Abdullah Biricik
BABEL VE GALATASARAY
Ryan Babel. Surinam asıllı Hollanda’lı futbolcu. Ajax forması ile profesyonel futbol kariyerine başlayan Babel, Hoffenheim, Deportivo, Fulham ve Liverpool gibi dünya klasmanında üst sıralarda yer alan önemli kulüplerde forma giydi. Forma giydiği pek çok kulüpte önemli başarılara imza attı. Bir dönem yolu Birleşik Arap Emirlikleri ile de kesişen Ryan Babel 2015 yılında El-Ayn takımının formasını terletti. Hollanda Milli Takımının U-17, U-19, U-20, U-21 ve U-23 takımlarının tamamında forma giyen Ryan Babel, Hollanda Milli Takımının formasını da rekor denebilecek bir seviyede tam 69 kez terleterek toplamda 95 maç gibi üst bir seviye yakaladı.
Yıl bazında 16 yıl 4 gün gibi rekor bir seviye yakalayan Ryan Babel, Abe Lenstra (19 yıl 1 ay 19 gün), Bertus De Harder (16 yıl 11 ay 29 gün) ve Mick Clavan (16 yıl 8 ay) ‘dan sonra Hollanda Milli Takımının formasını en çok terleten 4. oyuncu olma başarısını gösterdi. Bu ünvanı ile Frank Rijkaard, Clarence Seedorf, Marco Van Basten, Dennis Bergkamp, Ruud Gullit, Johan Cruyff, Robin Van Persie, Wesley Sneijder, Arjen Robben, Patrick Kluivert ve Ronald Koeman gibi tüm zamanların en iyi Hollandalı yıldızlarını geride bırakmayı başaran Ryan Babel, ülkemizde de Kasımpaşa, Beşiktaş ve son olarak Galatasaray formalarını giydi. Ryan Babel forma giydiği kulüplerde şu ana kadar 18 kupa kaldırma başarısı yakaladı.
Bu yoğun ve tüm futbolcuların hayallerini süsleyen kariyeri tek tek sıralamamın sebebi, Ryan Babel’in Ömer Bayram ile Galatasaray’ın en çok tartışılan ismi olması. Eleştirilerin odağındaki Hollandalı yıldız, neredeyse tüm taraftarların hedefindeki isim haline geldi. Bu hedefe yerleşmesinin en büyük nedeni ise oyun tarzı ile hızlı hücum yapmak isteyen Galatasaray takımını yavaşlatması ve Fatih Terim tarafından Ömer Bayram ile birlikte kurtarıcı olarak sahaya sürülmesiydi. Kurtarma operasyonlarının da başarısızlıkla sonuçlanması bu iki oyuncuyu hedefe koydu. Belki ilk 11’de başlayıp orta derece bir futbol ortaya koymuş olsalar bu kadar tepki çekmeyeceklerdi. Hatta Babel santrafor pozisyonunda oynasa yine bu kadar hedefte olmayacaktı. Bu temel yanlış Galatasaray’da kurtarma operasyonlarını başarısız kıldığı gibi Babel gibi yüksek kariyerdeki bir oyuncuyu da “istenmeyen adam” haline getirdi. Fatih Terim bu yanlışı yıl içerisinde “taraftarlarla inatlaşarak” tekrarlasa da zaman zaman taraftarın tepkisini dikkate almayı tercih etti. Bu iki oyuncunun endişe verici performanslarının yanında Fernando Muslera’nın gittikçe düşen form grafiği de Marsilya maçı öncesi dikkat çeken büyük bir handikaptı.
Galatasaray adına bu endişe verici istatistiklerle başladı Marsilya maçı. Marsilya Fransa Ligine çok iyi başlamıştı ve oldukça formdaydı. Gerson, Saliba ve Cengiz Ünder gibi flaş transferlere imza atmıştı.
Fatih Terim genç ve yeni transferlerin neredeyse tamamına forma vererek çok ideal bir 11 ile çıktı Marsilya deplasmanına. Sakatlıktan kurtulan Sacha Boey ve ligde cezalı olduğu için oynayamayan Marcao ise adeta bonus olmuştu. Galatasaray bu doğru tercihlerin karşılığını aldı ve ilk yarıda oldukça iyi bir deplasman performansı ortaya koydu. Marsilya’ya çok net pozisyonlar vermediği gibi geliştirdiği hızlı hücumlarla rakibine oldukça zor anlar yaşattı. Her ülkenin en kötü ve yetersiz hakemlerini seçmeyi görev addetmiş olan ve Avrupa’nın en çok tartışılan kurumu olan UEFA’nın bu önemli maç için tercih ettiği ve faul standartı olmayan Polonyalı hakem Pawel Raczkowski tartışmalı bir penaltı pozistonunda tercihini Marsilya’dan lehine kullanırken, 45. Dakikada yanlış yerde durmayıp, topla Galatasaraylı oyuncunun arasına girmese Galatasaray ilk yarıyı 1-0 önde tamamlayabilirdi. Taraftarların birbirlerine meşale atışlarını, Cengiz Ünder’in harika şutunu ve Muslera’nın eski günlerini aratmayan kurtarışını da ilk yarı detayları adına unutmamak lazım.
İkinci yarıya Marsilya daha istekli ve atak başladı. İkinci bölgedeki alan yerleşimlerini daha doğru yapan Marsilya, ciddi pozisyonlara girmese de sahayı iyi parselleyip 70. dakikaya kadar Galatasaray’a ciddi bir pozisyon vermedi. Bu kısırlığa, tartışmalı ve lehte kararları ile damga vuran Polonyalı hakem son vermeye çalıştı ve Marsilya lehine bir penaltı çaldı. Hakemin bu bariz müdahalesine VAR hakemi kayıtsız kal(a)madı ve Polonya’lı hakemden pozisyonu tekrar izlemesini istedi. Pozisyonu 8 dakika izleyen Polonya’lı Pawel Raczkowski, kararı iptal etmek zorunda kaldı. Raczkowski 8 dakika uzattığı maçı 10 dakika daha oynatmasına rağmen skora engel olamadı ve maç 0-0 sona erdi. Galatasaray gruptaki puanını 4’e çıkararak önemli bir avantaj elde etti.
Hikaye şu ki Marsilya karşısında tüm doğruları yapan Fatih Terim, Kerem’in iyi oynamadığı bir maçta Barış Alper Yılmaz gibi genç yetenekli ve hızlı bir oyuncu kulübede iken yine oyuna Ryan Babel’i aldı. Babel oyuna katkı sunamadığı gibi pozisyonları harcadı ve Galatasaray sol kanattan ciddi pozisyonlar verdi.
Felaketin yaşanmasına engel olan tek detay ise Babel’in oyuna girdiği dakikanın 88 olmasıydı!