Tarihin en Kanlı Korsanı: Jeanne de Clisson

“Göze göz, dişe diş” adaleti bizlere Hammurabi Yasaları’ndan baki. Bunu sonuna kadar uygulayan Babil’den Şeriata tabi pek çok toplum olmuş fakat bireysel uygulayanlarda intikamı bu kadar ciddiye alan Monte Cristo gibi örnekler neyse ki çok değil. Ama biri var ki; şayet 14. Yüzyılda Avrupa coğrafyasında yaşıyor olsaydınız ondan bir masal kahramanı gibi bahsedildiğini duyacaktınız. Bretanya’nın dişi aslanı Jeanne de Clisson. O Peter Pan’in Hook’una kök söktüren, asla affetmeyen bir kadındı. Ama her zaman böyle değildi. Onu korsanlığa iten de bir cinayetti ve o cinayetin ardından hayatı bir vendetta hikâyesine döndü.

Jeanne Louise de Belleville de Clisson, adının uzunluğundan da anlaşıldığı üzere soylu bir aileye mensup mavi kanlı bir insan olarak 1300 yılında Bretonya Dükalığının sınırındaki Vendee’de dünyaya geldi. Babası dört yaşındayken ölüp tek (erkek) varis olan erkek kardeşinin de ölümünün ardından şarap ve tuz üreten geniş araziler ve saraylar Jeanne’a kaldı. Böylece daha çocuk yaşta Montaigu ve Belleville’in sahibi olmuştu. Çocuk dediğime bakmayın, çocuk da olsanız böyle titr ve toprağınız varsa, alelade çiftçiler gibi 17-18 yaşında, ihtimal yüksek ki kendi istediğiniz biriyle evlenmiyor, bazen beşik kertmesi olarak bazen de 8, 9 yaşından itibaren evlilik marketine çıkartılıyordunuz. O yüzden de “şanslı” kızımız Jeanne, 12 yaşında kendinden 7 yaş büyük ve kendi gibi aristokrat olan VIII. Geoffrey de Chateaubriant ile evlendirildi. Geoffrey daha 17 yaşında dul kalmıştı bile. Ortaçağlar işte! Jeanne ve Geoffrey’nin iki sene arayla iki çocuğu oldu ve 14 yıl evli kaldılar. Geoffrey 1326 yılında ölünce Jeanne yasını tuttu, iki sene sonra meşhur porselenlerinden tanıdığımız Limoges vikontu Guy de Penthievre ile hayatını birleştirdi. Bunu büyük ihtimalle büyük arazilerinin içine doğan çocuklarını ve mirasını koruma altına almak için yapmıştı ama bu evlilik uzun sürmedi. Papa XXII John evliliklerini geçersiz kıldıktan sonra Jeanne 1330’da daha sonraları tanınacağı soyadı olan bir Clisson ile, IV. Olivier de Clisson ile evlendi. Evlilik antlaşmasından anladığımız üzere çocuklarının vasiyetlerini korumuş, hayatlarını garanti altına almıştı. Jeanne sonunda aradığı mutluluğu bulmuştu. Olivier ile 5 çocukları oldu, devasa arazilerinde, saraylarında mutlu mesut yaşayıp tarihin tozlu sayfalarında kaybolup gideceklerdi ki İngiltere ve Fransa arasında patlak verecek savaşlar silsilesi olan Yüz Yıl Savaşı başladı.

img-3044.jpg

KOCASINI İŞKENCEDEN KURTARAMADI

Taht savaşı olarak başlayan kavga çok geçmeden tüm Fransa’da herkesi etkisi altına alan sonra da İngiltere’ye sıçrayan bir felakete dönüştü. Jeanne ve Olivier, Fransa ayağında yanlış tarafı seçme gafletinde bulundular- gerçi savaşlarda yanlış tarafı tutma meselesi çetrefilli bir konudur. Jeanne ve Olivier, Breton bölgesinde seçilecek olan Papalığa bağlı Dük için Charles de Blois’yı desteklerken, ailenin diğer kanatları İngilizlerin adayı John de Montfort’u tuttu. Doğru coğrafyada doğru seçim diyebilirsiniz. Sorun şu ki İngilizler bölgeyi dördüncü saldırıda ele geçirince Olivier dahil topraklarını korumaya çalışan Fransızlar kodesi boyladı. Rehin alınan Olivier’i başka bir İngiliz aristokratının karşılığında bıraktıklarında başladı asıl sorun. Destekledikleri Charles de Blois ve Fransız Krallığı, Olivier böylece kolay kurtulduğunu görünce İngilizlerle anlaşma yaptığını varsayarak onu hain ilan ettiler. Dante’nin İnferno’sunu bilenler bilir, cehennemin en dar halkası, hainlere ayrılmıştır. Ortaçağlarda yaşıyorsanız, hainliğin cezası ise işkence müzelerinde sıkça resmedilir. Ortaya çıkan tehlikenin ardından Jeanne kocasını kaçırmaya başaramaz ve Olivier’in de başına tam da beklenen gelir:1343 yılında Fransız Krallığına karşı işlediği suçlardan dolayı “hain” IV Olivier’in önce kafası kesilir, bedeni Paris’teki Les Halles’de darağacına asılır, kesilen kafa Nantes’a gönderilip şehir kapısının üzerine yerleştirilen bir mızrakta herkese bir uyarı olarak sergilenir. Jeanne tüm çocuklarını toplayıp babalarının sergilenen kafasını göstermeye götürür. Aslan Jeanne bundan sonra doğmuştur.

