Ümit Sezgin
Futbol sadece hücum değildir
Yılın son fırsatını da kaçırdı Fenerbahçe. Sezon başında Jesus, Fenerbahçe’nin çok gol yiyeceğini ama daha fazlasını atacağını söylemişti. Kastı Fenerbahçe defansının sistem gereği yiyeceği gollerdi. Ancak Jesus’un talebeleri sadece hücumu düşünürken, bireysel hatalardan gol yememeyi bir türlü başaramıyor. Zaten kapanmaya kalktıklarında, onu da beceremiyor.
Üst üste geriden gelinerek kazanılan maçların yarattığı motivasyona, bir gün önce Galatasaray’ın puan kaybetmesi eklenince, Fenerbahçe için bu maçı kazanmak kaçınılmaz olmuştu. Fark beklentisine giren taraftara karşın Jesus maç öncesinde “bu ligde her maç final, kolayı yok” derken laf olsun diye konuşmuyordu.
Yerli ve milli bir kadro ile çıktı Fenerbahçe, sadece 4 yabancı ve 7 Türk oyuncu vardı ilk 11’de. Orta saha ise tamamen “yerli ve milli”ydi. Kenarlarda Arda ve Emre Mor, merkezde İsmail ve Mert Hakan… Bu genç orta sahanın önünde ise Valencia ve Pedro yerini almıştı.
Maç dördüncü dakikada Arda’nın ortasında Szalai’nin attığı ama hakemin iptal ettiği golle başladı. Pozisyonda kaleci topa atlayıp Pedro’ya çarparken, hakem Pedro’nun kaleciye müdahale ettiğine hükmetti. VAR ise seyirci kaldı.
Fenerbahçe tribünlerin de desteğiyle önde basarak İstanbulspor’u kendi sahasına kilitledi. Kanatlardan Ferdi-Arda ve Alioski-Emre ikilileri kısa paslarla yüklenirken, İstanbul bu koridorları çok adamla kapatmaya çalıştı. Mert Hakan ve Valencia ise merkezde boşluk oluşturmak için hareketliydi. Yine etkisiz kalan, hatta topla buluşamayan Pedro’ydu.
Emre ve Arda Fenerbahçe’nin yarattığı her pozisyonda bir biçimde yer alırken, gol de bu ikiliden geldi. Ceza sahasına soldan giren Emre’nin çaprazdan vurduğu top kaleciden döndü ama Arda fırsatı kaçırmadı, defansın arasından topu ağlara bırakıverdi.
Tam “Emre Mor artık sol açığı kimseye bırakmaz” derken, Emre Mor yine Emre Mor’luğunu yaptı, kendisine faul yapan Okan’la itişerek sarı kart gördü ve Sivas deplasmanında cezalı duruma düştü.
Arda ikinci yarıyı nefis bir golle açtı. Ceza sahası dışından attığı nefis şutla iki farkı yakaladı.
Bundan sonra Fenerbahçe’nin daha sakin oynaması beklenebilirdi ama onlar fark peşinde koşarken hakemler devreye girdi. Ceza sahası içinde rakibin şutunda Ferdi’nin ayağına çarpan top sekerek koluna değdi. Hakem hemen önündeki pozisyon için devam dedi. Ancak VAR’dan gelen uyarıdan sonra penaltıyı verdi.
Golden sonra bu kez Samet haftalık hata kontenjanını kullandı. Önce Ethemi’yi kaçırdı, sonra attığı şuta ayak koyunca kaleci İrfan Can kontrpiyede kaldı ve İstanbul beraberlik golünü buldu.
Bu kez Fenerbahçe’nin forveti devreye girdi. Valencia’nın asistiyle bu kez Pedro üçüncü golü buldu.
Jesus maçın 3-2 bitmesine razı oldu ve savunmayı güçlendirmek için Arao, Serdar Aziz ve Crespo’yu oyuna aldı. Fenerbahçe bu değişikliklerden sonra geri paslarla uzatmaları tamamlamaya çalışırken bir de gol yiyince, bu sezonu da kapamış oldu.
Ne maç sonunda oyucuların ıslıklanması doğruydu ne de Jesus’un protestocu tribünlere karşı çıkması… Jesus’un bu maçta yaptığı değişiklikler de tartışılır ama asıl sorun sezon sonu gelirken bile takımın belirgin bir oyun stratejisini oturtamaması. En basit ve kaba deyişle “ne zaman hücum oynayacağını ne zaman defans yapacağını bilememesi… Seneye öğrenirler belki.