyuyor. Türkiye’deki mevcut şartlar, insanların birikimlerini, özel veya devlet bankalarından kredi çekerek geçmişte olduğu gibi gayrimenkul veya otomobil alarak değerlendirmesine imkan tanımıyor. Merkez Bankası Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla faizi indiriyor ama koca Türkiye’de ara ki Merkez’in faiz politikasına uygun kredi veren banka bulasın. Devlet bankaları kredi vermemek için çeşit çeşit bahane uyduruyor. Veren de örneğin 2 milyon TL değerindeki daireye, 150 -200 bin TL kredi veriyor. Herhalde dairenin pencere çerçevelerini yenileyebilmek için…
Tüm bunları neden yazdığıma gelince… Türkiye’de ekonomik kriz arttıkça, son dönemde dikkat çekici bir şekilde sanat eserlerine yönelik ilgi de artıyor. Bu durumu ekonomiden anlayan birçok kişiyle konuştuğumda, özetle şu değerlendirmede bulunduklarını söyleyebilirim:
“Krizde insanlar paralarını korumak için gayrimenkul veya otomobil alamayacak duruma düşünce, kendilerine bir yol aramaya başladılar. Borsa, altın ve dövizin yanı sıra rahat taşınabilir ve görsel özellikleri nedeniyle Türkiye’nin tanınmış ressamları ile gelecek vaat eden genç ressamların eserlerine ilgi arttı.”
İşten anlayan ekonomi çevrelerinin yaptığı bu değerlendirmeyi doğrulayan birçok yeniliği görmek mümkün. Pandemi döneminde başlayan internet üzerinden yapılan müzayedeler artık canlı görüntülü olarak Instagram’a taşındı. Hemen her akşam Instagram’da canlı müzayedelere rastlıyorsunuz.
Ne gerekçeyle olursa olsun sanat eserlerine yatarım yapmak elbette olumlu ve sevindirici bir gelişme. Ancak Türk insanının yeni bir şeyi kısa sürede yozlaştırma özelliğini maalesef Instagram müzayedelerinde de görüyorsunuz. Birkaçı hariç, özellikle İstanbul merkezli bazı antika ve müzayede evlerinin pazarda domates-biber gibi resim satması, eserleri hoyratça tanıtması, kabul edilecek bir durum değil. Bu nedenle müzayededen eser alacak sanatseverlerin, uzun yıllardır sanat eseri satan, güvenilir bilinen kişi, galeri ve müzayede evlerini tercih etmelerini, spekülasyonlardan uzak durmalarını, almak istedikleri eserin ressamı hakkında önceden bilgi sahibi olmalarını ya da danışmalarını tavsiye ederim.
TURAN EROL CADDESİ
“Hocaların hocası” ünlü ressam Turan Erol’un artık Ankara’da adının verildiği bir cadde de var. Çankaya Belediyesi, geçen hafta Ankara’da sanat galerilerinin toplandığı Yıldız semtindeki bir caddeye Turan Erol ismini vererek, hocanın adını ölümsüzleştirdi.
Galeri Soyut’ta Tamer Bilgiç, Hasan Basri İnan, Duygu İrem Can, Grup Sanat’ta Burhan Alkar, Valör Sanat’ta Demet Demirhan, Sevgi Sanat’ta Fikri Cantürk, Fırça Sanat’ta Selçuk Başaran, Kent Sanat’ta Buket Ayrancıoğlu, Tosca Art’da Vecdi Candemir, Armoni, Arda ve Çankaya sanat galerilerinde de ustalardan karma sergileri görebilirsiniz.
