Ümit Sezgin
Maksat hasıl oldu
Eskilerin deyimiyle maksat hasıl oldu, yani amaca ulaşıldı ve Fenerbahçe 3 turda 6 galibiyetle gruplara kaldı. Maç öncesi sezonun en rahat maçlarından birine çıkması bekleniyordu Fenerbahçe’nin. Oysa Oosting ve oyuncularının hedefi, “biz 5 yiyecek takım değiliz” deyip tur atlamak mümkün olmasa bile bir galibiyet almaktı. Bunun için de çok uğraştılar.
İsmail Hoca’nın 11’i beklendiği gibiydi, sadece defansta sakatlıklar nedeniyle Becao’ya Serdar Aziz eşlik etti. Ferdi’nin yokluğunda Osayi sağ bekte, Osterwolde yine soldaydı.
Eksik olan Fenerbahçe seyircisiydi. Maribor maçında Slovenya’lıların saldırganlığının cezasını UEFA bize kestiği için Avrupa’nın dört bir tarafından gelecek Fenerbahçeliler maalesef tribündeki yerlerini alamamışlardı. Oysa Fenerbahçe tribünlerinin alacağı ders vardı. Tur umudu olmasa da, Hollandalı taraftar stadı doldurup marşlarla şarkılarla oyuncusuna destek verdi. Acaba Fenerbahçe 5 yese seyircisi ne yapar merak ediyorum. Maç sonunda da yenilmelerine ve elenmelerine rağmen şarkılarla sahayı terketti Hollandalılar, kendi oyuncularını yuhalamadan ıslıklamadan… Darısı başımıza diyelim.
Maça evsahibi olmanın avantajıyla baskılı başlayan Twente oldu. Defansta Allah'tan Becao vardı… İlerde baskı yapmayınca oyuna hakim olmakta zorlandı Fenerbahçe… Defansla orta saha bağlantısı, kenardan hocanın içerden Tadiç’in tüm uyarılarına, çırpınmalarına rağmen kurulamayınca merkez tamamen Hollandalıların eline geçti…
Sağ kanatta Cengiz-Osayi ikilisi uyumdan hayli uzaktı. Osayi ne kadar çalışkan ve istekliyse Cengiz, Milli takımdaki gibi saklanarak, durarak oynadı.
Twente oyuncuları istek ve hırsla sertliği karıştırınca epey sıkıntılı anlar yaşandı. Fenerbahçeli oyuncular bu sertlikler karşısında soğukkanlılıklarını koruyamayınca ilk yarı dördü defanstan beş sarı kart birden gördüler. Kimisi tartışılır cinsten de olsa, Becao’nun pozisyonu Türkiye’de olsa çok rahat kırmızı kart çıkardı. Fenerbahçe’nin buradan çıkarması gereken bir soğukkanlılık dersi var.
Tüm bunlara rağmen Twente pozisyon üretemezken, Fenerbahçe’nin umudu Dzeko’ya atılan uzun toplara ve Tadiç’e kalmıştı. Nitekim üretilen tek pozisyonda Tadiç gole çok yaklaştı ama kaleci son anda topu çelmeyi başardı.
İkinci devre Cengiz’in yerine giren King sol kanada, Tadiç sağ kanada geçti. Ancak bu değişiklik merkezdeki sorunu çözmeye yetmeyince İsmail Hoca, Tadiç ve Mert Hakan’ı çıkarıp Syzmanski ve Kahveci’yi oyuna alarak takımı ileri itmek, taşımak istedi. Ve King gerçekten takımı ileri taşıdı, hem de sol kanadın tümünü, hadi izin verin o bayat benzetmeyi yapayım “hızlı tren gibi” geçerek çizgiye kadar indi ve penaltıyı aldı.. 85’de de yine geriden taşıdığı topta bu kez kendisi vurdu ceza sahasının dışından, kaleci çatala giden topu son anda çıkarabildi. Devid de Souza’yı hatırlattı bu akşam King.
Sarı Lacivertliler Ferdi’yi çok aradıkları bu maçı da galibiyetle bitirerek gruplara kaldı. Geriye kalan bir ders de Twente gibi çok mücadele eden, koşan, sert oyundan çekinmeyen takımlara karşı da nasıl oynayacağını bilmeli Fenerbahçeliler.