Emre Özpeynirci

Emre Özpeynirci

Egea’nın gölgesinde Clio

Otomotiv bizim en büyük ihraç kalemimizken, önce Tofaş sonra Renault oyundan düşerse, ciddi kayıplar yaşayabiliriz. Eğer Egea’nın hem iç pazar hem ihracattaki düşüşüyle başlayan daralma, yakın gelecekte Clio’yla devam ederse sanayi adına sıkıntı artabilir. Renault, Clio'nun gölgesinden sıyrılıp, Türkiye’de yeni bir başarı hikayesi yazmak zorunda. Yoksa bugünün Clio'su, yarının Egea'sı olabilir.

TOFAŞ, yıllarca Egea modeliyle Türkiye pazarında liderliği elinde tuttu. Ancak bu liderlik, esasen tek modele dayanan, kırılgan bir başarıydı. Bugün Egea hem model olarak yaşlandı, hem de rekabet karşısında avantajlarını kaybetti. ÖTV matrahları da güncellenmeyince bir anda cazibesi azaldı. Bu yıl sonunda üretimin duracak olması da Tofaş'ı derin bir belirsizliğe sürükledi. Aynı senaryo, bugün Renault için de tehlike sinyalleri veriyor. Bugün Renault, Türkiye otomotiv pazarında özellikle Oyak Renault tarafından Bursa’da üretilen Clio sayesinde büyük bir başarı yakalamış durumda. Yerli Clio hem fiyat avantajı hem de tanınırlığıyla Türk tüketicisinin gözdesi. Diğer başarılı modeli Megane Sedan ise Karsan tarafından üretiliyor ancak artık hem tasarım hem teknoloji olarak yaşlanmış durumda. 2016 yılında satışa sunulan, 2021 yılında makyajlanan bu model neredeyse 10 yaşında. Şu anda en büyük avantajı ÖTV muafiyeti kapsamına girmesi.

renaulttablo.jpg

İTHALLERE TALEP YOK

Toplam satışların %77’ine ulaşan bu 2 model yıllardır pazarda yer edinmiş, filo satışlarında öne çıkan modeller. Yani satılıyorlar çünkü alternatifleri sınırlı ve tüketici zaten tanıyor. Clio ve Megane harici modellerin pazardaki yeri ise oldukça sınırlı. Bursa’da üretilmeye başlayan Renault Duster’ın satış olarak durumu ortada. İthal modeller Captur, Taliant, Austral ve Rafael ise ya fiyatta yukarıda kalıyor ya da algı olarak talep görmüyor. Elektrikli cephede Megane E-Tech dışında somut bir varlık yok, o da zaten rekabette oldukça gerilerde. Türkiye pazarında artan Çinli rakipler, agresif fiyat politikaları ve yeni teknoloji sunan markalar karşısında Clio gibi tek modele dayanan başarıların, uzun vadede direnemeyeceği de ortada.

2 MODELLİ BİR DEV

Tofaş bugün yeni bir model koymadan ayakta kalmaya çalışıyor. Oysa Egea zirvedeyken alternatif geliştirilmeliydi. Renault aynı hataya düşmek üzere. Clio'nun ardından hem içeride hem dışarıda satılabilir, yerli ve rekabetçi modeller gelmezse, Renault da "eski lider" pozisyonuna düşebilir. Tek modele dayalı stratejiler, ilk bakışta büyük gözükse de, pazar şartları değişirken sarsıcı oluyor. Renault, Clio'nun gölgesinden sıyrılıp, geleceği de yakalayan yeni bir başarı hikayesi yazmak zorunda. Yoksa bugünün Clio'su, yarının Egea'sı olabilir. Sonuç olarak yıllardır otomotiv bizim en büyük ihraç kalemimizken, önce Tofaş sonra Renault oyundan düşerse, ciddi kayıplar yaşayabiliriz. Acilen önlem alınmasında fayda var. Renault şu an Türkiye’de Clio ve Megane’ın sırtında duran bir dev ama bu modellerin dışındaki tablo pek de iç açıcı değil.

Yerli Duster neden tutmadı?

