Eda Yılmayan
4 GÜNDE 80 VAKA HABERİ GELDİ!
Öğretmenlerin, sendikaların salgınla ilgili tüm uyarılarına rağmen 24 Ağustos’ta başlayan mesleki eğitim seminerlerinin 4. gününde Covid 19 hastalığına yakalanan öğretmen sayısı 80’e ulaştı. Görüşüne başvurduğumuz bir öğretmen "İlk gün ateşimiz bile ölçülmedi, zümre toplantımız tepki göstermemiz üzerine kapalı alanlardan okul bahçesine taşındı" açıklamasını yaptı.
Vaka sayılarının 80’e çıkması üzerine Eğitim-Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan kaygılarının arttığını açıkladı. "Ek bütçe, öğretmen, ek personel ataması, önlemlerin alınması yaşamsal bir zorunluluktur." Seminerlerin uzaktan erişimle yapılması gerektiğini vurgulayan Aytekin, "Cumhurbaşkanlığı Genelgesi (Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlara uzaktan çalışma, dönüşümlü çalışma gibi esnek çalışma yöntemlerini yürürlüğe koyan genelge) uygulanmalı, süreç eğitim sendikaları ile birlikte yürütülmelidir." dedi.
OKULLARDA HİJYENE BÜTÇE YOK!
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk TSE iş birliğinde hazırlanan Eğitim Kurumlarında Hijyen Şartlarının Geliştirilmesi ve Enfeksiyon Önleme Kontrol Kılavuzu’nun uygulanacağını açıklamıştı. Ancak seminerlere katılan öğretmenler bakanlık tarafından iyi niyetli çalışmaların yapıldığını ancak okullara bunun için gerekli olan maddi imkanların sağlanmadığını belirtiyor. Öğretmenler mesleklerini severek yaptıklarını ve mesleklerine değer verdiklerini söylüyor ancak kendilerine de değer verilmesini istiyor. Seminerlerle ilgili görüştüğümüz öğretmenlerden A.T Milli Eğitim Bakanlığı’nın salgın yokmuş gibi kendilerini toplantıya çağırmasının içler acısı olduğunu, memleketlerine dönen, tatile giden farklı illerden gelen pek çok öğretmenin bu seminerlerde, zümre toplantılarında bir araya geldiğini ve endişeli olduklarını belirtiyor. Türkiye Özel Okullar Derneği Başkanı Nurullah Dal, öğretmenlere "İşe gitmeden maaş alıyorlar, sanırım rahata da alıştılar" açıklamasında bulunmuştu. Seminere çağrılan öğretmenler Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu tür baskılar nedeniyle kendilerini okula çağırdığını düşünüyor.
ÖĞRETMENLER TEPKİ GÖSTERDİ, ZÜMRE TOPLANTILARI BAHÇEDE YAPILDI
Seminer için okula gittiğinizde önlem alınmış mıydı?
Bizlere Covid 19 testi yapılmadı. Ateşimiz de ölçülmedi. Tepkiler üzerine ikinci gün ateşimiz ölçüldü. Üçüncü gün ise yine ateş ölçümü yapılmadı. Tepkiler üzerine zümre toplantımızı bugün okul bahçesinde yaptık. Bakanlık kuralları oturtmaya çalışıyor ama mevcut okul şartlarında bu durum imkansız.
Milli Eğitim Bakanlığı velilerin okul binalarına giremeyeceğini açıkladı. Ancak çalıştığım kurumda veliler sınıf katlarına kadar çıkabiliyor. Okul açıldığında bu nasıl sağlanacak? Bu tür şeylerin kontrol edilebilmesi için öğretmen dışında bir görevlinin olması gerekiyor. Bizler hangi birini kontrol edeceğiz? Öğrencinin ateşini mi ölçeceğiz, veliyi mi kontrol edeceğiz? Bir görevli olmayınca nöbetçi öğretmenden bu beklenecek. Her okula bir sağlık personelinin yönlendirilmesi gerekiyor.
Eğitim-Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan Birgün Gazetesi’nde kaleme aldığı yazısında şu sorulara dikkat çekiyor:
• Siyasi iktidar okullara neden yeterli bütçe açıklaması yapmıyor?
• Öğretmen, temizlik, sağlık görevlisi ataması neden yapılmıyor?
• Sınıflarda, ortak kullanım alanlarında fiziksel mesafenin sağlanması için hazırlıklar neden yapılmıyor?
• Okulların ihtiyacı olan temizlik, dezenfektan, koruyucu malzeme neden sağlanmıyor?Aydoğan bu soruların yanıtının ideolojik, sınıfsal bir tercih olduğunu ifade ediyor.
Bir öğretmen olarak bütün öğrencilerine karşı sorumlu olduğunu belirten A.T önlemler alınmadan okullar açılacağı için vicdanen rahatsız olduğunu söyledi. "Bir öğretmen olarak bütün öğrencilere karşı sorumluyum. Vicdanen rahatsızım. Çocuklar bir araya gelince kural kaide tanımıyorlar. Müdahale etmeye çalışsak da unutacaklar. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk okulları birlikte açacağız derken herkesi sorumlu olmaya davet etmişti. Büyüklere bu anlatılamazken çocuklara bunu nasıl anlatacağız?"
"LAF ÜRETMEK YERİNE OKULLARA BÜTÇE GÖNDERİLSİN!"
Türkiye Eğitim-Sen Kocaeli 1 No’lu Şube Başkanı Yaşar Çamlı tüm uyarılarına rağmen Milli Eğitim’in seminerleri yüz yüze yapmaya devam ettiğini oysa bakanlığın online seminer tecrübesi olduğunu belirtiyor. "Toplumda yükselen bir öğretmen karşıtlığı oluştu, öğretmenlerle ilgili akla hayale gelmeyen baskılar oluştu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu baskıların altında kaldığını düşünüyoruz." Çamlı öğretmenlerin 18 Eylül’e kadar okullarda kalmalarının sonlandırılması gerektiğini vurguluyor.
Çamlı, hasta olduğu halde seminere çağrılan öğretmen olduğunu ve bu öğretmenin seminerlere katılan diğer öğretmenlere de hastalığı bulaştırdığını belirtiyor. "2014 sürecinden sonra okullarda atanmış liyakatsiz pek çok yönetici var. Bunlar kamuoyunu da domine eden sendikal yapının adamları. Kraldan çok kralcılar. İnisiyatif almaktan da yoksunlar ve en büyük tehlikeyi oluşturuyorlar. Öğretmenler okullarını, öğrencilerini özledi. Fakat toplumun da kurallara uyması gerekiyor. Her suç eğitim ve eğitimci de aranmamalı. Bakanlık acil olarak laf üretmek yerine okullara bütçe göndermeli."