Bahattin Yücel
Osman Saffet Arolat
Yaşadıklarını ne kadar zor olsa da basitleştirerek, anlatırdı. Hafifçe gülümser, arada bir iki gülünecek kelimeyi ustalıkla araya sıkıştırırdı.
Devamı olduğuna içtenlikle inandığı bir kuşaktan geliyordu ailesi. Ülkenin iyi yönetilemediğini, gelişen dünya koşullarına ayak uydurmadığımızı sezinleyen dedesi; Hasan İzzet Paşa 1.Dünya Savaşı’nın önde gelen komutanlarındandı. Kesinlikle maceracı değildi.
Enver Paşa, onun önerilerini dinlemediği için Doğu Cephesindeki görevinden istifa etmişti. Önerileri kabul edilseydi, büyük olasılıkla son döneminde Sarıkamış faciasını yaşamayacaktı Osmanlı. Binlerce genci de yitirmeyecektik.
Dayısı; Ortadoğu’da aynı savaş sırasında şehit düşmüş genç bir Osmanlı subayıydı. Sonradan onun hayat hikayesini kitaplaştırdı. Bitirdiği zaman ne denli mutlu olduğu hâlâ belleğimde.
Ankara’da büyümüş ve eğitim almıştı. İyi bir sporcuydu. Cumhuriyet’in ikinci kuşağındandı. Gençlik günlerimizde yazdıklarını,-Örneğin ANT dergisinde- ilgiyle okurduk. Sonra arkadaş olduk.
68 kuşağının heyecanını ve hiç kuşkusuz kaderini, fazlasıyla yaşayanlarındandı.
1976 yılıydı. 12 Mart Darbesi’ne karşı yayınlanan VATAN gazetesindeydik. Yıllar içinde dostluğumuz gelişti. Sıkı sıkıya bağlı olduğu, gazeteci kimliğini sürdürürken, İzmir’den İstanbul’a taşınan Sabah’a geçmişti. Habercilik kaygısını her koşulda önde tutardı.
Dünya gazetesine geçtiğinde, bu kez ekonomi haberciliğinde başarısını sürdürdü. Mesleğinin 50. yılında arkadaşlarının düzenledikleri bir kutlama töreninde birlikteydik. Herkes onunla ilgili anılarını dile getirdi.
Yıllar önce birlikteyken, ortak dostumuz merhum Prof. Toktamış Ateş; onun hayranı olduğu bir akrabasından söz etmişti. Konuşmamızı anımsadım.
Toktamış Hoca her akşam üstü aynı saatlerde, mevsimine göre çok şık giyinen, bir eski İstanbul beyefendisinin, Cihangir’den Taksim’e yürüyüşünden etkilendiğini anlatmıştı. Birkaç sorunun ardından, “Yakın bir akrabamızdı” demişti. “Kumarda ailenin bütün mirasını batırdı. Kumarhaneye giderken görmüş olmalısın”. Salonda en çok gülen oydu anlattığım zaman.
Osman Saffet Arolat’ı geçtiğimiz 22 Ekim 2023 günü kaybettik. Kısa süre önce telefon ile görüşmüştük.
İçimden gelen bir ses; Cumhuriyet’in 100. yılında seksen yaşında yitirdiğimiz, Osman’ı yaz dedi.
Geriye anıları ve yazdığı kitapları ile paylaştığımız sohbetler kaldı.
Özellikle 68’li yılların canlı belleği gibiydi. Son yıllarında geçirdiği rahatsızlık nedeniyle zor hareket ediyordu. Ama yazılarını; kullanabildiği tek elinin iki parmağıyla aksatmadan yazdı.
Dünya’daki arkadaşları onu hiç yalnız bırakmadılar. Cumhuriyet’in ikinci kuşağından, iyi yetişmiş bir aydındı. En önemlisi iyi insandı.
Nur içinde yatsın.