Aytuna Tosunoglu

Aytuna Tosunoglu

Saraylar ve çerez paraları

Sayman, saray harcamaları deyince hazirun buz kesiyor, bakışlar başka yerlere kayıyor hatta bazısı, “benim bir işim vardı” diyerek yavaşça süzülüp, çıkıyor ortamdan. İtibar ve imaj korumacılığı için sayısı 48’i bulan peruk yapımcısını işe almış. Peruklar gücüme güç, gençliğime(!) gençlik katacak demiş, iktidardaki. Baş estetiği tamam da üstüne giydikleri? Kendisi ve “first lady” son derece pahalı ve gösterişli kıyafetler giyiyor. Gözün göreceği en ince işçilik bu kıyafetlerde… Kolu omuzla birleştiren, göbeği örtsün diye bol bırakılan yan dikişlerde kullanılan o parlaklığın sebebi kullanılan altın ve gümüş iplik.

İyi Uyudun mu?

Sabah uyanma, giyinme, yemek yeme ve benzeri rutinler gösterişli törenler eşliğinde gerçekleşiyor. Hele muktedirin sabah uyanışını, hani o güne ilk kez gözünü açışını izlemek için hısımlar ve yakınlar (akraba ve taallukat demek istedim) süslü yatak odasının yatağa yakın yerinde öbekleşmişler, bekliyorlar. Uyandığını görünce sevinçle el çırpmalar, şükür duaları, tebrik etmeye dair kelimeler sıralanıyor. Hep beraber kahvaltı sofrasına oturuyorlar. Aslında kahvaltı değil sunulan; her sabah zengin bir açık büfe hazırlanıyor. Her gün ayrı bir temada ve içerikte hazırlanmış, sunulmuş muazzam ziyafetler bunlar. Hepsi itibar için.

Unutmamak

Gelirin 8 birimse, giderin olmuş 11 birim. Yani aslında eksi 3 durumdasın… Adapte edilmiş bir rasyonellikle diyorsun ki, tasarruf yapacağım. Mantıklı. En minisinden hedefine koyacağın tasarruf miktarın harcadığın 11 birim içindeki 3 birim olur. Sen diyorsun ki, yok biz öyle düşünmüyoruz, “çerez paralarını” kısacağız, diyorsun. Yeni tasarruf tedbirleri adı altında söylediğin tasarruf miktarı 1 birimin de yüzde biri. Göstermelik yani numune yani gerekli olduğu için değil, iş olsun diye hazırladığın bir tasarruf tedbirleri slaytı. Dosyasında, ona ayrılan yerinde, öykü anlatımının doyuma erdirme kısmında yapayalnız, taraftarsız, iktidarsız duruyor. Üzerinden ne kadar zaman geçti, bak kimse hatırlıyor mu?

Benim hatırladıklarım var ama.

Süt Hırsızı

İngiltere’de Margaret Thatcher’ın henüz başbakan olmadığı yıllar... Mahvetmeye buradan başlasın diye herhalde, eğitim bakanı yapmışlar. Kadın, bütçede tasarruf yapacağım diye okullarda verilen ücretsiz süt uygulamasını kesti. Başbakan olunca “demir leydi” lakabıyla anılıyordu ama ilk lakabı “süt hırsızı”dır. Kamuoyunun baskısı sonucunda bu anlamsız “tasarruf”dan vazgeçmek zorunda kaldı. Yine İngiltere’den bir örnek vereyim. 1600’lerin son çeyreği; işler kesat. Muktedir, “Bana yeni vergi kaynakları getirin” demiş olmalı ki, cin fikirlinin biri “pencere vergisi” diye bir şey icat etmiş. Konu şu: Evinde pencere sayısı fazlaysa zenginsin demek. O zaman seni pencere sayısına göre vergilendireceğiz. İktidardakiler akıllıysa halk daha akıllı elbette. Ev sahipleri daha çok vergi vermemek için pencerelerin bazılarını duvar örerek kapatmışlar. Bu uygulama 1850’lere kadar sürmüş, üstelik. Vergiden kaçınma dedikleri şey bu olmalı…

Açık, Net, Dolambaçsız

Tarih dediğimiz geçmiş zaman, yönetimlerin, muktedirlerin kendini beğenmişlikleri, kötü politikaları sonucu kontrolden çıkan bütçelerin beslenmesi için halkın hayatını zorlaştırma, fakirleştirme, cebindeki son kuruşa da göz dikme tecrübeleriyle dolu…

Ekonomik sorunları çözmek için benimsenen yöntemler arasında erken seçime gitmek gibi bir seçenek var. Birinci parti konumuna gelen Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı ve diğer konuşmacıları “Halk isterse erken seçim konusunu açarız” gibi şeyler söylüyor.

Halk daha başka nasıl ister?

İstemenin Cumhuriyet Halk Partisi’ne uyan şekli nedir?

Merak edenler için:

. 48 peruk yapımcısını sarayında maaşa bağlayan 14’üncü Fransa Kralı’dır.

. Sabahları “gözünün çapağını yiyeyim”ciler, özellikle 14’üncü Fransa Kralı’nın yatak odasında dizilidir. Bu tuhaf gelenek krallar arasında şekil değiştirerek(!) ara ara devam etmiş.

. Fransız sarayında açık büfe çılgınlığı 17’inci ve 18’inci yüzyıllarda devam ediyor. Bu har vurup harman savurmaların sonu Fransa’ya cumhuriyet rejimini kazandıracak olan halk ayaklanmasıyla gelmiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aytuna Tosunoglu Arşivi