Esin Sungur
Kırsalda Birlikte Güçleniyoruz
Şubat ayı ortalarında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO) Türkiye çalışmaları kapsamında, “Kırsalda Birlikte Üretiyoruz” temalı bir çalıştaya katıldım. ‘Güçlü tarım-gıda sistemlerinin varlığının ülkelerin gıda güvenliği için vazgeçilmez önemde olduğu’ vizyonu ile hareket eden FAO, geçtiğimiz sene Ağustos ayında, kooperatif destek programları kapsamında, tarımsal kooperatiflerin dijitalleşme yoluyla güçlenmelerine katkı sunmak hedefiyle aralarında deprem bölgesi kooperatiflerinin de bulunduğu 10 kadın odaklı kooperatifi hepyerinden.coop platformunda bir araya getirmiş, üretici kadınlar buradan satış yapmaya başlamışlardı.
“Kırsalda Birlikte Güçleniyoruz” çalıştayı, ilk olarak bu projenin ortaya çıkışı, oluşum süreci ve özellikle gençlerle kadınların ekonomiye katılımını pratik bir biçimde sağlayan bir model olduğunun ortaya konulduğu sonuçların ele alınması ile başladı. Tüm bu sürecin özel sektör ve sivil toplum temsilcileriyle paylaşılmasının ardından, karşılıklı bilgi alışverişini güçlendirmeye yönelik olarak, katılımcıların da kırsalda yürüttüğü projeler masaya yatırıldı. Çalıştaya katılan 37 kurumdan 12’sinin kapsamlı kırsal projelerini dinleme, sonuçlarını değerlendirme fırsatı bulduk.
Özellikle bankaların tarım kredileri, toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı vermek adına kadınlara özel krediler, dijital okur yazarlık gibi konulara eğildiği, pazar yeri uygulaması olan online alışveriş firmalarının ve market zincirlerinin kooperatiflere özel imkanlar tanıyarak müşterileri ile daha kolay buluşmasını teşvik ettiği, gıda firmalarının yerli tohuma sahip çıktığı, tarım alanında çalışan firmaların teknoloji ve tarımı bir araya getirerek daha sürdürülebilir, kaynakları daha iyi kullanan bir model oluşturma yönünde projeler yürüttüğü onlarca örnek gördük.
Çalıştayın sonunda katılımcılardan biri, oturumları gözleri dolarak takip ettiğini söylediğinde, kendisine katılmamak elde değildi. Sivil toplumu, özel sektörü, bilimsel üretim yapan akademisi ile ülkemizde çok farklı paydaşların gıda ve dolayısıyla tarım konusunda çalıştığını, sorunların ortak ve herkesin malumu olduğunu bir kez daha gördük.
Üstelik mikro sorunlara, pilot proje bazında çözüm arayan, kimi zaman bulan, kimi zaman yanlış olduğunu görüp yoldan dönen ama edindiği birikimi, bilgiyi yeni bir yol açmakta kullanan birçok oyuncu var.
Akıllı Köy Projesi
Sosyal Tarım Platformu Tabit’in ‘Akıllı Köy Projesi’ni dinlediğiniz zaman, neden zaten gerçekleştirilmiş olan bu model bir pilot olarak ele alınıp yaygınlaştırılmasın diye düşünüyorsunuz.
Aydın, Koşarlı bölgesi 700 küsur kişinin yaşadığı Kasaplar Köyü’nde kurulu olan köy, aile çiftçiliğini tarım teknolojileri ile buluşturan, sürekli ar-ge ve bilgi birikimi aktarımını önceleyen bir model sunuyor.
Çiftçiliğin saygın bir meslek olarak itibarının iadesi, gençlerin ilgisinin artması açısından bu gibi günün gereklerini, teknoloji ve bilimi işin içine katan model köylerin önemli olduğu kanısındayım; aksi halde ‘Orada bir köy var uzakta’ romantizminden çıkmak, çiftçiliği, tarımı yeniden gençler için bir cazibe noktası yapmak mümkün olmayacak gibi görünüyor. Akıllı köy, ziyarete de açık.
