Uğur Ergan
Bizim kadınlarımız
Haziran ayı yaklaşmaya başlayınca, yaz öncesi kültür ve sanat dünyasında etkinlikler son kez yoğunlaşır. Haziran ortasından itibaren de galerilerin büyük çoğunluğu, okullarla birlikte yaz tatiline girer. Başkentte sanat dünyası yaz tatili havasına girmeden önce geçen hafta bazı galerilerdeki sergileri gezdim.
Arda Sanat Galerisi’nin 35. yılı nedeniyle açılan, galeride şimdiye kadar sergi açmış sanatçıların eserlerinden oluşan karma sergi, özellikle Türk resim tarihinde önemli yer tutan isimlerin çalışmalarını görmek için gezilmeli. Aynı şekilde Galeri Soyut’taki “Koleksiyonlardan seçki” sergisinde de birçok ünlü ressamın eserini görebilirsiniz.
FUNDA İYCE TUNCEL
Ankara’da sergi turu yaparken, iki kadın ressamın sergisi ilgimi çekti. Ressam Funda İyce Tuncel, yeni yerine taşınan Yavrukuş Galeri’deki sergisine “Hayal Atlası” adını vermiş. Renkçiliği ve lekeciliği ile bilinen İyce Tuncel, figüratif soyutlamaya dayalı eserlerinde çoğunlukla kadınlara, çocuklara ve kuşlara yer vermiş. Sergi küratörü Hande Ergelen’e göre, özgün figüratif bakış açısını eserlerine yansıtan sanatçının, adeta imzası niteliğindeki kuşları, doğrudan anaçlık ve kadınlıkla bağlantılı. Resimlerde kendi başlarına var olan kuşlar ve kadınlar, tuvalin yüzey sınırından çıkarak sanatçının imgeleminde seyahat ediyor ve tüm dünyayı dolaşarak bir atlas oluşturuyor. Her bir resimde iç içe geçen figürler, objeler ve mekanlar, beraberinde varlık-yokluk ya da düş-gerçek gibi ikiliklere işaret ediyor. Tuval yüzeyindeki spontane fırça darbeleri ve yer yer perspektifin kırılması, renklerin eritilmesiyle düş ve gerçeklik arasındaki sınırları bulanıklaştırıyor. Eserlerinde İstanbul’un önemli sembollerinden Galata Kulesi ve Kız Kulesi’ne de yer veren sanatçı, resimlerinde tercih ettiği mekanlarla izleyiciyi aynı zamanda tarihin derinliklerine götürmeyi hedeflediğini belirtiyor.
DERYA AHMETBEYOĞLU
Bahsetmek istediğim diğer kadın ressam Derya Ahmetbeyoğlu. Ahmetbeyoğlu’nun Armoni Sanat Galerisi’ndeki “Kateksis” isimli sergisi de kadın figürlerinden oluşuyor. Sergiyi gezdiğinizde, sanatçının deseninin çok güçlü olduğunu fark ediyorsunuz. Karadeniz Teknik Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden birincilikle mezun olmuş sanatçının her bir kadın figürünün yanında farklı hayvan figürleri de görüyorsunuz. “Neden hayvan figürleri” diye sorduğumda, “Hayvanları seviyorum. Ayrıca hayvan figürleri hem kadınları koruyor hem de onlara güç veriyor” yanıtını aldım. Sanatçı, insanın en rahat hareket alanının bildiği şey olduğunu vurgulayarak, “Çok mu kendi penceremden bakmış oluyorum emin değilim ama ben kadını biliyorum. Bu yüzden kadını merkeze alarak insanı anlatma çabasındayım” diyor. İnsanın kendi içine dönme ve öz alana varma çabasını kadınlarda daha çok gözlemlediğini belirten Ahmetbeyoğlu, şunları söylüyor:
“Ne varsa içimizde saklayamıyoruz, ister istemez resme dökülen şeyler de onlar. Tablolarımda öyle büyük hareketler, abartılı ifadeler yok, muhtemelen de olmaz. Çünkü ben o değilim. Aslında minimalist hareketlerin sebebi, içe dönüş temasını işliyor olmam. İçe dönmeyi hedeflediğiniz zaman abartıdan, büyük hareketlerden uzaklaşmak zorunda kalıyorsunuz.”
DENİZ ATLI
Son duyurumuz görsel sanatların bir başka disiplini danstan. Dans sanatçısı Deniz Atlı, metin, müzik, video tasarımı ve kareografiyi bir araya getirdiği disiplinler arası performansı “Beyaz Mürekkep: Derine”nin ilk gösterimini 24 Mayıs Cuma günü yapacak. Birçok kadın yazar, şair ve sanatçıdan ilham alınarak ortaya çıkan gösteri, Cinnah Caddesi’ndeki “Ka Görsel Kültür ve Sanatsal Düşünce İçin Mekan”da saat 20.00’de başlayacak. Deniz Atlı, otantik hareketler uygulayacağı performansında seyirciyle de iletişimde bulunacak.