Abdullah Biricik
TAKTİKSEL ZEKA VE 7 GOL
Galatasaray’ın UEFA Kupasını kaldırdığı efsane kadronun en önemli isimleri arasında yer almayı başaran iki isim vardı.
Emre Belözoğlu ve Okan Buruk.
Hagi bir efsane ile oynama şansı yakalayan ikili.
Galatasaray’ın müzesine sayısız kupa kazandıran, lige ve Avrupa’ya damga vuran Okan-Suat-Emre’li orta sahanın Okan ve Emre’si.
Galatasaray ile olan ilişkileri mükemmel iken ve başarıdan başarıya koşarken olaylı bir şekilde (Galatasaray’a bonservis kazandırmadan) takımlarından ayrılan ve tepkilerin odağına oturan iki isim.
Sonrasındaki gelişmeler daha tepki çekici oldu.
Okan Buruk İnter dönüşünde Beşiktaş’ın yolunu tutarken, Emre Belözoğlu İnter ve Newcastle United macerasından sonra Fenerbahçe’ye transfer oldu ve çocukluğundan beri Fenerbahçe’li olduğunu açıkladı.
Her ne kadar Okan Buruk Beşiktaş’ta oynadıktan sonra tekrar Galatasaray forması giyse de, beklediği ilgi ve sevgiyi bulamadı.
Galatasaray’a Teknik Direktör olma sürecinde dahi (yaşanan hayal kırıklıkları sebebiyle) yaşananlar tozlu raflardan indirildi ve bu tercih pek çok Galatasaray’lı rahatsız etti!
Emre Belözoğlu ise Fenerbahçe macerasına devam etti ve Athletico Madrid ve Başakşehir maceralarından sonra tekrar Fenerbahçe’de forma giydi.
Bu ikili dün akşam ilk defa Teknik Direktör olarak karşı karşıya geldi.
Şimdiye kadar oynadıkları 12 karşılaşmada aynı puanı toplayan galibiyet beraberlik ve mağlubiyet sayıları eşit olan iki eski dost rakip oldu ama sonuç dostça olmadı!
Galatasaray deplasmanda 7-0’lık tarihi bir galibiyete imza attı.
Hiç kimsenin beklemediği sürpriz bir sonuçtu bu.
Galatasaray’lı yıldız oyuncuların ekstra performans sergilediği bir maça şahitlik etsek de farklı galibiyetin altında iki önemli detay var.
Birincisi (geçen haftalarda belirttiğim) -birbirini tamamlayan- ideal Torreira-Oliviera-Mertens li orta saha tercihi.
İkincisi ise Okan Buruk’un Başakşehir’i çok iyi analiz etmiş olması.
Başakşehir birinci bölgeden oyun kuran, oyun kurarken kaleciyi aktif olarak kullanan, sol stoper Ndayishhimiye’yi sol bek pozisyonuna çekerken Biglia’yı geri çekerek hücum presi kırıp hızlı hücuma çıkan oyun anlayışını sahaya yansıtan bir takım.
Bu taktiksel kurguyu analiz edip, Ndayishhimiye’nin oyun kurma alanını daraltan, Torreira ile oraya 3. pres baskısını yapıp oyunu kitleyen Galatasaray, bu taktiğinin meyvesini topladı.
Ndayishhimiye geriden anahtar oyun kurucu rolünü üstlenemediği gibi yaptığı penaltı ile 2. gole sebebiyet veren, hatta 3 golde de ayağından seken topa engel olamayan isim oldu.
Mertens, orta sahanın rakibin birinci bölgesine bloklanmasında anahtar oyuncu görevini yürütürken, Oliviera ve Torreira’ya geniş alanlar açtı.
Kerem Aktürkoğlu eleştirilere ve geçen hafta ilk 11’den kesilmesine ciddi bir reaksiyon göstererek hem kilidi açarak 3 gole imza attı hem de takım oyununun en önemli parçalarından birisi olmayı başardı.
İcardi usta bir penaltı vuruşunun yanında Rashica ile birlikte hücum aksiyonunun en önemli parçalarından birisi olduğunu gösterdi.
Gecenin performans noktasında es geçilmeyecek iki önemli detayı daha var!
Birincisi Sakatlandığı ana kadar harika oynayan Emre Taşdemir ve yerine oyuna dahil olan Kazımcan Karataş’ın performansının Van Aanholt’tan daha iyi olması!
İkincisi ise sezona kötü başlayan ama her hafta biraz daha üstüne koyan Abdülkerim Bardakçı’nın yükselen performansı!
Abdülkerim iyi oyununu hava toplarındaki hakimiyeti ve attığı golle süsleyerek isminden söz ettiren bir isim olmayı başardı.
Galatasaray aynı puanda olduğu Başakşehir’i 7 golle geçerek puan kaybeden Fenerbahçe ile arasındaki puan farkını eriterek Dünya Kupası arasında büyük bir psikolojik üstünlük elde etti…