Ümit Sezgin
Final yetmez kupa lazım
Bu maçın öyküsünü sezonun “tümünde” yaşadık desek yanlış olmaz. Fenerbahçe kapanan rakiplerine Kadıköy Boğası gibi saldırarak başlıyor. Gol atıp rakibini açarsa farka gidiyor. Gol atamaz ya da gol yerse işler karışıyor. Rıza Hoca ilk golü yedikten sonra Jesus’un tuzağına düşünce farkı yedi.
Türkiye Kupası Fenerbahçe için adeta köprüden önceki son çıkış… Şampiyonluk çoktan hayal olduğuna göre tek mutlu olma şansı Türkiye Kupası. Geçen yılın kupa sahibi Sivas için de durum çok farklı değil. Zaten Rıza Hoca da bu nedenle ligde oynadığı son maçta fark yemeyi göze alıp ne kadar yedek varsa hepsine forma vermişti.
Maç öncesinde “Hızlı, güçlü ve yaratıcı bir oyun sergilemek ve finale yükselmek istiyoruz" diyen Jesus “Fenerbahçe son 8 yıldır bu kupada final oynamıyor” sözleriyle de kendi başarı ölçütünü dile getirdi. Hocanın bir yılı dolacak ama hala Fenerbahçe için bu tür rakamların çok da önemli olmadığını, Sarı Lacivertlilerin her şartta en iddialı takım olmak istediklerini kavrayamadı. Final oynamak yetmez Hoca, kupa almak lazım. Başka bir deyişle final oynamak değil kupayı almak başarı.
Jesus son haftalarda lig maçlarında sıkça kullandığı ilk 11’lerden birini “4-1-3-2” dizilişiyle çıkardı sahaya. Yine orta saha merkezi Arao, Zajc ikilisine vermişti. Cezası biten İrfan Can Kahveci derhal ilk 11’e dönmüştü, Arda da son haftalarda olduğu gibi kesik yememeyi başarmıştı. Emre Mor ise duyduklarımız doğruysa Hoca’nın kararıyla maç kadrosuna alınmamıştı. Galiba yine isyanın dozunu kaçırdı Mor…İnşallah yanlış duymuşuzdur.
Deplasmanda aldığı 0-0’ın küçük de olsa avantajıyla çıktı Fenerbahçe sahaya… Rıza Hoca Arda’ya özel tedbir almıştı. Top ne zaman ayağına gelse Arda’ya iki Sivaslı basıyordu hem de pek acımadan… İşe yarıyor muydu derseniz, Rıza Hoca versin cevabı.
İlk yarı her iki Hoca’nın da istediği gibi gitti. Jesus’un planladığı ve istediği gibi Fenerbahçe başlangıçta oyunun hakimi oldu. Tabi bunda Rıza Hoca’nın topu Fenerbahçe’ye bırakıp, geride sağlam kapanıp, kontra atak kovalama planının da etkisi oldu.
Uzun süre Sivas’ın yarı sahasına kilitlenen oyunda Fenerbahçe, Ferdi ve Arda’nın sağ kanattaki girişimleriyle etkili oldu. İrfan Can Kahveci’nin sol kanadı kullanmaya çalışırken yalnız kaldığını söylemek lazım. Batshuayi Valencia ileri ikilisi ise ne pozisyon üretimine katkıda bulunabildi ne de pozisyona girdi. Batshuayi, maçın hemen başında Samet’in uzun topunda girdiği ve kaleci Şaşal’a takılan vuruşu dışında etkisizdi. Luan Perez defansif anlamda takımın iyilerindendi…
Bütün bir sezon yaşandığı gibi Fenerbahçe ilk yarım saatte gol bulamayıp yavaşlayınca Sivas aradığı defans arkasına atılan top fırsatlarını yakaladı ancak kullanamadı.
Fenerbahçe ikinci yarıya şahane bir golle başladı. Aynı pozisyonda önce Batshuayi direkten döndü, ardından önce Ferdi’nin sonra İrfan Can’ın vuruşları defanstan döndü ama Ferdi’nin son volesi ağları buldu. Pozisyonda Ferdi ve Arda’nın paslaşmaları da seyre değerdi.
Gol Rıza Hocanın oyun planını bozdu. Sivas ileri çıkıp gol aramaya başlayınca kontra atağı bulan Fenerbahçe oldu. Arao kaptığı topla Valencia’yı soldan kaçırdı. Onun asistinde golü atan Batshuayi oldu. Peş peşe benzer pozisyonlar buldu Fenerbahçe. Sivas’ın ilerde kaptırdığı her top Fenerbahçe pozisyonuna dönüştü. Batshuayi ve Valencia çok net pozisyonları kullanamadı. Sonlara doğru Batshuayi kendi atamadığı golü sonradan giren King’e attırdı.
Jesus kendi gösterdiği başarıyı yakaladı, şimdi sıra bizim beklediğimiz başarıda, kupada.