Öğrencilerden DİSK ve TÜRK-İŞ’e genel grev çağrısı

Üniversitelerde düzenlenen forumlarda gençler bir çıkış yolu arıyor. Temel meseleleri özgürlük. Okullarını pankartlarla donatan gençlerle İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde düzenlenen forumda buluştuk. Öğrencilerin temel meseleleri ne, birlikte hareket etmek onlara kendilerini nasıl hissettirdi ve 5-10 yıl sonra nasıl bir Türkiye’de yaşamak istiyorlar. İşte yanıtlar...

img-6433.jpg

Birlikte hareket etmek size kendinizi nasıl hissettirdi?

Y.S: Uzun zamandır örgütlü mücadeleyi sokaklara taşımak göremediğimiz bir şeydi. Herkes bu açıdan iyi hissetti. Bunun gerçekleşmeyeceğini ve bunun korkusuyla yaşadığını düşünüyorduk. Birlikte mücadele etmeye ihtiyacımız vardı. Okulla problem yaşama gibi risklerimiz olsa da bu birliktelik bize güç verdi.

E.Z: Kimin hangi partiden olduğu fark etmeksizin ne düşündüğü ne hissettiğinin ötesinde birlikte olmak önemliydi.

Bundan 5-10 yıl sonra nasıl bir ülkede yaşamak istiyorsunuz?

Y.S: Özgür olmak, ifade özgürlüğümüzün olması. İstediğimiz mesleklerde, istediğimiz hayatı kurabilmek. Temelde pek çoğumuzun istediği şey şu anda bir hayat kurabilmek, kendi ayaklarımızın üzerinde durabilmek. Bunu yapabilecek bir ekonomimiz yok.

“BUGÜN İNTERNETİ KAPATTILAR MI DİYE DÜŞÜNMEK İSTEMİYORUM”

Mesleğinizi yapabileceğinizi düşünüyor musunuz?

E.Z: Çok ümitli değilim. Basit şeyler istiyoruz aslında. Sabah bir kahve içmek, gündemi daha az takip edebilmek ya da acaba bugün interneti kapattılar mı, dolar ne kadar arttı diye düşünmek istemiyorum.

Fiyatların sürekli değişmesi sizin yaşamlarınızı nasıl etkiliyor?

Y.S: Herhangi bir sosyallik ihtiyacı bile bizim için bir lüks. Mesela konsere, stand-up’a ya da tatile gitmek lüks. Bizim günlük ihtiyaçlarımız yolu karşılamak, o gün kahve içebilmek, haftanın başına göre latte haftanın sonuna doğru filtre kahve içmek… Kendimiz olabilmek de çok zorlaştı. Akademide kalmak istiyoruz ama kendi fikirlerimizle bunu yapabileceğimizi düşünmüyoruz.

eda-ogrenci.jpg

“FORUMLARDA ÜNİVERSİTE VE ÜLKEYE DAİR KARARLAR ALIYORUZ”

Forumlardan ne tür kararlar çıkıyor?

A.H: Forumlarda öğrenci hareketini nasıl ilerletiriz ve nerelerde toplanmalıyız gibi konuları tartışıyoruz. Okulumuzda bunu nasıl sürdürülebiliriz diye konuşuyoruz.

Bu bir parti meselesi değil! Bir öğrenci hareketi olması bizim için önemli.

M.T: Üniversite ve ülkenin geleceğine dair bazı kararlar alıyoruz. ODTÜ başta olmak üzere bütün üniversiteler boykot kararı aldı. Kendi aramızda sonraki hedefimizin ne olacağını düşünüyoruz. Amacımız sadece Taksim’e çıkmak değil, emekçilerin, beyaz yakalıların da aramıza katılabilmesi için DİSK’e ve TÜRK-İŞ’e genel grev çağrısında bulunmayı düşünüyoruz.

Tarihsel olarak bu süreci nasıl görüyorsunuz?

M.T: Türkiye tarihinde en radikal, en ilerici kitle öğrencilerdi. Toplumsal olaylara genellikle öğrenciler öncülük etti. Bu sefer de böyle oldu. Fakat bu eylemlerin başka bir önemi var. Türkiye tarihinin belki de en büyük öğrenci isyanı olabilir.

