Mauro Icardi.
Sergio Oliveira.
Cedric Bakambu.
Hakim Ziyech.
Sacha Boey.
Lucas Torreira.
Galatasaray’ın ilk 11’i değil yukarıda saydıklarım.
Eksikler.
Konyaspor maçında forma giyemeyenler.
Galatasaray için belki de sezonun en önemli maçıydı bu çünkü çok önemli yıldızların olmamasının yanında Galatasaray’ın en çok zorlandığı rakiplerden birisiydi Konyaspor. Rakibine karşı yaptığı son 10 maçta sadece 4 galibiyet alabilen Galatasaray, kalan 6 maçta rakibine puan kaybetmişti.
Yüzde 50’nin üzerinde bir rakam bu.
Çok önemli eksikleriyle oynayan Galatasaray için önemli bir şans vardı. Okan Buruk’un hiçbir koşulda şans vermediği genç oyuncular -bir ihtimal- şans bulabilirdi!
İlk 11’de hiçbiri şans bulamadı.
Yani bir sürpriz dahi yapmadı Okan Hoca. Eyüp Aydın, Gökdeniz Gürpüz, Baran Demiroğlu, Ali Turap Bülbül, Hamza Akman ve Efe Akman’ın tamamı (zorunluluktan) yedek kulübesindeydi.
İlk yarıda pek çok gol pozisyonu yakalansa da son vuruşlardaki beceriksizlik Galatasaray’ın temposunu düşürerek Konyaspor’un direncini arttırdı.
“Okan Buruk bu duruma tepkisiz kalmadı ve ikinci yarıya önemli değişikliklerle başladı” demek isterdim ama Okan Hoca -bizleri yine yanıltmayarak- aynı 11’le devam etti.
Halil Dervişoğlu ve Kerem Aktürkoğlu’nun gol atamayacağı belliydi o yüzden sahneye Abdülkerim Bardakçı çıktı. Kafayla atmasına alıştığımız Abdülkerim, sporseverlere jeneriklik bir vole izletti.
3-0’lık skor herkesi yanıltabilir çünkü 90. dakikaya kadar panik ve korku ile geçen bir yarım saat izledi taraftarlar. Okan Hoca yine oyuna müdahale etmeyerek “oyuncu değişiklikleri” konusundaki zafiyetini gün yüzüne çıkardı. 90. dakikada gelen golden sonra 3 genç oyuncuyu birkaç dakika oynamaları için oyuna aldı.
Dalga geçmek gibiydi oyuncularla!
Jorge Jesus 17 yaşındaki Arda Güler’i sindire sindire oynatarak ligin bitimine 5 hafta kala takımın en iyisi yapmış, ligin bitiminde de rekor bir ücretle Real Madrid’e göndermişti.
Galatasaraylı genç oyuncular Arda Güler potansiyelinde değilse neden alt takımlarda tutuluyor? Yeteneklilerse neden 7 eksiğin olduğu ve pek çok oyuncunun tel tel döküldüğü bir maçta neden süre alamıyorlar?
Kimse kusura bakmasın ama tabela yorumculuğu yapmak Galatasaray’a ve Türk futboluna zarar verir. Ben 3-0 kazanılan bir maçta “takkeyi düşürmeyi” yeğliyorum. Okan Buruk oyuncu değişiklikleri konusundaki zafiyetini gidermeli ve genç oyunculara daha çok süre vermelidir.
Son eleştirim de Ndombele konusunda! Fizik olarak hazır olmamasına rağmen 90 dakika oynayıp müthiş bir performans sergiledi. Sezon boyunca hazır hale getirilmesi için neden yeterli süre alamadı? Umarım eleştirilerim ve sorularım Galatasaray’da bazı eksikliklerin görülmesine katkı sunar.
Önemli bir pencereyi de Hakan Keleş için açmak istiyorum. Galatasaray’ın geçen sezon kazandığı Konyaspor maçından sonra dönemin Teknik Direktörü İlhan Palut’u yere göğe sığdıramamıştım.
Kaybetmesine rağmen müthiş bir futbola imza atmıştı.
Bu sezon da Çaykur Rizespor’un başında harika işlere imza atıyor.
Genç bir teknik direktörsün ve Anadolu’nun önemli bir takımını çalıştırma şansı yakalamışsın! Nedir bu oynatmama, “otobüs çekme” çabası?
Geçmişte ve tarihte hangi antrenör bu felsefe ile başarılı olmuştur?
Kapanarak, oynatmamaya çalışarak 1 puan veya 3 puan alsan ne olacak?
Takım oyununa ve takımın geleceğine ne katkısı olacak?
Giresunspor’u çalıştırırken bu felsefe ile oynayıp Galatasaray’dan 3 puan alıp takımı küme düşürmedin mi? Nerede şu an Giresunspor? Senden ve genç teknik direktörlerden beklentilerimiz yüksek. Kısıtlı imkanlarla önemli işlere imza atmanızı bekliyor ve istiyoruz. Eğer o kapasiteniz yoksa, boşta olup senelerce kulüp düşüren tecrübeli hocalarımız var.
Onlar devam etsin, bizler de sizin adınıza daha fazla üzülmeyelim.
