Ümit Sezgin
EN RAHAT DERBİ
Gerek takım olarak, gerek saha içindeki kritik eşleşmelerin tümünde açık ara üstündü Fenerbahçe… Tek bir pozisyon vermeden yendiler Galatasaray’ı…
Her iki takım için de tam galip gelinecek, gelinmesi gereken bir maçtı.
Her iki takım için de kötü giden bir senenin sonuna doğru, taraftarın yüzünü güldürecek bir galibiyet.
Ama Fenerbahçe için dahası vardı; 2016’dan beri Kadıköy’de alınamayan galibiyete kavuşma maçıydı…
Dahanın da dahası, ligi ikinci bitirip Şampiyonlar Ligi’ne katılabilme şansı getirecek bir galibiyet.
İsmail Kartal için ayrı bir “dahası”, önemi vardı bu maçın; Böyle bir galibiyet, tam da pek çok kişinin “Acaba seneye de İsmail Hoca’yla devam edilse mi?” sorusunu dile getirdiği bir dönemde Hoca’nın elini çok kuvvetlendirecekti.
Ama bütün bunlardan öte, Galatasaray’la hayatın hangi alanında, hangi seviyede karşılaşırsan karşılaş, galibiyet alman Fenerbahçelilik gereği.
Bunu en iyi bilenlerden birisi olan İsmail Kartal da sahaya haftalardır iyi sonuçlar alan “ideal” 11’i ve hücumcu 4-2-3-1 dizilişi ile çıktı. Geçen haftadan tek fark sakatlığından tamamen kurtulan Ferdi’nin sol bekte yerini almış olmasıydı.
Galatasaray’dan, hafta içinde yayılan “Kerem sakat, Derbi’de oynayamayacak” haberlerine inanmayan, “Terim’den kalma numaralar bunlar” diyenler de yanılmamıştı. Kerem Aktürk “Ayağının kopmasını göze almış” Fenerbahçe’nin karşısına çıkmıştı.
Baskıyla başladı Fenerbahçe, takım halinde önde oynadılar. Galatasaray ise oyun planını Fenerbahçe’yi orta sahada ve kanatlarda durdurmak üzerine kurmuştu. Kritik eşleşmeler dikkat çekiciydi. Osayi- İrfan Can’ın kullandığı sol kanatta Kerem-Van Aanholt ikilisi vardı. Fenerbahçe defansının önündeki ikili Zajc-Crespo’ya, Sarı Kırmızılılar Berkan ve Cicaldau ile karşılık veriyordu. Gomis ve Kim eşleşmesinin sonu da merak konusuydu.
İlk dakikalarda Galatasaray ilerde sadece Gomis’i bırakıp kapanarak Fenerbahçe’ye gol fırsatı vermedi. Ancak 25’nci dakikada İrfan Can-Osayi işbirliğiyle iki pozisyon yakaladı Fenerbahçe sağ kanattan. İkincisinde Osayi’nin şık pasında Zajc Fenerbahçe’nin golünü buldu.
Golden sonra Galatasaray karşılık vermek için ileri çıkmaya çalıştıysa da etkili olamadı.
İlk yarıdaki kritik eşleşmelerden galip çıkan taraf Fenerbahçeydi.
İkinci yarıya Galatasaray daha istekli çıktı ama bu istek sadece bir miktar baskı getirdi, pozisyon üretmeyi başaramadı Sarı Kırmızılılar. Fenerbahçe bir süre ilerde top tutmayı başaramadıysa da Serdar Dursun’un attığı ikinci gol tekrar oyunun kontrolünü Sarı Lacivertlilere verdi.
Mert Hakan, Zajc, Crespo, Osayi ve Kim sahanın en iyileriydi ama 80. Dakikaya kadar oyuncu değiştirmeye gerek görmeyen İsmail Kartal gecenin en mutlu adamıydı.
Şimdi Fenerbahçe lig ikincisi, eminim pek çok Fenerbahçeli “keşke önümüzde yeterli süre olsa, şampiyonluğa oynardık” diye düşünüyordur.
Tribünün muhalefet şerhi: DERBİCİK... / İBRAHİM CAN
Dürüst olmak gerekirse hem maç öncesi hem de maçın kendisi benim için son yılların en rahat derbisiydi. Zaten 90 dakika boyunca Galatasaray’ın neredeyse tek ciddi tehlikesi olmaması da bunu destekliyor. Ne yalan söyleyeyim maçta çok fazla heyecanladığımızı da söylemek zor. Çok kolay bir galibiyet aldık. Sonuç olarak bu sene hem deplasmanda hem de evimizde GS’yi yenmiş olduk. İlk maçta Terim bu maçta da Torrent “bu Fenerbahçe nereden çıktı?” demiştir. Eğer GS hoca değiştirirse bir maç daha yapabiliriz isterlerse. İsmail Hoca’ya şapka çıkarıyorum ben, takımı nereden nereye getirdi. Bireysel performanslar tavan yaptı, Zajc, MHY, İrfan, Osai, Ferdi aslında tek tek isim yazmaya gerek yok. Bütün oyuncuların performansı çok arttı. Takımda mutluluk var artık, arkadaşlık var, hırs ve umut var. Bunları görmek biz taraftarları da mutlu ediyor. Yıllardır izlemediğimiz takım oyununu ve yardımlaşmayı sonunda görmek çok keyif verici. Ben kendisinden özür diliyorum burada Fenerbahçe’de asla başarılı olamaz dediğim için. Elbette beklediğimiz bunun ötesinde başarılar ama teşekkürler İsmail Kartal özlediğimiz görüntüleri bizlere gösterdiğin için.