Mutlu Hesapçı
‘Kırık Plak’ oyunu Serhat Kılıç’ın kendi hayatından esintiler taşıyor!
“Ben uyumsuzum, takıntılıyım, mutsuzum” diyerek menajeri Ayça ile konuşan bir oyuncu düşünün, olacak iş değil ama öyle…
Aslında hepimizin ruh hali bu ama kendi hayatından itiraflarda bulunmak da yürek ister!
Evet, bu bir oyuncu üstelik itiraf ediyor, başlıyor içinde bulunduğu durumu anlatmaya ve kendi özeleştirisini sağlam yapıyor oyun boyunca.
Yazar-editör Özlem Esmergül’ün yazdığı Serhat Kılıç’ın yönettiği ve oynadığı tek kişilik ‘Bir kuşağın komik hikâyesi’ Kırık Plak tiyatro oyununu izledim ve bir oyuncunun itiraflarından kendime döndüm, öylece kaldım.
“Sığındığımız bir liman çocukluk, dolayısıyla annemiz, öyle değil mi?”
Oyunun konusu;
Üzerinden haciz memurları geçmiş bir evde yaşayan yetenekli, zeki ve talep gören popüler bir aktörün, hatırladıkları yüzünden giderek zorlaşan hayatının trajikomik hikâyesi...
Bu anlamda cesur bir oyun çünkü Serhat Kılıç’ın kendi hayatından esintiler taşıyor. Bırak kendi hayatından esintiler taşımasını gerçeklikte oyuncu dediğin kendisiyle yüzleşmeler yaşamaz iken üstelik hep –mış gibi yaparak gerçek hayatta da oynarken; daima güçlü, egolu ve havalı kalma çabasında bu oyun da nereden çıktı diyorsunuz.
Dolayısıyla bu oyun hepimizi şaşırtıyor.
Çünkü Serhat, menajeri, terapisti, sevgilisi, mahalledekiler, şarkıların sahipleri ile (oyun boyunca şarkılar eşlik ediyor) ama dönüp dolaşıp konuştuğu biri var ki annesi, işte o noktada kalıyorsunuz! Sığındığımız bir liman çocukluk, dolayısıyla annemiz, öyle değil mi? Bu en can alıcı durum, çünkü en saf sevgi annede var işte!
“Şarkılarla hayatı ve absürtlüğü anlatıyor”
Oyunda en önemli özeleştirilerden biri, ‘parti modunda yaşamalı’ hikâyesi… Yani hiçbir şey olmamış gibi partinin içinde duran insana dair sağlam bir metafor, partilemek…
Sonrasında da “şarkılar duygulara kayıt tutar” hikâyesinde ilerleyen bir hayat yolculuğu var.
Sahi biz neden şarkılarla kendimizi anlatıyoruz ve şarkılarda kendimizi bulmaya çalışıyoruz?
Serhat’ın şarkı sözlerinden yola çıkarak eleştirdiği sözler tokat gibi yüzünüze çarpıyor çünkü kişinin seni sevdiğini zannederken gönül eğlendirme durumuna düştüğünü fark ediyorsunuz. Ama “Bu dünyada doğru kaydı tutan tek şey şarkıdır” diyor evet ama, aması var… Ve bunu şarkıcılar ve şarkılar üzerinden anlatıyor Serhat, üstelik bunun içinde siyasi bir şeye doğru da giden bir eleştiri de var.
Şarkılarla hayatı ve absürtlüğü anlatıyor.
Dönüp dolaşıp aslında kim olursan ol insanın kendini biricik zannetmesine dayandırıyor var oluş hikâyemizi. “Yaşamdaki en değerli insan benim, benden bir tane daha yok” diyerek insanlığın sonunun da Tanrı’nın koltuğuna oturduğu gün geldiğinin altını çiziyor.
Evet, Tanrı’nın bir parçasısın ama yalnızsın!
İnsan dönüp dolaşıp eleştirdiği herkes oluyor aslında ve bu durumu da en çocuk, saf haliyle anlatabildiği kişi de annesi.
‘Kırık Plak’ oyunu modern insanın anlam arayışının kederli bir komedisi…
Kırık Plak oyunu, televizyon ve dizi dünyasının perde arkasında yaşananları, varoluşsal çatışmaları, kişisel hayal kırıklıklarını ve modern insanın anlam arayışını kederli bir komediyle sahneye taşıyor. Bir odanın içinde geçiyor hikâye, yerde dünyanın kitabı var, bir tarafta müzikçaları, plakları ve bir komodinin üstünde ise çocukluğu yani annesinin fotoğrafı ve kendisi. Oyun bitince eve gelip odanızdaki kendinize, eşyalara ve anneniz ile olan fotoğrafınıza bakabilirsiniz.
Serhat Kılıç’ın tek kişilik ‘Kırık Plak’ oyununu izlemenizi çok isterim.
Oyunun yakın zaman takvimi şöyle;
5 Aralık UNİQBOX – İstanbul / Maslak
16 Aralık İzmir Sanat – İzmir / Konak
17 Aralık Baba Sahne- İstanbul / Kadıköy
22 Aralık Dragos Sahne- İstanbul / Maltepe
25 Aralık Ankara Sanat Tiyatrosu – Ankara / Bilkent