
Mutlu Hesapçı
Hayatın kitabını, bilinenlerin dışında tersten okumak
İzzet Çapa denilince çoğu kişiye göre eğlence hayatını yaratan, mekânlarıyla adından söz ettiren isimdir. Özellikle İstanbul’da yaşayanlar ve bizim medya camiası kendisini öyle bilir. Ama eminim ki ülkenin dört bir yanındaki insanlar onu yaptığı televizyon programlarıyla, sosyal medyada yazdıklarıyla tanıyordur.
Bugüne kadar kendisiyle hiç tanışmadım ama yazdıkları, yaptığı paylaşımlarla özellikle duyarlı ve duygusal dünyasıyla benim sesim olmuştur, ifade edemediğim çok şeyi benim adıma ifade etmiştir.
İşte o noktada zamanla hayatını merak ettiğim isimlerden biri oldu kendisi ve elime İzzet Çapa ile Sevdagül Kasap’ın yaptığı söyleşi kitabı geçti;
‘Bu Kitabı Tersten Okuyun’
Merak ettiğim bir insanın hayat hikâyesini okumak heyecanlı ve merak uyandırıcıydı. Kitabı okudukça, kitabın isminin ne kadar anlamlı olduğunun farkına daha çok vardım. O kendi hikâyesinden yola çıkarak hayatı düz okuyanlara, “Hayatın kitabını bilinenlerin dışında tersten okuyun” diyordu inatla adeta…
Kitap, İzzet Çapa’nın aile köklerinden başlayarak bugüne gelişini geniş kapsamlı sorularla anlatıyor. Çocukluğundan bugüne yaşadığı olayların tamamını kapsıyor.
Kitabın anlamı; İzzet Çapa’nın bir hayat hikâyesi gibi görünürken aslında kişisel bir gelişim, hayatı anlama ve kavrama, aileden kaynaklı doğuştan kazanan bir kişi gibi görünen bir kişinin kendi hayatını yeniden yazarak var olma hikâyesini anlatıyor.
‘ÇAPALARIN LANETİ’ İTİRAFLARI
“Bu genlerle benim sıradan olmam beklenemezdi” cümlesini “O markalar olduğu için ben İzzet Çapa olmadım. Ben İzzet Çapa olduğum için açtığım yerler marka oldu” diyerek herkese kendilerini gerçekleştirmelerini gerektiğini söylüyor. Üstelik ‘Çapaların Laneti’ bölümünde de ailesinin başına gelen her şeyi itiraflarla anlatıyor.
‘Bu Kitabı Tersten Okuyun’ söyleşi kitabı 10 bölümden oluşuyor; ‘Kahramanın Hikâyesi’, ‘Çapaların Laneti’, ‘Çünkü Yazmak Devrimci Bir Eylem’, ‘Çocukluktan Gelen Bir Hayal Gazetecilik’, ‘Bir İşletme Dehası’, ‘Aşk Özgürlük İster’, ‘İzzet Çapa Başarısızlıklarını Anlatıyor’, ‘Gitmekle Kalmak Arasında Bir Yer’, ‘Yaşama Sanatı’, ‘Tanışıklıklar’.
Kitapta o kadar çok detay var ki; eğlence dünyasından siyasete, aşktan ünlülere, röportaj anılarından Amerika zamanlarına, başarılı insan olmanın kaidelerinden, daha iyi bir Türkiye için yapılması gereken önermelere, okunması gereken kitaplara kadar çok başlık altında İzzet Çapa’ca her şey…
Henüz kitabı okumaya devam ediyorum, altını çizdiğim o kadar çok şey var ki; bir insanı hayatından yola çıkarak anlamanın ama onu anlarken de kendimi tekrar anlamanın ve anlatmanın yoluna giriyorum. Kendi kendime de “Keşkelere yer yok; ölümden dönen ve annesinin ölümüyle hayatı değişen İzzet Çapa’dan alınacak çok dersler var” derken bir ölüm haberi ile güne başladım.
Ahmet Sever’in ardından…
Kendisiyle ilk tanışmam yıllar önce Yavuz Oğhan sayesinde oldu, meslek büyüğümdü ama kendisiyle çalışma fırsatım olmamıştı. Benim denk geldiğim zaman onun kitabını herkesin aynı okuduğu bir dönemdi diye hatırlıyorum. Gel zaman git zaman, çok uzak geçmiş değil “Emeklilik dönemindeyim artık” dediği bir zamanda Ahmet Sever ile Tahir Özyurtseven sayesinde bir araya geldik.
Kaliteli duruşu, güzel sohbeti ve iyi insan hissiyatıyla kendisine dair başka türlü bir okuma yapmaya başlamıştım bile. Ahmet Sever’i uzaktan yakın tanıyanlardan biri olarak çok üzgünüm. Başta ailesi olmak üzere yakınlarına sabır diliyorum.