Hüseyin Tapınç
Seçimler ve kadın
Kadınlar Günü vesilesiyle bir önceki yazıda kaldığımız yerden devam edebiliriz. O yazıda, siyasi partilerin kadınlara ve LGBTİ+ bireylere yaklaşımlarının, sundukları vaatler arasında en ayırt edici politikalar olduğunu belirtmiştim.
Artık an itibarıyla siyasi partilerin yerel seçimlerde gösterdiği adaylar belli oldu. Dolayısıyla partilerin seçmene vaadinin ötesinde özellikle kadınların toplumdaki konumuna nasıl yaklaştıklarını ve aktif siyasette kadınlara açtıkları alanı net bir şekilde görebiliyoruz.
Bilindiği gibi, Türkiye’de kadınlar seçme ve seçilme hakkını 1930’lu yıllarda kazandılar.
Kadınların belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı 3 Nisan 1930’da, köy muhtarı seçilme hakkı 26 Ekim 1933’te ve nihayet milletvekili seçme ve seçilme hakkı da 5 Aralık 1934 tarihinde yasalaştı. Kadınlar ilk kez 1930 yılında belediye seçimlerinde ve 1935 yılında da milletvekili seçimlerinde aktif olarak siyaset sahnesinde yer aldılar.
Aradan geçen bunca zaman içinde kadınların siyasette sahip oldukları konum ne?
2023 yılında yapılan 28. Dönem TBMM Seçimleri sonucunda Meclis’te görev yapan 600 milletvekilinden sadece 119’u kadın. Kadınların Meclis’teki koltukların beşte birine sahip olduğunu görüyoruz ve bu oran dünya ortalamasının yedi puan altında yer alıyor. Bu arada hemen belirtmek isterim ki, 119 kadın milletvekili Cumhuriyet tarihi boyunca kadın temsiliyetinin en yüksek olduğu seviyeye denk geliyor. Örneğin, bir önceki dönem Meclis’te 100 kadın milletvekili bulunuyordu.
81 ilin 30’unda kadın milletvekili bulunmuyor.
Kadının ulusal düzeyde temsiliyeti düşük, peki, yerel siyasetteki konumu nasıl? Bu sorunun en güncel yanıtını bu ayın sonunda alacağız.
Ancak, son yerel seçim sonuçları bize yerel düzeyde kadın temsiliyetini net bir şekilde gösteriyor ve bu görüntünün 2024 yılında da değişmeyeceğini öngörebiliyoruz.
2019 yılında yapılan seçimlerde 1.389 belediye başkanı seçildi ve bu başkanlardan sadece 45’i kadındı. Toplam başkanlık sayısının sadece yüzde 3.23’ünü kadın başkanlar kazandı. 45 başkanlıktan iki tanesine de mazbata verilmeyince kadınların temsiliyeti 43 belediye başkanlığı ile sınırlandı.
45 belediye başkanlığının 24’ünü HDP’li, 10’unu CHP’li, 8’ini AK Partili, 1’ini MHP’li ve geri kalan 2 tanesini de bağımsız kadın kazanmıştı.
Kadınlar 30 büyükşehir belediye başkanlığının 3 tanesinde göreve geldiler.
Hemen not edelim, kadınların belediye başkanlığı başvurusu da son derece sınırlı bir düzeyde kalmıştı; toplam 8.257 adaylık başvurusunun sadece yüzde 7.8’i kadınlar tarafından yapılmıştı.
Bu ayın sonunda yapılacak yerel seçimlerde siyasi partilerin göstereceği adaylar geçtiğimiz pazar günü kesinleşti ve YSK da tüm seçim noktalarındaki belediye başkanı adaylarını açıkladı.
Türkiye’de bilindiği gibi 30 il büyükşehir belediyesi statüsünde yönetiliyor. Ülkemizdeki önde gelen partilerin; AK Parti ve MHP’nin, CHP’nin, DEM Parti’nin, İYİ Parti’nin, TİP’in, YRP’nin ve Zafer Partisi’nin bu illerde gösterdiği kadın aday sayısı 2024 Seçimleri’ndeki kadın temsiliyeti hakkında bir ön bilgi verecektir.
30 büyükşehir belediye başkanlığı için bu partilerden sadece 22 kadın aday seçimlere katılacak. Kuşkusuz ki, seçime katılan tüm siyasi partiler dikkate alındığında kadın aday sayısı artıyor. Ancak, seçimi kazanabilecek partiler ve adaylar düşünüldüğünde kadın temsiliyetinin sınırları net bir şekilde görünüyor.
Büyükşehir belediye başkanlığı seçimleri için kadın adaylar, en çok (eş başkanlık sistemi bir yana) DEM Parti ve daha sonra da CHP ve İYİ Parti’den seçime katılacaklar.
Tüm belediye başkanlıkları için yapılan başvurular ve seçim sonuçları belli olduğunda, kadın siyasetçilerin pastadan aldıkları oran kadının toplumsal statüsüne dair durduğumuz noktayı bir kez daha aydınlatacak.