Mert Yılmaz
ATILAN TAŞ ÜRKÜTÜLEN KUŞ
Piyasalar haftaya Çin’den gelen sıkıntılı Evergrande haberi ile başladı. Çarşamba günü TSİ ile saat 21.00’de FED’den gelen açıklamalar ise piyasa beklentilerine paralel olarak yorumlanabilir. FED’den bir kez daha nefis bir sözlü yönlendirme gördük. Yıl sonuna kadar Varlık Alım Programı’nda azaltıma gidileceği mesajı net olarak verildi. Kuvvetle muhtemelen kasım ayında açıklanıp aralık ayında hayata geçecek gibi duruyor. Bu açıklamalar piyasa beklentileri kapsamında olsa da dolarda güçlenme eğilimi ve beklentisi sürüyor. Çizilen bu tablo Türkiye ekonomisi için bir risk. Diğer gelişmekte olan ülkelerin pek çoğu para politikasını sıkılaştırarak bu sürece hazırlanırken bizde tam tersi bir hazırlık vardı ve anlaşılan hazırlıklar sona erdi ki; dün itibarı ile TCMB faiz indirim sürecini başlattı.
Bu açıklamaların ardından FED’den bir gün sonra TCMB PPK toplantısı gerçekleştirildi. Toplantı öncesinde piyasanın genel beklentisi faizlerde bir değişikliğe gidilmeyeceği yönünde olsa da birbirinin içine geçmiş o iki soru kafalarda idi. “Merkez Bankası ne yapmalı ve ne yapar?”
Toplantıdan çıkan karar piyasalar açısından sürpriz oldu ve TCMB faizleri 100 baz puan indirerek %19’dan %18’e çekti. Bu kararın ardından dolar kurunda bir hareketlilik yaşandı ve tarihi zirve olan 8.80’i test etti. Borsada satışlar yaşandı ve endeks tekrar 1,400 puan seviyesinin altına indi.
Verilen mesaj yıl sonuna kadar bu faiz indirimi ile yetinilmeyeceği ve faiz indirimlerinin devam edeceği yönünde. Bu algı güçlenir ise dolar kurunun 8,80 TL seviyesini geçmesi beklenebilir ki; bu yaşanırsa dolara yeni bir alım dalgasının gelmesi ve hareketin yukarı yönde hızlanması beklenebilir.
Bir kez daha paylaşayım; yıl sonuna kadar faiz oranlarında toplam 100-150 baz puanlık bir indirim yeri vardı. Burada atılacak adımın zamanlaması ve büyüklüğü önemli idi. Ben TCMB’nin bu adımı erken attığını düşünüyorum.
Geçtiğimiz günlerde TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun yapmış olduğu çekirdek enflasyon vurgusu piyasada acaba erken bir faiz indirimi gelir mi soru işaretini de oluşturmuştu.
Gazete Pencere okurları hatırlayacaktır. Başkan Kavcıoğlu göreve geldikten kısa bir süre sonra faizin enflasyonun üzerinde belirleneceğini söylemiş bir başka ifadeyle yatırımcılara reel getiri vaat etmiş ve bu açıklama piyasalarda olumlu karşılanmıştı. İşte o günlerde şu soruyu sormuştum:
“Merkez Bankası hangi enflasyonu kendisine referans alacak: Gerçekleşen enflasyonu mu, yoksa beklenen enflasyonu mu?”
Bu soru TCMB tarafından net bir biçimde cevap bulamazken özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz indirimi mesajları sonrasında Başkan Kavcıoğlu’nun bir anda çekirdek enflasyon vurgusu piyasalarda “TCMB faiz indirimi için kendisine alan yaratmaya çalışıyor” diye yorumlanmıştı. TÜİK tarafından son açıklanan verilere göre manşet enflasyon %19,25 iken çekirdek enflasyon %16,76 düzeyinde.
Çekirdek enflasyon mevsimsel etkilerden arındırılmış bir veri olması ve trendi göstermesi açısından önemli bir veri. TCMB’nin para politikasını belirlerken çekirdek enflasyonu referans almasına şahsen bir itirazım yok. Ancak geçtiğimiz günlerde yapılan çekirdek enflasyon vurgusu maç oynanırken kural değiştirmektir. Başkan Kavcıoğlu göreve geldiğinde kendi döneminde TCMB’nin para politikasını belirlerken çekirdek enflasyonu referans alacağını söylese bugün kafalar bu kadar karışık olmaz ve kurda yükseliş yaşanmazdı. Bir politika değişikliği yapılacaksa da 2022 yılı başı itibarı ile yapılacağı açıklansa yine bu tartışmalar yaşanmayacaktı.
Son söz: Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu şartlarda enflasyon sorunu faiz ile çözülemez. Şu anda yaşanan enflasyon bir talep enflasyonu değil maliyet enflasyonudur. Bunun da en önemli faktörü döviz kurlarında yaşanan yükseliştir. O nedenle de TCMB faiz silahını enflasyonu düşürmek için değil kuru dizginlemek için kullanmalıdır. Diyeceğim; ama dünkü adım bu amaca yönelik olmadı.