Çalınan gençliğimizi geri alacağız

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun üniversitede usulsüz yatay geçiş yaptığı iddiasıyla diplomasının geçersiz sayılması ve ardından evine düzenlenen baskınla gözaltına alınmasının yankıları sürüyor. Sadece Ekrem İmamoğlu’nun da değil, onunla birlikte 28 kişinin daha diploması iptal edildi. İçlerinden biri de Galatasaray Üniversitesi İşletme Bölümü Profesörü Naciye Aylin Ataay Saybaşılı oldu. Üniversite öğrencileri bu hukuksuzluk karşısında isyan etti, İstanbul, İzmir ve Ankara’da eylemler düzenlemeye başladı. Biz de gençlerin sesine kulak vermek için Beyazıt Meydanı’nda öğrencilerin arasına karıştık. İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin yanı sıra Galatasaray, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik, Marmara, Mimar Sinan, İstanbul Bilgi ve Kadir Has Üniversitesi öğrencileri de Saraçhane’ye yürümek için Beyazıt Meydanı’nda bir araya geldi. Bunlar benim görebildiklerim. Dakika dakika Beyazıt Meydanı doldukça polisler de kordonu genişletti. Sloganlar, pankartlar ve birlikte tek ses olmanın coşkusu tüm alanı sardı. Öğrencilerin eylemini izlemeye gelen büyükler ise alkışlarla onlara eşlik etti. Yaşları 18 – 25 yaş aralığında olan gençler değişimin ayak sesleriydi. Üstelik din, cinsiyet, kimlik farkı gözetmeksizin hepsi el ele özgürlük sloganları attı.

Muhalefete yakın medya ısrarla öğrencilerin eylemini “Üniversitelerde İmamoğlu protestosu” olarak vermeye devam ediyor. Gerçekten öğrenciler sadece Ekrem İmamoğlu için mi dışarıdaydı yoksa dertleri İmamoğlu’na uygulanan hukuksuzluğun yanı sıra yaşadıkları sorunlar, umutsuzluk, yoksulluk muydu?

Ankara Üniversitesi Siyasal İktisat akademisyeni Kansu Yıldırım’ın X’teki sosyal medya hesabından yayınladığı verilere göre; sosyal bilimler mezunlarının yarısı, mühendislik-mimarlık mezunlarının %20’si işsiz. Üniversite diploması olan kadınların %38’i, erkeklerin ise %13’ü iş bulamıyor. Tıp, mühendislik okuyanlar çareyi yurtdışında arıyor. “Giderlerse gitsinler” diyen bir Cumhurbaşkanı karşısında gençler “İyi okullarda okusak da iş bulamıyoruz ya da iktidar kendi adamlarını kadrolara yerleştiriyor” diyor.

photo-2025-03-22-00-43-02.jpg

Peki gençlerin talepleri neler?

Neden eylemdeler?

Tek mesele İmamoğlu mu?

İsimler bilerek kodlanmıştır. İşte yanıtlar:

Neden eylemdesiniz? Tek mesele İmamoğlu mu?

A.Y.: Tek mesele İmamoğlu değil. Galatasaray Üniversitesi’nde de bir hocamızın diploması iptal edildi. Başka insanların da diploması iptal edilebilir. Bu insanlara yapılıyorsa yarın bizim de başımıza gelir. Tek derdimiz özgür olmak.

Konservatuvarda okuyan T.A. “Tek mesele elbette İmamoğlu değil! 25 yıldır başımızda bir iktidar var, onunla ilgili sorunlarımız var” diyor.

Yönetim bilişim sistemleri öğrencisi B.D. ise: Herkesin haklarına el konuluyor. Kimse rahat değil! Herkesi korkaklaştırdılar ama artık herkes adaletle, hakla, hukukla bir şey başaramayacağının farkında. Halkı, özellikle gençleri buna itiyorlar. Milletin içinde yıllardır biriktirdiği bir şey var. Bu onun patlaması.

“İSYANIMIZI KUŞANDIK, GELDİK”

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde okuyan Y.B., “Gençler olarak patlamayı bekleyen bir bomba gibiydik. Artık yoksulluktan, ölmekten çok sıkıldık. Dolayısıyla isyanımızı kuşandık, buraya geldik. Saray rejiminin gitmesini sağlayacak olan da direnişimizdir. Bütün üniversitelerden öğrenciler bir aradayız”

Bu ülkede en çok neden şikayetçisiniz?

