Begüm Erdoğan
Üçüncü Çeyrek Raporu
Eylül ayını kapatırken geçtiğimiz üç ayda platformlarda neler oldu bitti? Göz atmak için üçüncü çeyrek raporumuza dönüyoruz. Artık film ve diziler o kadar kısa süre gündemde kalıyor ki çok şaşırıyorum gerçekten. Başarılı da olsa, tamamen zaman öldürmelik çerez de olsa dizilerin adını bir kulağımız duyuyor, diğeri duymuyor ve bir bakıyorsunuz dünün konusu olmuş. Size de benzer bir his geliyor mi?
- Twilight of the Gods, Netflix (Yeni dizi)
Zack Snyder imzalı bu yeni dizi, bir yetişkin animasyonundan isteyebileceğiniz her şeye sahip, mizah dışında. İskandinav mitolojisi gittikçe popülerleşirken, bu kültürün ne kadar büyük bir zenginlik ve anlatılmamış hikayelerle dolu bir hazine olduğu da artık keşfediliyor. Snyder da mitoloji severlerden belli ki. Karakterler, İskandinav halkından beklediğiniz savaşçı ruh, dövmeler, baltalar ve kalkanlarla donatılmış görsel olarak çok hoş çizimlere sahipler. Bununla beraber dizi, oldukça fazla karaktere ve epik bir anlatıma sahip olmasına karşın derinleşebilmiş oldukça başarılı bir iş. Konusuna gelince; Bir vahşet sonrası İskandinav mitolojisinin ana tanrılarından olan Thor’u öldürmeye yemin eden Sigrid ve partneri Leif’i takip ediyoruz. Loki, Odin, Vanir tanrılarını görüyoruz, mitleri inceliyoruz derken İskandinav mitolojisi için giriş dersi gibi donanımlı ve izlemesi keyifli bir iş ortaya çıkıyor.
- Pera Palas’ta Gece Yarısı, Netflix (2. Sezon)
İlginç bir senaryoyu ve Türkiye’nin tarihini birleştiren dizimiz, ikinci sezonu için Netflix ekranlarına döndü. Dizi bir gazeteci olan Esra’nın İstanbul’daki tarihi Pera Palas oteline giderek, bir dizi olay serisi sonucunda zaman yolcusu olmasını işliyor. Gerçekten de tarihin farklı dönemlerine şahitlik etmiş bu otel, dizinin merkezine koymak için çok iyi bir seçim. Şahsen birinci sezonu beni inanılmaz sarmamış olsa da yine de farklı bir senaryoya sahip bir yerli dizi olduğu için seviyoruz. Türkiye yapımı işlerin farklılaşıp zenginleştiğini görmeyi severiz malum. Oyunculukların ne kadar başarısız olduğu dizi yayınlandığında gündem konusu olsa da en azından İstanbul’un yoğun tarihini dünyaya gösteriyor. Hem Fransızların “Emily in Paris”iyle yaptıkları turizm reklamını biz neden yerli dizilerimizle yapmayalım ki?
- Monsters: The Lyle and Erik Menendez Story, Netflix (Yeni Dizi)
Başlığa her ne kadar “yeni dizi” yazmış olsam da bu diziye “Dahmer”den aşinasınız aslında. Ryan Murphy ve Ian Brennan tarafından yaratılan dizi, her parçasıyla farklı bir “canavar”a odaklanan bir serinin parçası. Ancak “canavar” dediğimizde mitolojik ya da fantastik bir kurgu unsuru canavardan söz etmiyoruz. Gerçekten var olan ve işledikleri cinayetlerle dehşet saçan kişilerden söz ediyoruz. Dizinin yaratıcıları, geçtiğimiz sezonunda Jeffrey Dahmer’i incelemişti, bu sezonsa anne ve babalarını canice katleden Menendez kardeşlerin hikayesine dalıyor. Olaylar oldukça grotesk, bu sebeple detayına girmeyeceğim. Ancak şunu belirtelim, dizi çıktıktan sonra Erik Menendez’in eşi Tammy, Menendez geniş ailesi adına bir yazı yayınladı. Bu yazıda, dizinin büyük yanlışlar içererek kardeşleri karaladığını iddia etti. Menendez kardeşlerin ciddi sıkıntılara maruz kaldıklarını, kimsenin böyle zülüm görmemesi gerektiğini belirtirken, Murphy’yi bu sıkıntıları dramatize ettiği için kınadıklarını belirtti. “Sonuçta belki de ‘Canavarlar’ Ryan Murphy’yi anlatıyordur” şeklinde vurucu bir noktayı içeren yazıya da bakmak isteyebilirsiniz.
- Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri, AmazonVideo Prime (2. Sezon)
Evet Menendez’lerden başka, bir de bu bütçe canavarı geri döndü. Bana kalırsa bu dizi, yalnızca para yiyen ve insanı deli eden bir canavar. İkinci sezonunda geçen sezonun bütçesi olan 430 milyon doları da aşarak 700 milyon dolara yükseldi. Yani ufak bir ülkenin (örneğin 2022 verilerine göre Vanuatu) gayrisafi yurt içi hasılası kadar. Korkunç bir senaryoyla bu kadar sevilen bir evren ancak bu kadar rezil edilebilirdi. Diziyle ilgili en büyük sıkıntılardan biri ana karakteri Galadriel. Bu karakter metinlerde ve filmlerde, zeki, güçlü ve kudretli olduğu kadar gizemli bir Elf. Oysa Güç Yüzükleri’nde oldukça pasifleştirildiği gibi, yalnızca seri halde berbat kararlar vererek kötü bir senaryoya kurban ediliyor. Bu kadar büyük bir hayal kırıklığı yaşadıktan sonra diyecek çok az şey var. Gerçekten de üzücü.
- Zeytin Ağacı, Netflix (2. Sezon)
Şifalanmaya hazır mısınız? Ayvalık’ın müthiş görselleriyle şifa ayağınıza geliyor. Son zamanlarda acayip popüler olan “aile dizimi” furyası da dizide merkeze oturuyor. Bu sezonda da geçmişlerinin bugünlerine nasıl etki ettiğini öğrenerek bu yeni bilgilerle yüzleşen karakterlerimiz bir dostluk ve kişisel gelişim serüveninden geçiyor. Bu arada Tuba Büyüküstün, Seda Bakan ve Boncuk Yılmaz’ın; Ada, Sevgi ve Leyla olarak başrolde olduğu dizi, tam bir yaz dizisi. Henüz havalar tam serinlememiş, sıcaklar hala bizimleyken izlemek isterseniz, size iyi gelebileceğini düşünüyorum. En azından Netflix’te Şahmaran’dan daha güzel yerli dizilerin olduğunu hatırlayıp derin bir “oh” çekebilirsiniz.
- The Decameron, Netflix (Yeni Dizi)
Absürd komediden ve birazcık da kara mizahtan hoşlanıyorsanız, bu dizi tam size göre. Kara veba günlerinde geçen dizi, hiçbir şeyi ciddiye almadan izleyebilirseniz çok eğlenceli. Dizinin en ilginç taraflarından biri, 1300’lerin ortasında Giovanni Boccaccio tarafından yazılan aynı isimli kitaptan uyarlanması. Kitap 100 masalımsı öyküyle kara vebadan kaçmak için Floransa’da bir villaya sığınan yedi kadın ve üç erkeğin yaşadıklarını anlatıyor. Kitaba takılan isimse “İnsan Komedyası” ve Vikipedya’nın dediğine göre pratik şakalar, zekayı öven hikayeler ve hayat dersleriyle donatılmış bir esermiş. Dizi de kitabın sahip olduğu, zamanı için yenilikçi, komik ve absürt ruhu kaybetmemek için elinden geleni yapıyor. Bu amaca ulaştığını da rahatlıkla söyleyebilirim.
…
Senenin damga yapımı bana sorarsanız hala “Shogun” ama “Kaos” da iyi bir rakip olarak karşısına çıktı. “Kaos”, “Perfect Couple”, “A good girl’s guide to murder” derken bu çeyrekte Netflix gerçekten de popüler içerikleriyle şaha kalktı. Bu dizilerden geçmiş yazılarımda uzun uzun bahsetmiştim, geri dönmek isterseniz lütfen buyurun. Şu kadar dizi arasından Netflix’ten çıkmayan tek diziyse “Güç Yüzükleri” ve devasa bir bütçeye sahip olmasına, halihazırda deli gibi sevilen bir evrende geçmesine rağmen esamesi okunmadan mezun edildi.