FAO’nun Kırsalda Birlikte Güçleniyoruz çalıştayından çıkardığımız sonuçlar ise şunlar oldu:
- Ortak hareket etme,
- Bilgi ve deneyim alışverişi,
- Projelerde sürdürülebilirliğin sağlanması için başarılı olan pilot projelerin bu iş birliği mantığı ile yaygınlaştırılması,
- Sürekli eğitim ve bilinçlendirme,
- Mutlak surette yerel örgütlenme ve
- Tüm bunları bir potada eriterek Türkiye’yi yeniden kendini ve çevresini besleyebilen, kalkınmış bir tarım ülkesi haline getirecek sistematik bir yaklaşımın gereği.
Atılan küçüklü büyüklü çok güzel adımlar var, daha derli toplu ve devamlılık arz eden bir noktaya gelmesi için tüm taraflar olarak çalışmaya devam etmemiz gerekiyor.
Esnaf lokantalarına çeki düzen
Her fırsatta desteklemeye, teşvik etmeye çalıştığımız şeylerden biri de esnaf lokantaları. Yerel gastronomi mirasımızı korumak, yaşatmak, devam ettirmek için ülkemizin her yerindeki esnaf lokantalarının desteklenmesi önemli.
Sağlıklı, besleyici değeri yüksek yemeklerimizin unutulmaması, gençlerin tanıması, evde bu yemeklerin pişirilmesi için de gerekli.
Buraya kadar tamam. Ancak esnaf lokantalarının da burada bazı yükümlülükleri olması gerekiyor. En başta da çok sık olarak karşılaştığım müşteriyi yok sayma hali…
Geçtiğimiz aylarda en az üç farklı esnaf lokantasında bu olaya denk geldim; müşteri olarak içeride oturuyorsunuz, sakince güzel bir yemek yiyip karnınızı doyurmak istiyorsunuz. Siparişinizi verirken dikkatini vermeyip göz teması bile kurmayıp arkadaşına laf yetiştiren mi, siz yemeğinizi beklerken salonun bir ucundan öbürüne aralarında kavga edenler, bağıra çağıra konuşanlar mı… Ne ararsanız var.
Esnaf lokantası diye kötü hizmete aferin diyecek değiliz, keten masa örtüleri, peçeteleri de beklemiyoruz ama en azından bu köklü kurumların geleneğine, adabına uygun, müşterisine saygılı bir tutum ve günün koşturması içinde kısacık bir mola verip öğle yemeği yemek isteyen misafirlere sakin, huzurlu bir ortam beklemek herhalde müşteri olarak hakkımız. En bilinen, en köklü esnaf lokantalarımız bile müşterisine bu şekilde davranırsa hangi gelenekten, hangi mirastan söz edeceğiz…
İyi bayramlar!
Herkese mutlu bayramlar! Bayramda misafirlere ikram için ya da aile büyüklerine bayramlaşmaya giderken çikolata alanlardan mısınız, bilmiyorum. Aslında âdetlerimizde daha çok akide şekeri, badem ezmesi, çeşitli lokumlar ikram etmek var ama, bunlar ne yazık ki giderek unutuluyor.
Dünyada kakao fiyatlarının giderek artmasının yerel tatlılarımıza olan ilgiyi artırabileceğini düşünüyorum, bakalım bu gerçekleşecek mi…
Diğer yandan bu bayram için, pek de bayram tatlısı olarak akla gelmeyen helvaları önermek istiyorum. Çok çeşitli ve renkli bir helva kültürümüz var. Priscilla Mary Işın Gülbeşeker’inde Şeker Bayramı gecesine un helvası yapmanın âdet olduğunu anlatıyor. 19.yüzyılda konakların aşçıları o gece, un helvası ve un kurabiyesi yapıp hareme yollarlarmış. Buradan yola çıkarak, bu bayramda çoğu keseye de uygun olabilecek un helvası ile ağızları tatlandırmak da iyi bir seçenek olabilir.