RENAULT’nun Türkiye’nin en çok satan modellerinden biri olan Dacia Duster’ı kendi markası altına alıp Bursa’da üretmesi, Türkiye özelinde satış anlamında başarılı sonuçlar getirmedi. Düşünün Duster, çok değil 2-3 yıl önce yüzde 5’e yakın pazar payına sahip ve en çok satan SUV pozisyondayken, 2025 ilk çeyrekte Renault rozetiyle sadece %0,9 pay alabildi, satışlarda 35. sıraya kadar geriledi. Türk tüketicisi Dacia Duster’ı ulaşılabilir ve güvenilir bir halk SUV'si olarak benimsemişti. Yerli olmasına rağmen Renault rozetiyle gelen fiyat artışı ve algı farkı, bu sadakati bitirdi. Eğer Renault, yeni nesil modelleriyle Türk tüketicisinin beklentisini karşılayamazsa o zaman Clio ve Megane satışları düşmeye başladığında, çok sert bir duvara toslayabilir. Ya radikal bir dönüşüm, ya da Türkiye pazarında “zirveden düşüş” hikayesi kaçınılmaz olabilir.

Elektrikli cephede etkisiz

RENAULT’nun ÖTV avantajına sahip elektrikli cephede neredeyse görünmez olması şaşırtıyor. Bir tek Megane E-Tech geldi, evet, ama ne yazık ki sonuç biraz hüsran. 450 km’ye varan menzile ve yüzde 10 ÖTV avantajıyla 1.7 milyon TL civarında fiyata sahip olmasına rağmen, satışları çok düşük. Düşünün bu yılın ilk çeyreğinde 298 adet satışla elektrikli otomobiller arasında 23.sırada yer alıyor. Çinli markalar ya da Togg, Tesla gibi oyuncular karşısında şu an Renault’un elektrikli vizyonu bir broşürden ibaret gibi duruyor. Türkiye’de toplam satışlarda elektrikli payı ortalamada yüzde 13’e yükselirken, lider marka olan Renault’un satışlarında elektrikli payı sadece yüzde 1. Mayısta satışa sunulacak Renault5 ile elektrikli payı artar mı, bekleyip göreceğiz.

7 modelin payı %23

RENAULT, Türkiye’de toplam 9 farklı model otomobil satıyor. Bunlardan Clio ve Megane toplam satışlarının %77’ine ulaşırken, geri kalan modellerin payı ise sadece %23. Ya fiyat-performans çizgisinden uzaklar ya da markanın elindeki güçlü kimliği tam olarak yansıtmıyor gibiler. Yani Clio-Megane dışında Renault showroomları "bakılacak ama alınmayacak" yer haline geliyor. Düşünün bence Renault’un bugüne kadar ürettiği en iyi otomobil olan Austral, Türkiye’de üçüncü en iyi sattıkları model olmasına rağmen en çok satanlar listesine ancak 28.sıradan girebiliyor. Yerli avantajına da sahip olmasına rağmen Renault Duster ki daha düşük fiyatla 35.sırada kendine yer bulabiliyor. Dacia Logan’ın yerini alan ve normalde en ekonomik Renault modellerinden biri olan Taliant ise 525 adetle ilk 40 model arasında bile yok. Rafael’i ise hiç saymıyorum, 3 ayda sadece 302 adede ulaşmış.

Rekabetçilik artmazsa yeni yatırımlar sıkıntılı

OTOMOTİV Sanayi Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, Türkiye’de rekabetçiliğin hızla kötüleştiğini belirterek, “İşçilik saat maliyetlerine baktığımızda 2021 yılında Türkiye ile Fas arasında sadece 1 Euro fark varken, 2024’te bu fark 11 Euro’ya çıktı. Artık çok daha pahalıyız. 2025’te Romanya’da bizden daha ucuz bir ülke haline geldi. Türkiye her zaman Polonya, Romanya ve Sırbistan’la karşılaştırıldı ve biz onlara göre hep iyi durumdaydık. Şimdi maalesef bizden daha avantajlılar. Biz otomotiv sanayide 10 yıllık çalışıyoruz. Yani 2 sene yatırım, 8 senede üretim yapıyorsunuz. Genelde 10 yıllık döngüler bunlar. Biz bu tabloyu yani bu rekabetçiliği eğer önümüzdeki 2-3 yılda kazanmazsak bundan sonraki yatırım kararlarında sıkıntı olacak” dedi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Özpeynirci Arşivi