Mutlu Hesapçı
“Cesur kadınlar, sergideki tüm eserlerin ilham kaynağı”
Var Gücüyle Kanat Çırpan Kelebekler, Kadınların Mücadelesine Güç Katıyor: Cansiparane Sergisi 21 Kasım’da açıldı. 15 sanatçının yer aldığı Gözde Tolan’ın liderliğinde açılan kolektif bir sanat projesi olan Cansiparane sergisini, 21 Aralık’a kadar Gama Gallery’de gezebilirsiniz. Gözde Tolan’la serginin detaylarını ve kadın olmaya dair konuştuk.
‘Cansiparane’ sergisinin çıkış noktası ne oldu?
Mirabal Kardeşler’in 1960 yılında diktatörlük karşıtı cesur mücadelesi, bu serginin çıkış noktası oldu. Aslında burada çok trajik ve güçlü bir hikâye var. Bu mücadele sürecinde "kelebekler" olarak da anılan bu cesur kadınlar, sergideki tüm eserlerin ilham kaynağı oldu. Bizim bu hikâyede gördüğümüz en çarpıcı husus, var gücüyle, canını feda edercesine otorite karşısında adalet arayan kadınlar. Bu nedenle serginin ismi de “Cansiparane”.
“Sergi, kadınların evrensel mücadelesine dair düşünmeye teşvik ediyor”
Serginin amacı ve önemi nedir?
Biz kolektif bir çağdaş mozaik projesiyle olanın ötesine geçip kadının gücü ve dayanıklılığını mozaik sanatının aracılığıyla anlatmaya çalışıyoruz. Böylece kapsama alanımızı genişletmeye çalışıyoruz. Sergi, izleyicileri toplumsal değişim ve kadınların evrensel mücadelesine dair düşünmeye teşvik ederek kendi seslerini bulmalarını amaçlıyor. Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyoruz. Geçmiş hafızanın geleceği şekillendirmesinde bu gücü olabildiğince yaymaya ve kuvvetlendirmeye çalışmak gerektiğini düşünüyoruz. Hafıza ve gelecek arasındaki ilişki, sosyal değişim süreçlerinde önemli bir rol oynuyor. Toplumların geçmişten aldıkları derslerle daha adil ve eşit bir gelecek inşa etme çabası içinde olabileceğine inanıyoruz.
“Sergide 15 sanatçı yer alıyor”
Sergide kaç sanatçının eserleri yer alıyor, katılımcılar ve eserlerinden bahsedebilir misiniz?
Sergide 15 sanatçı yer alıyor, her bir eser farklı bir kadının temsili olarak farklı malzemeler ve teknikler ile üretildi. Eserlerde seramik, cam, çini, porselen gibi çeşitli malzemeler kullanılarak, zamanın izleri ve mücadelelerin çok katmanlılığı yansıtıldı. Kullanılan malzemeler, geçmişin kalıcılığını ve geleceğe taşınabilirliğini de simgeliyor. Örneğin, seramik gibi dayanıklı malzemeler, geçmişten günümüze uzanan bir süreklilik sunarak geleceği de nasıl dönüştürebileceğimize dair ilham veriyor. Farklı malzemelerle oluşturulan eserler, geçmişin izlerini taşırken aynı zamanda modern tekniklerle olanın ötesine çıkabilmemizi sağlayacak bir vizyon sunuyor. Bu yaklaşım, sanatın sürekliliği ve dönüşümü üzerine düşünmeye de teşvik ediyor.
“Kelebekler lakabı bizim ilham kaynağımız”
Kelebeğin ömrü az olur derler ve öyledir de… Neden kelebek simgesi ve kelebekler ne ifade ediyor?
Mirabal Kardeşlerin hikâyesinde onlara verilen "kelebekler" lakabı bizim ilham kaynağımız. Biz kelebekleri sadece bir form ve güç sembolü olarak kullanıyoruz. Biz bu sergide kırılganlık değil, güçten bahsediyoruz. Tüm dünyada kadınların toplumsal mücadelelerindeki gücü ve dayanıklılığını gözler önüne sermek istiyoruz.
“Her eserim, kadınların hikâyelerini ve deneyimlerini yansıtıyor”
Kadınların görünmez kanatları var ve uçmayı en iyi başaran da bizleriz bence ama özgürce uçmamıza izin verilmiyor, kanadımızı kırıyorlar. Kadınların her alandaki mücadelesi hiç bitmeyecek gibi. Bir sanatçı olarak siz bu konuda neler söylersiniz?
Kadınların görünmez kanatları olduğu fikri, benim için son derece anlamlı. Her birimiz, içimizdeki potansiyeli keşfetmek ve özgürce uçmak için mücadele ediyoruz. Ancak, ne yazık ki toplumsal normlar ve kalıplar bazen bu kanatları kırmaya çalışıyor; ama bizler, buna rağmen uçmayı öğreniyoruz. Bir sanatçı olarak, bu durumu öncelikle çalışmalarıma yansıtmaya çalışıyorum. Her eserim, kadınların hikâyelerini ve deneyimlerini yansıtıyor. Özgürlük, sadece bireysel bir hedef değil; aynı zamanda kolektif bir sorumluluk. Kadınlar olarak birbirimizi desteklemek ve güçlendirmek zorundayız. Her birimiz, kendi hikayemizi yazarken diğerlerinin de hikayesini duyurmalıyız. Mücadelemiz asla sona ermeyecek gibi görünüyor; doğru ama her yeni adımda daha da güçleniyoruz.
“Bugüne kadar her mücadele, beni daha güçlü bir kadın ve sanatçı haline getirdi”
Sizin bir kadın olarak ve kadın bir sanatçı olarak yaşadığınız zorluklar neler, verdiğiniz nasıl bir mücadele?
Yaşadığım en büyük zorluk, toplumsal cinsiyet rollerinin getirdiği beklentilerle yüzleşmek zorunda kalmak. Aile hayatı, kariyer, ekonomik ihtiyaçlar ve toplumsal sorumluluklar arasında denge kurmak, zaman zaman imkânsız gibi görünebiliyor. Ancak bu zorlukları aşmak için güçlü bir destek ağı oluşturmaya çalışıyorum, örneğin bu projede olduğu gibi diğer kadın sanatçılarla iş birliği yaparak birbirimizi destekliyoruz. Gerçek şu ki bugüne kadar her mücadele, beni daha güçlü bir kadın ve sanatçı haline getirdi. Her mücadele, içimdeki beni daha fazla afişe etmemi sağlayarak kendimi ifade etmenin yeni yollarını bulmamı sağladı. Kadim bir sanat aracılığıyla toplumsal değişime katkıda bulunmak, benim için en büyük motivasyon kaynağı. Bu yolculukta yalnız olmadığımı, başka kadınlar tarafından sarmalandığımı hissetmek destekleyicilerimden biri.