Barışcan İğrek
Beşiktaş’ta tuhaf işler oluyor
Trendyol Süper Lig’de 12.hafta tamamlandı. Acısıyla, tatlısıyla, takımların inişli-çıkışlı performanslarıyla, hakem hatalarıyla 12 haftayı geride bıraktık.
Süper Lig’in son şampiyonu Galatasaray, bu sezon da yoluna emin adımlarla devam ediyor. Şampiyonlar Ligi A Grubunda ise 4 puan ile 3.sırada bulunuyorlar. Deplasmanda Copenhag’ı, RAMS Park’ta ise Manchester United’i mağlup ederek bir üst tura yükseleceklerine inanıyorum.
Galatasaray, kalite olarak Süper Lig’in çok üzerinde bir kadroya sahip. Oyunun kaderini değiştirecek oyuncu sayısı oldukça fazla. Kolombiyalı stoper Davinson Sanchez savunmanın lideri konumunda. Çok faydalı işler yapıyor. Sezon başında transfer edilen Wilfried Zaha, Tanguy Ndombele, Tete ve Hakim Ziyech kaliteli oyuncular ama henüz Galatasaray’a adapte olabildiklerini düşünmüyorum. Kalitelerini sahaya yansıtmaları gerekiyor. 12.haftada alınan Hatayspor mağlubiyetini iş kazası olarak değerlendiriyorum. Muhtemelen rakibi biraz küçümsediler. Galatasaray, sezon sonuna kadar şampiyonluk yarışında var olacaktır.
Şampiyonluk yarışının bir diğer güçlü adayı -hiç şüphesiz- Fenerbahçe. Bu sezon oynadıkları futbol ile taraflı-tarafsız bütün futbolseverlerin takdirini topluyorlar. Hücum kaliteleri üst seviyede. Bana göre, Süper Lig’in en iyi hücum eden takımı Fenerbahçe. Edin Dzeko gibi bir santraforları var. Buldu mu atıyor! Ali Koç yönetiminin Türkiye’ye getirdiği en iyi santrafor...Fred, Szymanski ve Tadic gibi oyuna yön veren ve gol yollarında etkili olan oyuncular mevcut. Stoper bölgesinde Becao’nun uzun süre formasından uzak kalacak olması büyük dezavantaj. Trabzonspor ve Adana Demirspor maçlarında da Becao’nun yokluğu fazlasıyla hissedildi. İsmail Kartal, Milli arada stoper sorununa mutlaka bir çözüm bulacaktır. Aksi takdirde Fenerbahçe, kendisini hiç tahmin etmediği bir senaryonun içinde bulabilir.
Galatasaray ve Fenerbahçe ile ilgili kullandığımız övgü dolu ifadeleri Beşiktaş için kullanmamız mümkün değil. Paramparça olmuş bir takım var ortada. Sezon başında izlenen akıl almaz transfer politikası herkesin malumu. 12 haftada üç hoca ile çalışıldı(Bir tanesinin lisansı yok). Futbolcuların takımla en ufak bir aidiyet bağı kalmamış. Takımın bir numaralı santraforu Vincent Aboubakar kaç maçtır oynamıyor (Mide spazmı ve sakatlık gerekçeleriyle). Aboubakar bunu her zaman yapıyor. Sergen Yalçın döneminde de sözleşmesini yenilememek için, takımı şampiyonluk yarışında iken sezonun sonuna doğru ona en fazla ihtiyaç duyulduğu haftalarda sudan bahanelerle oynamamış, sezon sonunda da takımdan ayrılmıştı. Karakter meselesi!
Takımın en yaratıcı ayaklarından biri olan Rachid Ghezzal, iki senedir sakatlık gerekçesiyle istikrarlı bir şekilde forma giyemiyor. Son oynanan Başakşehir maçında 41.dakikada sakatlanan Bakhtiyor Zaynutdinov’un yerine oyuna girdi, ikinci yarı başlarken oyundan çıktı. Çok ilginç! Sakatlıklar asla sorgulanamaz ama her sakatlığın da bir sınırı vardır!
Takımın başına Başakşehir maçından önce -camianın çocuğu- Rıza Çalımbay getirildi. Geç de olsa en doğru çözüm bulundu diyebilirim. Rıza hoca, Denizlispor ve Sivasspor’da kendisini kanıtlamış bir teknik direktör. Aralık ayında gerçekleşecek olağanüstü seçimli genel kurulda, başkanlık koltuğuna kim oturursa otursun Rıza hoca ile yola devam etmelidir. Sezon sonuna kadar Rıza hoca ile devam edilip, sezon sonunda farklı bir hoca ile anlaşılırsa bu da son derece yanlış bir hamle olur. Gelecek sezonu da riske atmış olurlar. Rıza Çalımbay’a zorlu görevinde başarılar diliyorum.