Altın tepside sunulan fırsatlar çıkar bazen karşınıza! Önemli şanslardır. Yaşamınızın, geleceğinizin seyrini değiştirir. Kariyer ve zenginlik hikayelerinde anlatılır hep! Dönüm noktalarından ve dönüm noktalarının nasıl değerlendirildiğinden söz edilir. Kişisel bazda yaşandığında kişi veya kişilerin, sportif bazda yaşandığında kitlelerin, politik anlamda yaşandığında ise ülkelerin hatta bazen dünyanın seyrini değiştirir bu olumlu veya olumsuz fırsatlar.
Adolf Hitler’in çizdiği resimlerin öğretmeni tarafından beğenilmemesi insanlık tarihini değiştirmişti!
Abraham Lincoln’un bir kölenin yaşamından etkilenerek köleliği kaldırması, İngiltere Kralının Winston Churchill’i ikna edip İngiltere’nin başına getirmesi gibi dünya tarihini değiştiren sayısız dönüm noktasından söz etmek mümkün.
Futbol tarihi için de durum aynı. Sayısız örnek var ama makalem sınırlı olduğu için sadece Galatasaray-Milan Şampiyonlar ligi maçına değinelim. Şampiyonlar Ligi grup maçlarının sonuncusuydu ve Galatasaray’ın gruptan çıkma şansı yoktu. Maç 2-2 sona ermek üzereyken Galatasaray penaltı kazanmış ve topun başına Ümit Davala geçmişti. Bir penaltı ne kadar önemli ne kadar “dönüm noktası” olabilirdi? O kadar önemli, öyle bir dönümdü ki, Ümit Davala’nın gole çevirdiği penaltı sonrasında Galatasaray UEFA Kupasına kalmış, UEFA Kupasını ve Süper Kupayı kazanmış, dünya futbol tarihinde ilk defa bir Türk Takımı UEFA Kupasının sahibi olmuştu!
Dün Trabzon’da Galatasaray için” dönüm” olabilecek bir maç oynandı!
Sezon başından beri liderliği bırakmayan Fenerbahçe, Trabzonspor’a 2-0 mağlup olarak Galatasaray’a altın tepside bir fırsat sundu. Galatasaray İstanbulspor’u yenmesi durumunda fikstür dezavantajı ile başladığı (ilk 6 haftada 4 deplasman) Süper Ligin yeni lideri olacaktı. Bu liderlik şampiyonluğa, şampiyonluk ise büyük yatırımların yapıldığı ve daha büyük yatırımların yapılması düşünülen futbol takımı ile yeni hikayelere sebep olabilirdi.
Cezalı Muslera, sakat İcardi ve ilk 11’de başlayamayan Oliveira, Galatasaray için handikaptı.
Midtsjö-Torreira’lı orta saha endişe vericiydi. İki oyuncunun benzer özelliklerde oluşu Kayserispor maçında orta saha hakimiyetini rakibe vermiş, Galatasaray o maçta rakibine 2-1 mağlup olmuştu.
Yönetimin yaklaşık 2 ay önce yaptığı stratejik bir hamle bu handikapların olası olumsuz sonuçlarını engelledi!
Yaklaşık 2 ay önce Avusturya’dan duran top ve taç hocası Sargon Duran teknik ekibe dahil edilmişti.
Galatasaray büyük handikaplarla çıktığı ve belki de bu handikaplarla kazanılması mümkün gözükmeyen maçı ilk yarıda bulduğu 2 duran top ile kazandı.
Maçın ikinci yarısına Okan Buruk’un yaptığı yanlış oyuncu değişiklikleri damga vurdu. Sakatlanan Midstjö’nün yerine Berkan Kutlu’nun alınması, oyundan düşen Mertens’in çıkarılmaması, gününde olmayan Rashica’nın ve yine oyundan düşen Gomis’in yerine Barış Alper Yılmaz’ın tercih edilmemesi ibreyi İstanbulspor’a çevirdi.
İstanbulspor aradığı golü de buldu ama yakaladığı fırsatları değerlendiremeyince berabere bitirilmesi mümkün olan büyük bir fırsatı tepmiş oldu. İstanbulspor 1 puan fırsatını teperken, Galatasaray büyük handikaplarla oynadığı maçta kendisine altın tepside sunulan tarihi fırsatı geri çevirmedi ve liderlik koltuğuna oturdu.
Okan Buruk yaptığı hataları tekrarlar mı yoksa Galatasaray ideal orta saha anlayışı (Oliveira-Torreira-Mertens) ile İcardi’nin dönüşünü fırsata çevirip eski görüntüsüne döner mi hep beraber göreceğiz.
İkinci senaryo gerçekleşirse bu liderlik yeni bir yürüyüşün, yeni bir senaryonun başlangıcı olabilir.
