Aytuna Tosunoglu
DOROTİ’NİN PABUÇLARI
Sayılar olayın karmaşıkmış gibi görünen doğası yüzünden sürekli değişiyor ve güncelleniyor, elbette. Ama aklınızın bir yerinde bulunsun, değerli okur: Suriye’deki iç savaş boyunca bizdeki batı orijinli firmalar (2 firma) eli silahlı grupların ayaklarına bot vermiş. Parasını kimin ödediği konusunda herkesin bir fikri var, elbet. Küçük bir araştırmayla bu gruplara toplamda 500 milyon Amerikan doları (yaklaşık 17 buçuk milyar TL) değerinde askeri giysi, bot, mühimmat ve silah verilmiş. Açık kaynakların yalancısıyız.
Ayak Numarası
Ben pabuç kısmını merak ettim. Doroti’nin askeri pabuçları… “Oz Büyücüsü” isimli çocuk romanının kahramanı Doroti’nin ayağında bir çift sihirli pabuç vardı, bilirsiniz. Aslında, romanın yazarı Lyman Frank Baum kitabında bu ayakkabıları gümüşten yapılma olarak tarifler. Sinema filmindeki gibi kırmızı değildir. Baum popülist söylemleri ve yazıları olan biri olarak, gümüş ayakkabıları dönemin (19. Yüz yıl sonu) önemli bir siyasi konusu olan gümüş para standardını temsilen koymuştur. Neyse. Alegoriden ayrılmayalım.
Tılsım
Batı ödenekli Doroti’nin askeri pabuçları Suriye’de tüm çatışan grupların ayağında ve tozu dumana kataraktan dolaşırken acaba büyülü bir tılsıma da sahip mi… Hani hem zarar görmekten koruyucu hem de kaderlerinde daha büyük bir amaç olduğunun da sinyali mi, bu askeri papuçlar? Aynen Doroti’de olduğu gibi mesela. İnşa edilmiş bir gerçeklik öyküsü içinde kendilerini keşfedecekler. Aynen Oz Büyücüsü masalında olduğu gibi…
Düzgün Çocuklar
Kendilerine “çeki düzen veren” silahlı, pabuçlu, Çin imalatı formalı grup daha büyük bir amaç için Suriye’de bulunuyor olabilir. O amaca ilerlerken ortamda, Amerikan dış siyasetinin ayrılmaz parçası haline gelen algı yönetiminin, bir aparatı olduklarının farkında olmayabilirler. Harekete geçirmek için, hareketlerinin yönünü belirlemek için hayalleriyle, ihtiyaçlarıyla ve tabi ki korkularıyla dans ettirmeyi çok iyi bilir, Amerikan siyaseti. Başka türlü nasıl açıklanır, bilmiyoruz. Türkiye Devleti tarafından terörist örgüt listesinde yer alan HTŞ ve İsrail ordusu birbirlerine el sallama mesafesinde, haritanın üst ucunda ise YPG İsrailli dostlarını bekliyor. Hani gelin de komşuluk edelim, der gibi…
Temizleyince Çıkıyor mu?
Olumlu ve “kurumsal” imaj oluşturma sürecinde olan cihatçı HTŞ örgütü için sosyal medyada ve televizyonlarda güzellemeler devam ederken bir gün önce Milletvekili Celal Fırat sosyal medya hesabından, “Suriye’de Alevi katliamı yaşanıyor” başlıklı bir yazı yayınladı. Yazısında mealen HTŞ’nin Alevilerin yoğunlukta olduğu bölgelere saldırdığını, sayısı on binlere varan halkın yerlerinden göç etmeye başladıklarını, Tartus’a ulaşmaya çalıştıklarını söylüyor. Konuyla ilgili ne batı medyasında ne de bizim medyada doğrulayıcı ya da yalanlamalı bir haberle karşılaştık. Ancak HTŞ’nin geçmişi Alevilere karşı gerçekleştirdikleri zulümlerle dolu… Kısa geçmişte cihatçı HTŞ örgüt elemanlarının ayağındaki Doroti’nin pabuçları kana bulanmıştı. Şimdi temizlemiş görünseler de…
Sınırsız
Takıyye gibi bir durumu İslam’ın kutsal kitabından “canına kastedenden kurtulmak için Müslüman değilmişsin gibi davranabilirsin” diye anlıyor ve onunla sınırlı tutuyoruz. Bugün kendine Müslüman diyen eli silahlı ya da silahsız bazı grupların kendilerine hak gördüğü her şeye ulaşmada iki yüzlü davranabildiklerini, yalan söyleyebildiklerini bilmiyor muyuz...
Oz Büyücüsü’nde “Batının Kötü Cadısı” da takıyye yapıyordu, zaten.