Barışcan İğrek

Barışcan İğrek

Derbilerin tansiyonunu düşürmemiz gerekiyor

Kıyasıya bir şampiyonluk mücadelesinin içinde yer alan Galatasaray ile Fenerbahçe, Süper Lig’in 37.haftasında karşı karşıya geldi. İki takım için de büyük önem taşıyan karşılaşmada Fenerbahçe, ezeli rakibi Galatasaray’ı deplasmanda 1-0 mağlup ederek ligin bitimine bir hafta kala zirve ile arasındaki puan farkını 3’e indirdi.

Derbinin teknik analizine girmeden önce, karşılaşmanın büyük bir bölümüne damgasını vuran tatsız olaylara değinmeden geçemeyeceğim. Fenerbahçe-Trabzonspor ve Fenerbahçe-Galatasaray derbilerinde klasik hale gelen futbol dışı olaylar bu maçta da kendisini gösterdi. Fenerbahçe’nin kullandığı bütün korner ve taç atışlarında sahaya onlarca pet şişe atıldı. Maçın belirli bölümlerinde Fenerbahçeli ve Galatasaraylı oyuncular birbirlerinin üzerine yürüdü. Karşılaşmanın bitiminde ise Fenerbahçeli oyuncular polis kalkanı eşliğinde soyunma odasına gitmek zorunda kaldı. Maç sonrasında yaşanan kepazelikler de cabası... Türk futboluna asla yakışmayacak görüntüler! Yayıncı kuruluşun deneyimli spikeri Yalçın Çetin, devre arası yayınında “Futbolun kalbi RAMS Park’ta atıyor” ifadesini kullandı. Doğru söz ama futbolun kalbinin oynanan kaliteli futbolla artması gerekiyor. Maç sonrası yaşananlar çok çirkindi. Yazık... Türk futbolunun kalbi böyle atıyorsa... Vah ki vah!

derbi-foto.jpg

Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin teknik analizine geçecek olursak...

Karşılaşmanın ilk 20 dakikasında, topun hakimiyetini elinde bulunduran ve etkili hücumlar gerçekleştirmeye çalışan bir Fenerbahçe izledik. Nitekim, Michy Batshuayi ile bir pozisyon buldular ama bu pozisyondan yararlanamadılar.

21.dakikada, Fenerbahçe savunmasının önemli ismi Alexander Djiku gördüğü ikinci sarı kart ile oyun dışı kaldı. Djiku’nun gördüğü ikinci sarı kartı çok ağır buluyorum. Orta sahada mücadeleye girdiği Lucas Torreira’nın ayağına herhangi bir müdahalesini görmedim. Üst taraflarda bir temas var mı diye baktım ama orada da bir temas yoktu. İkinci sarı karttan kırmızı kart olduğu için “VAR” devreye girmeyince Fenerbahçe haksız bir şekilde oyunun kalan bölümünde 10 kişi oynamak zorunda kaldı.

Mücadelenin ikinci yarısında, deyim yerindeyse “ortada geçen” bir oyun oynandı. İki takım da birbirine tam anlamıyla bir üstünlük kuramadı.

71.dakikada, Galatasaray kalecisi Muslera’nın büyük hatası (ya da aşırı özgüveni) sonucunda Çağlar Söyüncü ile şampiyonluk yolunda umutlarını tazeleyecek golü buldu Fenerbahçe.

Bu golün ardından Galatasaray takımının, gol öncesinde Muslera’ya faul yapıldığına yönelik itirazları oldu. Bana göre, gol öncesinde Muslera’ya yapılan kural dışı bir müdahale yoktu. Çağlar Söyüncü tertemiz bir gol attı.

Kalan dakikalarda başka gol olmayınca, Galatasaray’ı 1-0’lık skorla mağlup eden Fenerbahçe puanını 96 yaptı ve şampiyonluk umutlarını son haftaya taşıdı.

Galatasaray sahaya, “şampiyon olduk” psikolojisiyle çıkmanın verdiği rehavet ile bu maçı verdi. Üstüne üstlük, Fenerbahçe çok erken 10 kişi kalınca “bu iş bitti” dediler ve maç bitiminde şampiyonluk turu atmanın hayalini kurmaya başladılar. Maç sonunda bunun sadece bir hayal olduğunu anladılar ama iş işten geçmiş oldu.

Bu noktada, bütün futbolseverlerin kafasında tek bir soru var. 2023-2024 sezonunun son haftasında şampiyon kim olacak? Fenerbahçe’nin, küme düşmesi kesinleşmiş İstanbulspor’u yeneceğinden en ufak bir şüphem yok. Hiç kimsenin de şüphesi yoktur herhalde.

Konyaspor-Galatasaray maçını, Süper Lig şampiyonunu belli edecek karşılaşma olarak görüyorum. Galatasaray, kendi sahasında ezeli rakibi Fenerbahçe’ye mağlup olmanın yarattığı moral bozukluğunu atlatabilecek mi? Küme düşme hattının 3 puan önünde yer alan ve matematiksel olarak küme düşme riski devam eden Konyaspor’un oyun mantalitesi ne olacak? Bekleyip göreceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Barışcan İğrek Arşivi