VENDETTA (İNTİKAM) DÖNEMİ

Bundan sonra anlatacaklarımı bir macera romanı gibi okuyabilirsiniz fakat tüm bunların belgeleri ve kayıtları var. Denilir ki Olivier’nin idamından sonra Jeanne 400 tane güvenilir adamını toplayıp üç adet gemi alır. Bunların hepsini simsiyah renge boyatıp yelkenlerini kan kırmızısı olarak seçer. Kendi gemisinin ismini “İntikam” koymuştur. Üç gemiden mürekkep filo, İngiltere ve Fransa denizleri üzerinde terör estirmeye başlar. Bir rivayete göre İngilizlerden yardım alan Jeanne, Fransız Kraliyetine ait ticaret gemilerini bir bir batırmakla kalmaz, tüm mürettebatlarını, bir iki görgü tanığı bırakmak kaydıyla öldürtür. Belki de daha sonra şehir efsanesi olmuştur ama hayatını yazanlar, bu süre zarfında tam bir gerilla gibi davrandığı, Fransız mürettebatın kafasını bizzat kendi kılıcıyla kestiğini söylemiştir. Güzelliğiyle dillere destan “Kill Jeanne’in” intikam serüveni 13 yıl sürer. Bu süre zarfında kaç tane gemi indirdiği tam olarak bilinmemekle birlikte, Avrupa’nın en korkulan kadını olduğu aşikârdır. Sonunda Fransızlar Jeanne’ın intikam gemisini vurmayı başarırlar ama Jeanne ve iki oğlu suda beş gün mahsur kaldıktan sonra kurtulurlar. Jeanne’nin hayatı bundan sonra söner sanıyorsanız hayır, hayatının korsan bölümü belki kapanmıştır ama bitmemiştir.

img-3046.jpg

Jeanne de Clisson, deniz sergüzeşti esnasında bir İngiliz şövalyesiyle tanışır ve 1350’lerde evlenir. Walter Bentley masallardaki şövalyeliği yapar ve Fransızlar tarafından el konulmuş olan Jeanne’ın topraklarını onun için kazanır. İngilizler el konan diğer araziler için, Fransızları bunca sene kanatmış olan Jeanne’a kazandırmak için yardımcı olurlar. Fakat İngilizler size böyle bir konuda yardımcı oluyorsa dikkatli olmak gerekir. Muhtemeldir ki, onlar size kuru minnetten dolayı değil o topraklarda gözü olduğu için yardım etmiştir. Dolayısıyla Walter Bentley eşinin haklarını savunmak için İngiltere’ye gittiğinde korkunç işkence diyarı, hapishane olan Londra Kulesine atılır. Ama bu sefer Jeanne şanslıdır. Avrupa nüfusunun üçte birini yok edecek olan Kara Veba başlamıştır! Bu sayede savaş da dondurucuya kaldırılır. Walter da eşinin yanına gönderilir.

Jeanne’nın 50’li yaşları ki o dönem için bayağı ileri bir yaş sayılır, Bretonya’da deniz üstündeki malikanesinde huzura kavuşur. Önce Walter ondan birkaç hafta sonra Jeanne 1359 yılında vefat ederler. Jeanne’nın ismi, namlı babası ve kocalarından bambaşka bir şekilde tarihe kalacak, ama bir İskoç bir erkek olan William Wallace (Braveheart) ya da Richard the Lionheart gibi haçlı seferli olmadığı için onlar kadar tanınmayacaktır; gerçi o da bir “dişi aslan” olarak namını tarihe bırakmıştır

Önceki ve Sonraki Yazılar
Pelin Batu Arşivi