Peki bu eylemler sadece İmamoğlu’nun tutuklanmasına olan bir tepki miydi?

M.T: Aynı Gezi’de olduğu gibi bu sefer de birikmiş bir tepki vardı. İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi bunu ateşleyen fitil oldu. Öğrencilerin derdi İmamoğlu, onun diploması ya da CHP’nin gideceği seçim değil onun daha ötesinde daha büyük problemlere karşı tepkileri.

“ÖĞRENCİLER İÇİN YAŞAMAK NEFES ALMAK OLDU”

Talebiniz nedir?

A.H: Haklarımız gasp ediliyor. Diploması iptal edilen bir Ekrem İmamoğlu var evet ama onunla beraber diplomaları iptal edilen akademisyenler de var. Öğrenciler için yaşamak sadece nefes almaktan ibaret oldu. Her günü nasıl çıkaracağımızı düşünüyoruz. Kültürel sosyal etkinliklere katılamıyoruz.

Birlikte hareket ederek neler hissettiniz?

A.H: Saraçhane ve Beşiktaş’ta yüzlerce öğrencinin aynı sesle yürümesi, aynı sloganları atarak yürümesi çok duygulandırıcı. Bu kadar umutsuzluğun arasında iyi hissettiren bir tarafı var.

K.B: Birlikte hareket ettiğimiz için çok mutluyuz. 22 yaşındayım. 2003’ten beri iktidar değişmedi. Değişmesini istiyorum. Bunlar artık susulmaması gereken konular. Yaşadığımız süreç de insanların sustuğu, kenara çekildiği bir dönem değil. Hepimiz bir şeyler yapmak istiyoruz.

img-6435.jpg

“ASIL GÜCÜN KENDİMİZDE OLDUĞUNU HİSSETTİK”

B.E: Son olaylardan sonra öğrenciler bir araya gelip dayanışmak istedi. Bir araya gelip güçlü bir ses çıkarmak önemliydi. Öğrenciler ve halk ortak tepki verirken asıl gücün kendimizde olduğunu da hissettik.

5-10 yıl sonra nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz?

B.E: Örgütlü bir toplum geleceğin aydınlık olduğunu görmemi sağlıyor.

P.T: Anayasada olan haklarımızı kullanmak istiyoruz. Protesto hakkımız, ifade özgürlüğü hakkımız var. Haklarımız gasp ediliyor. Anayasal haklarımızı kullanmak istiyoruz. Kendimizi özgürce ifade edebilmek istiyoruz.

Korku duvarı yıkıldı mı sizce?

P.T: Korku duvarı olmamıştı aslında. 2013’te Gezi’de bunu görmüştük. Bizden öncekiler bize bunu göstermişti. Şimdi sıra bizde.

5-10 yıl sonra nasıl bir ülkede olmayı hayal ediyorsunuz?

P.T: İnsanların kendilerini ifade edebildikleri ve düşüncelerini özgürce söylerken polis karakollarında sabaha kadar dövülmedikleri, hapsi boylamadıkları bir ülke istiyorum.

S.P: En çok ihtiyacımız olan şey birliktelikti. Ayrışmayı asla istemiyoruz. Farklı partilerle ayrışmak istemiyoruz. Dindarın da sekülerin de bir arada varlık göstermesinin önemli olduğunu düşünüyorum.

“DOĞUDA HALA KAYYUMLAR VAR”

5-10 yıl sonra neler değişsin istersin?

S.P: Birini seçtiğin zaman onun görevde olmasını istemek en doğal hak. Bu bardağı taşırdı. Doğu’da hala kayyumlar var.

E.Y: Demokrasi ve adalet istiyoruz. Mevzu sadece İmamoğlu’nun hapse girmesi değil!

Öğrenci olarak yaşadığınız sorunlar neler?

E.Y: Bir şeyi özgürce söyleyemiyoruz. Sınıftan bir arkadaşımız bir mesajı X’de yeniden gönderdi diye hapse atıldı. Özgür bir ülkede yaşamak istiyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eda Yılmayan Arşivi