Naime Teyze

Onurlu bir kadının öyküsü…

Üsküdar’da yaşayan 93 yaşındaki Naime Teyze, emekli maaşının geçimini sağlamaya yetmemesi nedeniyle semt pazarında çalışıyor. On bir bin beş yüz lira emekli maaşı alan Naime Teyze, bunun yedi bin beş yüz lirasını ev kirasına veriyor ve kalan miktarla yaşamaya özen gösteriyor.

Naime Teyzem, televizyonlardaki haberinle kaç gönül telini titrettin, kaç akılda kaldın bilemem haberini dinlediğim günden itibaren seninle ve binlerce Naime Teyzeyle geziyorum…

Aklımdasın…

Sokak röportajlarında konuşan emeklileri dinledikçe kahroluyorum. Biliyorum bizim emekli kuşağımız ketumdur, gururludur, yaşadıklarını milyonlar karşısında dile getirmesi zordur. Demek ki gerçekten bıçak kemiğe dayandı! Bu koşullarda yaşamak sanki onun suçu gibi söylerken ar eder, ar damarı çatlayanlar için bu tür açıklamalar kolaydır. Oysa bizim onuruyla çalışan, çalışırken yarınları için prim ödeyerek emekli olan insanlarımızın içinde bulundukları durum artık içler acısıdır.

Ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk diyor ki: "Bir milletin yaşlı yurttaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu o milletin yaşama kudretinin en önemli ölçüsüdür. Geçmişte çok güçlüyken tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur."

Naime Teyze, körelmiş vicdanlara seslenmek zordur. Sen onlara seslenmek istemedin ki onurunla çeyiz sandıkları için hazırlanan, yazmalar, danteller, örgüler evinden getirip bu yaşına karşın satarak onurunla yaşamını sürdürmek istedin.

Elinden gelenin bu olduğu kadar hala ülkemizde çeyiz sandıklarının varlığının bilincindesin. Çünkü bu topraklarda genç kızlar evlenip gidince çeyiz sandıkları ipek, saten bohçalarla dolu olarak baba evinden giderler. Her kadın hakları konferansımda rahmetli annem benim çeyiz sandığımdaki bohçalardan birine sanki kadın hakları dosyası koymuş diyorum.

“Evi dişi kuş yapar.” sözüne karşın ülkemizde büyük çoğunlukla mülkler erkeklerin üstüne kayıtlıdır. Bunu dile getirince hemen ego tavan yapmış, bencil, kalelerini koruyan erkek yanıtları duyuyoruz: “Kadının üstüne yapalım da boşansın mı?” Sanki mülk kadının üstüne yapılmayınca boşanmıyor. Oysa bir bilseler kadın gidince evin ışığı sönüyor…

Naime Teyze’yi izleyip de utanç duymayanların yönettiği ülkede yaşamanın ilk deneyimini korona günlerinde yaşadık. Ülkeyi yönetenler 65 yaşın üstündeydi. 65 yaşındakilerin evde çıkmaları yasaklandı! Yaşlılarını sevmeyen, yaşlılığı kusur gören, yaşamın her alanında silenler “Aklı yaşta değil baştadır.” sözünü ne çabuk unuttular.

Naime Teyze’yi çalıştığı pazarda ziyaret eden Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş, Naime teyzenin evindeki eksiklikleri gidermek ve gereksinimlerini karşılamak için destek sözü veriyor. Naime Teyze ise, “Beni başkalarına benzetmeyin. Aç gezer, tok sallanırım” diyerek kimseye muhtaç olmak istemediğini belirtiyor.

Bu olay, Türkiye’deki emeklilerin yaşadığı geçim sıkıntılarını ve ileri yaşlarına karşın çalışmak zorunda kalmalarını, derinleşen yoksulluğu bir kez daha gündeme getiriyor.

Nazım Hikmet yıllar önce sanki bu günleri yazmış bizlere:

“Açlık ordusu yürüyor

yürüyor ekmeğe doymak için

ete doymak için

kitaba doymak için

hürriyete doymak için.”

Emekliler sokaklarda, alanlarda, mitinglerde ses veriyorlar, duyan var mı?

93 yaşındaki Naime Teyze’nin durumu ülkeyi yönetenlerin utancı ve sözün bittiği yerdir!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yaşar Seyman Arşivi