İstanbul’dan sonra Avrupa’nın en büyük ikinci kenti ve 15 milyona yakın nüfusu ile Rusya’nın başkenti Moskova. Doğu Avrupa’nın en önemli politik, ekonomik, kültür ve bilim merkezlerinden. Sırasıyla Moskova Knezliği, Rusya Çarlığı, Rus İmparatorluğu, Sovyetler Birliği ve son olarak şu anki Rusya’ya başkentlik yapmış, “Üçüncü Roma, Beyaz Taşlı, İlk Taç ve Kahraman Şehir” lakaplı kadim şehir. Dostoyevski ve Puşkin’in doğduğu, Çehov, Gogol, Prokofiev, Mayakovski, Yuri Nikulin ve büyük usta Nazım Hikmet Ran’ın yattığı şehir.
Galatasaray, Lokomotiv Moskova karşılaşması için çarşamba günü bu tarih ve kültür başkentine gitti. Bir önceki gün kar yağışı büyük bir endişe yaratsa da korkulan olmadı. Galatasaray lider olarak gittiği Moskova’da yazdan kalma bir gecede 1923 yılında Moskovalı demiryolu işçilerinin kurduğu Rusya’nın köklü ekiplerinden Lokomotiv Moskova ile karşılaştı. Lokomotiv 97,3 milyon Euro’luk değeri ile Dinamo Moskova ve CSKA Moskova’yı geride bıraksa da 173,70 milyon Euro’luk değeri ile Zenit’in, 125,50 milyon Euro’luk değeri ile Spartak Moskova’nın 113,25 milyon Euro’luk değeri ile Krasnodar’ın gerisinde kalan bir kulüp. Bu sezon Rusya Premier Ligde ligde 18 puanla 5. Sırada yer alan Lokomotiv Moskova, maçtan önce Galatasaray’ın lider olduğu UEFA Avrupa Ligi E Grubunda ise 1 puanla son sırada yer alıyordu.
Sacha Boey ve Arda Turan dışında eksiği olmayan Galatasaray, lider olarak gittiği Moskova deplasmanından bu ünvanla geri dönmek istiyordu. Beşiktaş’ın kaybettiği, Fenerbahçe’nin ise berabere kaldığı Avrupa arenasında Galatasaray’ın alacağı puan veya puanlar ülke puanı açısından çok büyük önem arz ediyordu. Galatasaray ilk yarıya oldukça diri ve dinamik başladı. Lazio ve Marsilya maçlarında gördüğümüz zinde görüntü, Lokomotiv Moskova maçında da tekrarladı. Fatih Terim sol kanatta üst üste formsuz maçlar çıkaran Kerem Aktürkoğlu’nun yerine Ryan Babel’i, sağ kanatta da Morutan’ın yerine genç oyuncu Barış Alper Yılmaz’ı tercih etti. Orta sahada Taylan-Berkan-Cicaldau üçlüsü tercih edilirken forvet hattında son haftaların formda oyuncusu Mısırlı Mustafa Muhammed vardı. İlk yarıdaki doğru kademe ve oyun anlayışı ile Lokomotiv Moskova’ya ciddi pozisyon verilmezken %51’e %49 gibi eşit bir topla oynama yüzdesi istatistiği yakalandı. Zaman zaman ciddi atak geliştirme çabaları olsa da istenen varyasyonlar geliştirilemedi ve her iki takımın da kaleye isabetli şut gönderemediği bir ilk yarı kayıtlara geçti. İlk yarıda dikkat çeken iki detay vardı. Birincisi UEFA’nın kronikleşen yanlış hakem tercihlerinden olan Avusturyalı Harald Lechner’di. Oyuna hakimiyeti, karar standartı ve pozisyon bilgisi beklendiği gibi oldukça kötüydü. İkinci önemli detay ise Galatasaray yedek kulübesinde Morutan, Kerem, Diagne, Feghouli ve Emre gibi skoru değiştirebilecek önemli hamle oyuncularıydı.
İkinci yarıya Lokomotiv Moskova daha istekli başladı. Üst üste atak girişimlerinde bulunan Lokomotiv Moskova, Nelsson-Marcao ikilisi ile kendisini bulan Galatasaray savunmasını geçemedi. Galatasaray ise geliştirdiği ataklarda üst üste iki önemli kafa vuruşundan faydalanamadı. Topla oynama yüzdesi de azalınca, Fatih Terim oyuna müdahale etti ve kulübedeki önemli yıldızları sahaya sürdü. Oyuncu değişiklikleri ile üstünlüğü eline alan Galatasaray, Kerem Aktürkoğlu ve Morutan’ın kreatif futbolu ile oyunu Lokomotiv Moskova yarı sahasına yığdı. Bu iş birliği 82. Dakikada meyvesini verdi ve Morutan’ın mükemmel ara pasına hareketlenen Kerem Aktürkoğlu, kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda düzgün bir vuruşla topu kaleci Guilherme’nin solundan ağlara göndererek Galatasaray’a galibiyeti getiren golü attı. Galatasaray bu deplasman galibiyeti ile puanını 7’ye çıkararak lider geldiği Moskova’dan lider dönmeyi başardı.
Bu gole ve galibiyete başta Kerem Aktürkoğlu olmak üzere tüm Türkiye çok sevinmiştir. Ama şüphesiz ki en çok sevinen “Vatan Haini” ilan edildiği ülkesinden sürgün edilen ve Moskova’daki Ünlüler Mezarlığında bu maçı izleyen vatan sevdalısı büyük üstad Nazım Hikmet Ran’dır.
Tebrikler Galatasaray, ruhun şad olsun Nazım Usta…
