Uğur Ergan
İç ısıtan sergiler
Siyah Beyaz ve Nev, Ankara’da plastik sanatlar denilince akla gelen sanat galerilerinin en önemlileri. Başkentin, insanın yüzünü bıçak gibi kesen, kar atıştırınca biraz olsun etkisini kaybeden ayazında bu iki galerideki içinizi ısıtacak sergilerden bahsetmek istedim.
Galeri Siyah Beyaz, başkentin sanat hayatında 40 yılı geride bırakması nedeniyle bu sezon başlattığı birlikte üretme pratiğinin karşılığı olarak sanatçı eşleşmelerine, 9 Şubat’ta açılacak olan Günnur Özsoy-Nevzat Sayın’ın “Ada” isimli sergisiyle devam edecek. Heykelleri, İstanbul Modern başta olmak üzere pek çok özel ve kurumsal koleksiyonda yer alan Günnur Özsoy ile “Devrimin” uzak ihtimal olduğunu anlayınca dünyayı değiştirmek için mimar olmaya karar veren, Türkiye’de çağdaş mimarlığın öncü isimlerinden Nevzat Sayın’ın “Ada” sergisi 2 Mart’a kadar sürecek. Galeri Siyah Beyaz, sanatseverlere “Ada” sergisini şöyle tanıyor:
“Zamanlarını ve mekanlarını birbirleri ile paylaşan sanatçı ikilileri, aynı malzemeye farklı zamanlarda müdahale etmenin yanı sıra aynı mekanda birbirlerinin malzeme ve imgelerini dönüştürüyor. Sanatçı ikililerinin üretim sürecinden başlayan ve temelde bir yaşam pratiği olan bu birliktelik, sanatçıları, galeriyi ve izleyicileri ortaklaşmaya davet ediyor. Ada temasını işleyen Özsoy ve Sayın, izleyicilerin bilinmeyen sınırlara doğru bir keşfe çıkmalarını sağlıyor. Ada, çevresi suyla çevrili ve genellikle diğer topraklardan izole edilmiş bir kara parçasıdır. Bu fiziksel yalnızlık, ada metaforunda genellikle insanın iç dünyasını, bilincini ve varoluşunu temsil ederken, aynı zamanda dış dünyadaki toplumsal ve siyasal yapıları da ifade edebilir. İnsanın kendi iç dünyasını keşfetmesi ve kendini tanıması adeta bir adada yolculuk yapması gibidir. Günnur Özsoy, kelimelerle ifade edilemeyen, soyut bir düşüncenin imgelerine dönüşen adalarda, varlık ve yokluğun buluştuğu bir gerçeklik sunar. Orada zamanın akışı yavaşlar ve gerçek ile hayal arasında belirsiz bir çizgi çizer. Nevzat Sayın'ın mimari yaklaşımı ise ada kavramının mekansal boyutunu keşfetmeye olanak tanır, ada dünyanın labirentlerine inenler, soyut düşüncelerin imgelerine dönüşen bir gerçeklikle karşılaşırlar ve bu soyut gerçeklik, kavranması güç bir mekân olarak varlığını sürdürür. Orada ne ada vardır ne de ada olmayışı; tanımlanan boşluk her türlü kavramın dışındadır.”
“Ada” sergisi başlamadan önce Alev Ermiş Mavitan-Bihrat Mavitan ikilisinin “1+1=1” isimli sergisini de 3 Şubat’a kadar görebileceğinizi hatırlatmak isterim.
ONUR KILIÇ’IN İLK SOLOSU
Galeri Nev’de de 2024’ün ilk sergisi, Onur Kılıç’ın eserlerinden oluşuyor. Bir yıl önce Mübin Orhon’un 100. yaşı nedeniyle düzenlenen üç serginin sonuncusu olan “Ruh Mavi-Ten Menekşe”de Orhon’a eşlik eden en geç sanatçı olan Kılıç’ın 10 Şubat’a kadar sürecek sergisinin adı “Yeniden dönen rüzgar” adını taşıyor. 29 yaşındaki Kılıç, genç kuşağın ilginç sanatçılarından biri. 2016’da başladığı Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü’nü bitirmeyen, ancak 2011’dan bu yana katıldığı birçok karma sergide ödül kazanan Kılıç’ın Galeri Nev’deki sergisi sanatçının “ilk solo”su olma özelliğini de taşıyor. Galeri Nev’in sergiyle ilgili manifestosu şöyle:
“Sergi, izleyiciyi, sanatçının bir iç-fırtınada uçuşan mekanları, kaybolan eşyaları ve varlıkları arasına davet ediyor, hatta çekiyor. Henüz boyaları ıslak eserler, bir yandan da asırlar önce, adeta Goya’nın elinden çıkmış hissi veriyor. Kopya geleneğinden gelen Onur Kılıç, resimleri yapmıyor, bozuyor; ayaklarımızın altından çekilen halı, kayan zemin, kendiliğinden açılan o çekmece, bir resim olup, sanki Hollanda sanat tarihinden bir başka resmin içine giriyor. Rüzgarın yönü, tarihin yönünü de değiştiriyor. Öte yandan Onur Kılıç, tüm rüzgarlar dindiğinde, geride kalan eşyanın görkemli yalnızlığından da söz ediyor. Bir sandalyenin en ışıklı hali, bir halının en sıcağı, vazoda çiçeklerin en çiçeklisi sanki o zaman, kimse bakmazken, değil fırtına, nefes bir esmezken ortaya çıkıyor.”
YAN YANA
Yazımızın son duyurusu da, Devrim Erbil ile Erol Evgin’in Galeri Soyut’un Çayyolu şubesinde 16 Mart’a kadar sürecek “Yan yana” isimli sergisi olsun. Küratör İbrahim Karaoğlu sergiyle ilgili, “Her biri kendilerine özgü biçimlerle, yaşadıkları mekanlar üzerinden özgün, büyülü sanatsal yapıtlar üreten iki ünlü sanatçımız ressam Devrim Erbil ve müzisyen/ressam Erol Evgin’in ‘Yan Yana’ adlı sergisi özel bir sanat buluşması” diyor.