Ümit Sezgin
Hakkı üç farktı
Bu maçın hakkı en az üç farktı. Eğer çevrenizde aksini söyleyenler olursa aldırmayın ya kötü niyetlidir ya futbolu bilmiyordur, bugün için Türkiye’de en iyi futbolu oynayan takım Fenerbahçe. Hem takım oyunu hem bireysel performanslar anlamında Sarı Lacivertlilerden iyisi yok.
Belli ki İsmail Hoca bu maça çok önem vermişti, biraz da çekiniyor olmalıydı ki Konferans Ligi maçında pek çok ismi dillendirmişti. Alanya karşısına 7 farklı oyuncu ile çıktı. Alanya karşısına çıkan ilk 11’e itiraz edecek çok az kişi vardır herhalde. İsmail Kartal dinlendirdiği tüm yıldızlarını sahaya sürmüştü. Ferdi, Becao, Djiku ve Osayi’den oluşan defans dörtlüsünden başlayarak tüm kadro için sosyal medyada bile maşallahtan öte yorum yok gibiydi. Memnuniyetsizlikleriyle meşhur isimler dahi itiraz etmiyordu.
Ömer Erdoğan’ın teknik direktörlüğünde son 5 maçı da kaybetmeyen Alanya özellikle de evinde zorlu bir rakipti. Fenerbahçe buna rağmen önde basarak başladı ve daha sekizinci dakikada Ferdi’nin taşıdığı topla Dzeko gole çok yaklaştı.
Sol kanatta Ferdi-Tadiç, sağda Osayi-İrfan Can ikilileri orta sahadan üçüncü bir isimden destek aldıkları hemen her pozisyonda Alanya kalesine inmeyi başardı. Oyuna ve sahanın tümüne hakim olan Fenerbahçe’nin tek yapamadığı kaleci Yusuf’u ve hakem Atilla Karaoğlan’ı geçmek oldu.
Fenerbahçe’den hiç hazzetmediğini her fırsatta sergileyen Atilla Karaoğlan, elbette bu maçta da düdüklerini Sarı Lacivertlileri ince ince doğramak için çaldı. Kimi düdükleri ise hiç de ince değildi. Dzeko’ya ve İrfan Can’a sarı kart gösterdiği pozisyonları izlerseniz ne demek istediğimi anlarsınız. Tadiç’e gösterdiği sarı kart ise şaşkınlık tarihine geçer herhalde. Ömer Erdoğan’a ve İsmail Kartal’a gösterdiği kartlar ise sadece saçmalık.
İlk yarının son dakikalarına girildiğinde Dzeko’nun asistiyle İrfan Can öyle şık bir halı saha golü attı ki, ne kaleci Yusuf ne Hakem Karaoğlan engel olamadı. VAR da epey beklettiyse de ne hikmetse ofsayt çizgisini Fenerbahçe aleyhine çizemedi. Cengiz ve Emre’nin yokluğunda İrfan Can şansını iyi kullanıyor. Artık kimse onu ıslıklamayı düşünemiyor.
İkinci yarının tümünü rakip yarı sahada geçiren Fenerbahçe ikinci golü nasıl atamadı anlamak da anlatmak da zor. Çok sayıda pozisyona rağmen Dzeko ve Syzmanski bile gol atamadı. İrfan Can’ın dediği gibi; “Oluyor bazen böyle”. İsmail Kartal’ın durgun bir gününde olan Tadiç ve Dzeko’yu alıp Batshuayi ve Kent’i oyuna alması da gol getirmedi. Son on dakika ise Fenerbahçe’nin skoru koruma taktiğiyle geçti.
Sonuçta üç puana uzanıp liderliği geri aldı ama Fenerbahçe’nin her maç en az üç gol atması gerektiğine inananlar mutlu olmadı. Bir dahaki maçı bekleyecekler ama Fenerbahçe’de güzel şeyler oluyor.
Fenerbahçe Uche- Högh veya Edu-Lugano gibi efsane defans ikililerinden birine daha kavuşuyor gibi. Stoperler Becao ve Djiku geride o kadar sağlam duruyor ki Ferdi ve Osayi hiç gözleri arkada kalmadan hücuma çıkıyor. Ayrıca Becao kesiciliği, Djiku topu oyuna sokuştaki ustalığıyla birbirini tamamlıyor.
Fred tek başına takım gibi. Sahanın her yerinde öyle usta işler yapıyor ki, Alex’i seyreder gibi zevk veriyor. Aslında aynı övgü cümlelerini Ferdi, İsmail, Syzmanski, Osayi ve tekmeye kafa atan Osterwolde için de rahatça yazabiliriz. Livakoviç de bugün kalesinde güven veren isimdi, 40. Dakikadaki kedi kurtarışı şahaneydi.