Ümit Sezgin
Nefes aldırmıyor Fener
"Yetenekli futbolcular, bireysel mükemmel form, oyuncular arası kusursuz uyum, takım olarak büyük motivasyon." İşte Fenerbahçe’yi durdurulamaz yapan, 17 resmi maçta 17 galibiyeti getiren formül. Eğlenerek oynuyor, gülerek mücadele ediyor, keyifle, ele ele, kol kola seviniyorlar. Fenerbahçe kısa sürede takım olmayı başardı.
Volkan Demirel’in liderliğinde başarılı bir sezon sürdüren Hatay da durduramadı Fenerbahçe’yi. Galatasaray ve Fenerbahçe ile birlikte ligin yenilgisiz üç takımından birisiydi Hatay. Kanatlarda Bashiru ve Fernandes gibi hızlı isimlere sahip, merkezden de hızlı atağa çıkabilen enerjik bir takım Hatay. Bu nedenle Hatay’la yapılacak maçın kolay olmayabileceğini düşünen İsmail Kartal çıkarabileceği en kuvvetli 11’le yer aldı sahada.
Şurası artık net; Fenerbahçeli oyuncular tam uyum sağladılar. Kimin nereye kaçacağı, hangi pozisyonu alacağı gibi soru işaretleri artık bitti. Mesela Djiku, İsmail ve Fred’in geriden top çıkarmaları, solda Ferdi ve Tadiç, sağda Osayi ve İrfan Can’ın hızlı atakları, ilerde Dzeko, Tadiç ve Syzmanski paslaşmaları artık otomatiğe bindi.
Bir de müthiş bir baskı yeteneği geliştirdi Fenerbahçe…Yetenekli adamlar baskı yapıyor, hızlı adamlar baskı yapıyor, hücum seven, hücum etmeyi bilen adamlar hem de rakip kale önünden başlayarak tam saha baskı yapıyor. Tüm bunlar Fenerbahçe’ye müthiş bir hücum gücü ve dahası hücum devamlılığı sağlıyor. Bunlara bir de oyuncuların bireysel form yüksekliği eklenince Fenerbahçe durdurulamaz oluyor.
Tüm bunlar Fenerbahçe’ye ilk yarıda üç gol getirdi. İlk gol tam bir kalite ve ustalık işiydi. Önce İrfan Can’ın, ardından Tadiç’in soğukkanlı, usta işi, adrese teslim pasları ve sonrasında Syzmanski’nin ceza sahasına yıldırım gibi girip kaleciden önce topa dokunarak attığı gol..Seyretmesi bile ayrı keyif.
Nefes aldırmadı Fenerbahçe… Üç attılar 4-5 tane de kaçırdılar. Ceza sahasında Hataylı Kilama’nın eline değen top, söz konusu Galatasaray olmadığı için, destek eli sayıldı ve düdük çalınmadı. Doğrusu da kurala uyanı da buydu ama Galatasaray olsa penaltıyı alırdı o başka. Hemen ardından Dzeko’nun ceza sahası içinde çekilişine, kısa bir tereddütten sonra penaltı çaldı Hakem Bayarslan. “Fazla kolay, bu kadar çekilmeye ancak Galatasaray penaltı alır” derken VAR’dan ofsayt gerekçesiyle iptal geldi.
Volkan devre arasında, ne demiştir bilmiyoruz ama üç oyuncu ve strateji değiştirerek çıktı ikinci yarıya. Hatay geriden top çıkartma planından vazgeçip, ilerde etkili bir baskıyla başladı.
Nitekim önce fırsatlar sonra da Ghoulam’ın serbest vuruşuyla gol buldular.
Ancak birkaç dakika sonra cevabı aynı şekilde bir serbest vuruştan İrfan Can Kahveci verdi. Bu dördüncü gol Hatay rüzgarını da söndürdü. Uzatmada yenen gol ise Samet Akaydın’ın milli takım performansıyla gelen şımarıklığının eseriydi.
İsmail Yüksek ve Fred’in orta sahadaki uyumuna, çalışkanlığına da özel olarak dikkat çekmek gerekiyor. Orta sahanın merkezine her maç hakim olan bu ikili rakip hücumlarını ve dönen topları alıp, yeniden hücuma yönlendirmek konusunda çok başarılılar.
Tribünün muhalefet şerhi
Sensiz Hayat Bir işkence...
Tribünlerde haykırdığımız gibi, “sensiz hayat bir işkence, dilimdesin gündüz gece, satır satır hece hece, en büyüksün Fenerbahçe”. Yine Fenerbahçe'nin çocuğu İsmail Kartal ve talebeleri Fenerbahçe taraftarını çok memnun eden bir oyun çıkardı. Her hafta üstüne koyan bir oyun, eve mutlu dönen taraftar. Öteki tarafta ise yıllardır şampiyon olamamış bir kulübe “organize bir örgüt var” diyen rakip kulüp yöneticileri. Yahu bir organize örgüt varsa Fenerbahçe’nin hiç işine yaramıyor, çünkü son yıllarda en çok şampiyon olan kendileri. Bir organize örgüt varsa bundan en çok kim fayda sağladı bakmak lazım. Gerisi savcıların elinde. Buyurun her türlü araştırmayı, soruşturmayı yapın. Bizim alnımız ak. Atlamamak lazım, Hatayspor ve Hatay ili çok zor günler geçirdi ve maalesef hala geçiriyor. Oralardan gelen haberlere göre hala suya bile ulaşamayan insanlar, haneler var. Ne diyim, bunu yazarken ben utanırken sebep olanlar utanmıyorsa işimiz zor. Atamızın da dediği gibi Hatay bizim de şahsi meselemiz. Dün akşam da bağrımıza bastık hem Volkan Demirel'i hem de Hatayspor’u. Acıları çok büyük, onlara kolaylıklar ve başarılar diliyoruz. Her zaman yazarım biz bu akşam rahat uyuyoruz, gerisini onlar düşünsün diye, ama bu akşam maalesef tekrar depremin yaşattıklarına gittik ve o
yüzden pek de rahat uyuyamıyorum.
İbrahim Can