Y.B: Barınamıyoruz, beslenemiyoruz. En temel insani ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz. Elimizden çalınan bir gençliğimiz var. Biz bunu geri alacağız.

photo-2025-03-22-00-43-26.jpg

“GEZİ EYLEMLERİNDE KÜÇÜKTÜM”

Üniversitede okumayı tercih etmeyen, “Böyle bir ülkede okusam da bir şey olmayacaktı” diyen E.K. “Mesele Ekrem İmamoğlu meselesi değil. Bu aynı zamanda CHP, AKP meselesi de değil! Burada bir hak sorunu var. Seçme seçilme hakkımız, diplomalarımız elimizden alınıyor. Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğuna inanmıyorum. Gezi eylemleri sırasında çok küçüktüm, şimdi burada olduğum için çok mutluyum” diye düşüncelerini ifade ediyor.

DİPLOMAMIN GARANTİSİ OLMADIĞI GİBİ EVİMİN DE YOK!”

Eczacılık okuyan C.Ö. ise “Bu ülkeye karşı umudum gittikçe azalıyor” diyor.

Ciddi sayıda doktorumuzu kaybettik, yurtdışına gittiler. Siz böyle bir şey düşünüyor musunuz?

C.Ö.: Ben ülkemi seviyorum ama zorunda kalırsak gideceğiz. Çünkü bu ülkedeki hiçbir kontratın, hiçbir diplomanın değeri yok! İleride benim eczacılık diplomamın da bir güvencesi yok. Diplomamın garantisi olmadığı gibi evimin de bir garantisi yok! O da alınabilir.

“YEMEK FİYATLARI SÜREKLİ ARTIYOR”

Marmara Üniversitesi’nde otomasyon bölümünde okuyan Y.K. da aynı kaygıyı taşıdığını ve bir öğrenci olarak gelecek sene ev kirasını nasıl ödeyeceğini düşündüğünü söyledi. “Umudum var ama her geçen gün bu şehir bizi zorluyor. Mesela her gün evde yemek yapamıyoruz. Bazen dışarıda yemek yemek istiyoruz. Yemek fiyatları sürekli artıyor. Toplu taşıma artıyor.”

C.Ö.: Ailem Türkiye ortalamasına göre iyi durumda olmasına rağmen benim de bir iyiliğim kalmadı. Avrupa’daki bir vatandaşın durumu benden kat be kat daha iyi. Avrupa’daki asgari ücretli buradaki insandan daha iyi bir yaşam yaşıyor.

photo-2025-03-22-00-46-05-1.jpg

Peki neyi değiştirmek isterdiniz?

Y.K.: Kesinlikle yönetimin, iktidar anlayışının sonra da ekonominin düzelmesi lazım.

ÖĞRETMEN ADAYLARI: EKONOMİK SIKINTI YAŞIYORUZ

Öğretmenlik okuyan iki kız arkadaş E.K. ve D.Y. anlatıyor.

E.K.: Seçilmiş bir belediye başkanını hukuksuz bir biçimde gözaltında tutmalarını doğru bulmuyoruz. Bunun devamının da geleceğini düşünüyoruz.

D.Y.: Düzenin değişmesi gerekiyor. Ekonomik olarak sıkıntılar çekiyoruz. Kültür sanat aktivitelerine katılamıyoruz mesela.

E.K.: Tiyatrolar, sinemalar, konserler çok pahalı. Yurtlarda kalıyoruz. İBB yurdunda kalan arkadaşlarım da var. Ekonomik olarak ciddi sıkıntı yaşıyoruz.

Mimarlık okuyan B.K. “Ortada toplumsal bir mesele var. Sadece diploma mevzusu değil! Anayasaya yapılan müdahale var ve buna sesimizi çıkarmak için toplandık”.

Sağlık bölümünde okuyan İ.Z. ise “Ekrem İmamoğlu öğrencilere, emeklilere, yaşlılara yardım ediyor. Bunu görüyoruz. Diplomasında usulsüzlük varsa araştırılsın, ortaya çıkarılsın ama yapılma şekli yanlış.”

photo-2025-03-22-00-43-49.jpg

“ERDOĞAN DA KAYBEDECEĞİNİN FARKINDA”

B.K.: Seçme ve seçilme hakkımızı elimizden alıyorlar. Recep Tayyip Erdoğan’ın en büyük rakibi İmamoğlu’nu arenadan çekmeye çalışması çok büyük haksızlık. Kendisi de kaybedeceğinin farkında. Burası laik bir ülke. Cumhuriyet çocukları olarak buradayız ve direnmeye devam edeceğiz.

