Mert Yılmaz
Para poli̇ti̇kasi doğru i̇se revi̇zyon ni̇ye?
Bayram tatili öncesi piyasaların son beklediği gündem maddesi, Merkez Bankası tarafından açıklanacak “enflasyon raporu” idi.
Beklemek derken aslında artık pek de bir şey beklendiği yok.
Lafın gelişi.
Soran olursa, bir yerlerde anlatmak, yazmak gerekirse diye beklenen, biraz da geleneksel bir davranış biçimi bizimkisi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu önce sunumunu paylaştı sonrasında da her zaman olduğu gibi soru-cevap bölümüne geçildi.
Toplantıdan çıkardığım kendimce önemli birkaç başlık var.
1- Merkez Bankası, 2022 yılsonu enflasyon tahminini %23,2’den %42,8’e yükseltti. Bu konu ile ilgili birkaç saptama yapmak isterim. Ama benim açımdan en önemlisi Merkez Bankası 2023 yılsonu enflasyon tahminini %12,9, 2024 yılsonu için enflasyon tahminini ise %8,3 olarak açıkladı. Bu oranların tutturulma olasılığının yok denecek kadar düşük olduğunu söylememe gerek var mı bilmiyorum. Burada dikkat çekici konu, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, ısrarla Türkiye’nin 2023 Haziran ayında yapılacak seçimlere tek haneli enflasyon ile gideceğini vurguluyordu ama Merkez Bankası tahmini tek hane değil. Diğer taraftan yılın geri kalan döneminde her ayın enflasyonu %1 düzeyinde gerçekleşirse ancak bu %42,8’lik hedefe ulaşılabiliyor. Piyasanın bu konudaki beklentisi yılsonunda enflasyonun Merkez Bankası beklentisinden daha yüksek olacağı yönünde.
2- Merkez Bankası tarafından ocak ayında %23,2 olarak açıklanan tahminin üç ay sonra neredeyse iki katına yükseltilmesine karşılık para politikasında bir değişiklik yapılmıyor hatta uygulanan para politikasının doğru olduğu iddia ediliyor ise belki de söylenecek çok fazla söz kalmamış demektir.
3- Açıklamalardan anladığımız kadarı ile Merkez Bankası enflasyonun yükselmesini üç ana sebebe bağlıyor. Dünyada yaşanan arz sorunları, emtia fiyatlarında yaşanan yükseliş ve kurlar. Nedense ilk iki madde ile ilgili uzun uzun konuşulmasına rağmen döviz kurlarında yaşanan yükseliş ile ilgili pek bir şey söylenmiyor. Hatta Sayın Başkan toplantıda Eylül 2021’de başlanan faiz indirim politikasının doğru olduğunu anlattı.
4- Başkan Kavcıoğlu, sıkıntının enflasyon olduğunu söyledi. ‘Bunun farkındayız’ dedi. ‘Fiyat istikrarını kısa sürede sağlayacağız’ dedi. Ama bunu nasıl yapacaklarını söylemedi…
5- Son başlık; benim açımdan sürpriz değil, öyle bir beklentim yok ama zaman zaman piyasada dile getiriliyor. Merkez Bankası’nın gündeminde faiz artışı yok.
Zaten olmasına da gerek yok.
Ne gerek var politika faizini doğrudan yükseltmeye.
Örtülü faiz artışları ile bu iş gayet güzel yapılıyor. İlk örtülü faiz artışı 300 baz puanlık bir artış ile “kur korumalı mevduat” ürününde yapılmıştı.
Son faiz artışı ise bankalara uygulanan “zorunlu karşılık” adımı ile yapıldı. Bu adımın kredi faizlerinde 150-200 baz puanlık bir artışa neden olacağı düşünülüyor.
İyi de biz bu faiz indirimlerini faizler düşsün diye yapmamış mıydık?
İnanan tüm dostların Ramazan Bayramı’nı kutluyor, nice bayramlar diliyorum.