İYİ NOT ÖĞRENCİNİN KÖTÜ NOT ÖĞRETMENİN

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası geçtiğimiz hafta 2022 yılının üçüncü Enflasyon Raporu’nu kamuoyu ile paylaştı. TCMB, yılsonu enflasyon tahminini %42,8’den %60,4’e yükseltti. Bir önceki toplantıda enflasyon tahmini %23.2’den %42,8’e yükseltilmişti. Her üç ayda bir TCMB enflasyon tahminini yaklaşık yirmi puan kadar artırıyor. Buna karşılık sorulan sorulara verilen cevaplarda ise uygulanan para politikasının başarısına vurgu yapılıyor. Kimse de sormuyor; para politikası doğru ve başarılı ise politikayı belirleyen ve uygulayan Merkez Bankası neden her toplantıda yirmi puan tahminini yükseltiyor diye. Sormayanlar da artık haklı. Sorsan da sorulara ya cevap verilmiyor ya da verilen cevaplar tatmin edici olmuyor.

Yeni haftaya ise Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan temmuz ayı enflasyon verileri ile başladık. Çok ciddiyim, ben enflasyonun açıklanacağını unuttum o gün. Yalnız olmadığımı tahmin ediyorum çünkü artık açıklanacak enflasyon verisinin pek bir önemi kalmadı. Üç eksik beş fazla. Ne yapayım %80 olmamış diye sevineyim mi? Önümüzdeki aylarda birkaç puanlık düşüş söz konusu olursa mutluluktan çığlık mı atayım?

Aynı şeyleri yazmak gerçekten can sıkıcı bir hal aldı. Eminim ki siz okurlar için de öyle ama yine de yazmakta fayda var. Enflasyon bugün dünyanın karşı karşıya kaldığı en önemli ekonomik sorunlardan bir tanesi. Ancak “Dünyada var anacım ne yapalım bizdeki de ondan yüksek” diyemeyiz. Ülkede açıklanmış resmi enflasyon TÜFE’de %80’e, ÜFE ise %150’ye dayanmış durumda. Bu kadar yüksek enflasyonu olan başka ülke var mı? Var diyenler o ülkelerin haritada yerini gösterebilirler mi acaba?

Son günlerde ekonomi yönetimden enflasyon ile mücadele vurgusu geliyor. Birileri bana enflasyon ile mücadele konusunda alınan tedbirleri ve atılan adımları anlatırsa çok sevineceğim.

Bir de CDS konusu var. Geçtiğimiz günlerde 900 seviyesini test etti. Bugünlerde çok mutluyuz. Şükürler olsun 800’ün altına indi. Onun için de bir mazeretimiz var. Gerçekleri yansıtmıyor, dış siyasi gelişmeler nedeniyle Türkiye’nin CDS primi bilinçli olarak yükseltiliyormuş.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından Fitch geçtiğimiz haftalarda Türkiye’nin kredi notunu düşürdü. Onun zaten bizim için hiç önemi yok. Düşürürsen düşür be Fitch.

Bunları diyenleri bir de dış borçlanma masasında görmek, dinlemek isterim. Eylül ayı ile birlikte ciddi miktarda bir dış borç geri ödemesi var. Bu kadar yüksek CDS primi ve bir kademe daha düşürülmüş kredi notunu nasıl anlatacaklar mesela borç alacakları insanlara. Karşı taraf maliyete ekledikten sonra borcu verir de o kadar yüksek faiz ile alınan borç ile yapılan iş kâr yaratır mı?

Öğrencilik dönemlerinde çocuklarınızı aldıkları iyi notlarla övünen, kötü not aldıklarında ise öğretmenlerini suçlayan insanlar olarak yetiştirmeyin. Meşhur sözdür ya “İyi notu öğrenci alır, kötü notu hoca verir”. Büyüyünce her şeye mazeret üretiyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mert Yılmaz Arşivi