Ümit Sezgin
Vur vur vur
Duydunuz mu Fenerbahçe tribünlerini, Cengiz topu ayağına nerede alırsa alsın, hep birlikte bağırdılar; “vur, vur, vur…” Tribünler kaç gol atılırsa atılsın doymuyor, daha çok istiyor. Artık tribünler kendine ve takımına güveniyor…
Cengiz’den gol istedi tribünler ama o ilk 11’de bile değildi.
Bir önceki maçın kahramanı, golcüsü Cengiz’i tekrar yedeğe çekip İrfan Can’ı sahaya sürmek bir anlamda cesaret işiydi, İsmail Kartal bunu yaptı. Hoca belli ki bu maçta takıma güveniyordu, bu nedenle Tadiç’i ilk 11’den kesip yerine King’i koydu… Galatasaray’ın “gözünün önündeki faulü görmeyen hakemlerin” yardımıyla yenebildiği
Konya’ya ilk 45 dakikada nefes aldırmadı Fenerbahçe. İlk yarıda sadece 5 gol atmadı, rakibi sahadan sildi. Sık sık Galatasaray kalesine giden Konya, Fenerbahçe ceza sahasına bile giremedi.
Dahası Fenerbahçe bu yılın en verimli maçlarından birini oynadı. Önceki haftalarda çok gol attığı maçlarda bile çok gol kaçırmıştı ama Fenerbahçe bu maçta pozisyonları büyük oranda gole çevirdi.
Aslında daha maçın başında Ferdi’nin nefis ara pasında King kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonu kaçırmasa ilk yarı skor yarım düzineyi bulacaktı. Dahası Ferdi’nin asist hanesine bir artı daha konulacaktı. Bu asist meselesinin adaleti yok, sen ne kadar etkili pas verirsen ver, arkadaşın değerlendiremezse asist şansın kalmıyor.
İsmail Hoca ikinci yarıya da radikal bir hamleyle başladı. Dzeko ve Syzmanski’yi çıkarıp Batshuayi ve Umut Nayir’i alarak adeta “herkes gol atsın beyler” dedi. Ancak bu ikili üçüncü bölgede aynı hakimiyeti kuramadı. 65’e kadar sadece 1 gol Batshuayi’den gelince, Hoca Tadiç ve Kartal’ı da oyuna aldı.
Fenerbahçe maçı 7 golle tamamlarken, uzatmalarda yenen golü mazur görebiliriz. Ancak Fenerbahçe duran topları hala iyi kullanamıyor. Şu aralar ihtiyaç duymuyor ama öyle anlar olacak ki duran toplar kurtaracak belki… Bu da nazar boncuğu notumuz olsun…