Kaya Türkmen
Mustafa Kemal’in askerleriyiz: Yoksa siz değil misiniz?
Kara Harp Okulunun mezuniyet töreninde çiçeği burnunda teğmenler resmi programın dışına çıkıp “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykırdılar. Ardından da yıllarca devam ettirilmiş, ancak son birkaç yıldır terkedilmiş bir geleneğe uygun olarak kılıç çatarak ant içtiler.
Çok da iyi ettiler. Benim tüylerim diken diken oldu. “İyi ki varsınız” dedim kendi kendime.
Zaten onlar da komutanlarına “Bizi tarikatçı filan sanıyorlar. Öyle olmadığımızı göstermek istedik” demişler.
Biz “Orduya tarikatçıları doldurdular” diye korkuyorduk. O yemin töreni ilaç gibi geldi. Gözlerimiz yaşardı. İyi ki varlardı…
Teğmenler mezuniyet töreninde resmi programın dışına çıktılar ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” dediler diye kıyamet koptu.
Her kafadan ayrı ses çıktı. Kimileri bundan bir darbe senaryosu üretirken, kimileri “Helâl olsun çocuklara” dedi. Bazı Akapeliler birbirlerine girdiler.
Akape sözcüsü Ömer Çelik, yaptığı ilk açıklamada "Genç teğmenlerimizin mezuniyet törenlerinde ordumuzun ebedi başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anması kadar doğal bir şey yoktur” dedi. “Bunu bir vesayet odağı gibi değerlendirmek yanlıştır" diye ekledi.
Yemin töreninden hemen sonra açıklama yapan MHP’nin bir genel başkan yardımcısı “Genç teğmenlerimiz kanun, nizam, amir ve başkomutanlarına sadıktır, vazifelerinin farkındadır... Kendilerine güvenimiz tam" diyerek desteklediği halde, genel başkan “30 Ağustos’u gölgeleyen, ülkemizi meşgul eden, hasımları ümitlendiren, istismar lobisini heyecanlandıran ikinci yemin hadisesinin her bakımdan netliğe kavuşması zorunludur” gibi laflar etti.
Konu hakkında uzun süre sessiz kalan Cumhurbaşkanı Erdoğan da 7 Eylül günü İmam Hatipliler Kurultayı’nda yemin töreninde Mustafa Kemal’in askerleriyiz diye ant içen teğmenleri imam hatiplilere şikayet etti. “Siz kime kılıç çekiyorsunuz?” diye seslendi teğmenlere.
Dinleyenler arasından biri çıkıp “Kılıç çekmediler, kılıç çattılar. Asker yemini öyle olur” diye itiraz etmeyecekti nasılsa. Kılıç çatmanın tüm Harp Okulları'nda var olan bir gelenek olduğunu, Resmi tören bittikten sonra, sınıf birincisi teğmenin emir komutasında bu geleneksel kutlama ve ant içme töreninin yapıldığını Cumhurbaşkanına hatırlatacak bir imam hatipli çıkacak değildi ya!
Ama birinci sırada oturan Diyanet İşleri Başkanı, Ayasofya’nın mimberine nasıl elinde kılıçla çıktığını herhalde hatırlamıştır.
Cumhurbaşkanı “Şimdi bunlarla ilgili olarak da gerekli bütün şu anda araştırmalar, hepsi yapılıyor ve oradaki birkaç tane kendini bilmez, bunlar da evelallah temizlenecek” diyerek son noktayı koydu temiz bir Türkçeyle.
Resmi yemin töreninin ardından programda olmayan ikinci bir yemine başvurmanın disiplin açısından sorunlu olduğunu savunanlar olabilir. Buna verilecek tepki de olsa olsa sembolik bir disiplin cezasıdır. Zaten o pırıl pırıl gençlerin böyle bir cezayı göze almış olduklarını da düşünebiliriz.
Ama iktidarın meselesi başka. Onların Cumhuriyetle, Atatürk’le, devrimlerle sorunu var. Genç teğmenlere vermeyi uygun gördükleri ceza “Evelallah temizlemek”. Tarikatçı filan olmadıklarını, Büyük Atatürk’ün izinde olduklarını dünya âleme duyuran çiçeği burnunda subayları ordudan tasfiye etmek.
O teğmenler “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye ant içmek yerine tekbir getirselerdi yine “evelallah temizleme” yoluna gidilir miydi diye soruyorum kendi kendime.
Mustafa Kemal’in askerleriyiz.
Evelallah!