“BU ÜLKEDE MUTSUZ BIRAKILDIK”

Arkadaşlarıyla birlikte eyleme gelen yine sağlık bölümünde okuyan O.Y. bakın neler anlatıyor: İmamoğlu olayı bir patlama oldu. Bu ülkede yaşadığımız hiçbir şey normal değil. İstanbul’da öğrenci olmak zor. Herkesin güzel bir öğrencilik yaşayabildiğini düşünmüyorum. Ayın sonunu nasıl çıkaracağımızın, geleceğimizi nasıl kuracağımızın derdindeyiz. Mezun olsak da atanabilecek miyim? Kendi adamlarını alıyorlar. Kimse iş sahibi olamıyor. Bu ülkede mutsuz bırakıldık. Bir aile yasası çıkardılar mesela. Bu ülkede herkes istediği şekilde giyinir, davranır. Kimse de karışamaz.

photo-2025-03-22-00-43-02-1.jpg

“OKUYUP BİR ŞEY OLABİLECEĞİMİ DÜŞÜNMÜYORUM”

Sağlık bölümünde okuyan 1.sınıf öğrencisi E.Z. sürekli bir şeyler oluyor ama iktidar değişmiyor diyor. “Zor bir bölümde okuyorum. Çok çalışarak kazandım bu bölümü ama okuyup bir şey olabileceğimi düşünmüyorum. Okuduğum bölüm veya okulumdan dolayı değil, devletten dolayı böyle düşünüyorum. Benim yerime kendilerinden birini atayabilirler.

Öğrenci olarak rahatça tiyatroya, sinemaya gidebiliyor musunuz? Ya da mesela istediğiniz kitabı rahatlıkla alabiliyor musunuz?

E.Z.: Bir kitap alıyorum bitirince yeni kitap alamıyorum. Para biriktirmem gerekiyor, rahatlıkla alamıyorum. Yemek de aynı şekilde. Öğle yemeğini yiyorsun ama sonrasını düşünüyorsun. Öğrencilik böyle olmamalı bence.

LİSELİLER DE ALANDA

Cağaloğlu Anadolu Lisesi’nde okuyan ve üniversitede tıp eğitimi almak isteyen iki genç de arkadaşlarına destek olmak için alandaydı. K.A.: Burada mesele demokrasinin tehlike altında olması. Olay özgürlük. Bugün İmamoğlu’na oldu, yarın bana da bir başkasına da olabilir. Çok daha önceden başlamalıydık.

Türkiye’nin en iyi okullarından birinde okuyorsunuz. Sana ne olabileceğinden endişe ediyorsun?

K.A.: İslam kültürü dersi görüyoruz. Din derslerinin artırılması ve yabancı dil eğitimlerinin azaltılması düşünülüyor. Almanca okuyorum. Yabancı dil ders sayısı azaltıldı. Oysa bu okula geliş amacım yabancı dildi.

Arkadaşıyla eyleme gelen ve aynı okulda okuyan B.K. ise ailesinin tedirgin olduğunu, eyleme katılmasını istemediğini ama yine de geldiğini söyledi. Tıp okumak isteyen gençler “Bu ülkede doktorlar gereken değeri görmüyor, hedefimiz Almanya’ya gitmek” diyor.

K.A.Sadece doktorlar da değil, eğer AKP’li değilseniz kimse bu ülkede gereken ilgiyi görmüyor” diyor.

“ÜNİVERSİTELER İKTİDARIN ARKA BAHÇESİ DEĞİL!”

“Diplomasız Erdoğan” sloganları atan öğrencilerin arasındayım. Alanda yabancı basın da var. Gençlerin protestolarını çekiyorlar. Sivil polisler de alanda. Drone’larla görüntü alınıyor. Mimar Sinan Üniversitesi sosyoloji bölümü öğrencilerinden Z.Y.: Diploma iptali üniversite özerkliğine aykırı. Biz de üniversitemizi savunmak için eylemdeyiz. Çünkü bu kararlar üniversiteleri iktidarın arka bahçesine çevirmeye çalışan kararlardır. Üniversiteler iktidarın arka bahçesi değil! Üniversite memleketin bir minyatürüdür. Antidemokratik kararlara karşı hayatı durdurmak için akademik boykot kararı aldık.

İstanbul Bilgi Üniversitesi tarih bölümünde okuyan A.B. “Gasp edilen haklarımızı geri almak için buradayız” diyor. “İmamoğlu’nun yanı sıra senelerdir yaşanan daha büyük bir mesele var. Ekonomik, sosyal, kültürel olarak sıkıntılar yaşıyoruz. Bir üniversite öğrencisi tiyatroya gitmekte bile zorlanıyor. Elimizden alınan haklarımıza sahip çıkmak, onları geri almak için alandayız.”

Eylemi izleyen büyükler ne diyor?

B.T.: Gençlerin bu zamana kadar durduğu bile fazla. Sadece bu Ekrem Başkan’ın içeri alınması da değil, ülkenin bu hale gelmesinde biz çok geç kaldık. Bundan sonrası inşallah iyi olur. Gençlerin tepkileri bizden daha fazla. Bu ülkeyi gençlere emanet ediyoruz.

Z.A.: Atatürk’ün emanet ettiği gençlik işte böyle olmalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eda Yılmayan Arşivi