Alaaddin Dinçer

Alaaddin Dinçer

Kültürel Hegemonyanın Yeni Söylemi “Yetkin ve Erdemli Nesil”

Neyseki artık siyasi iktidar, “dindar ve kindar nesilden” vaz geçerek “yetkin ve erdemli nesile” geçiş yapabilme olgunluğuna erişilebildi. Yine de yanılıyor olabiliriz. Temkinli olmakta fayda var. Çünkü siyasal iktidarın güncel politika, söylem ve eylemlerine bakıldığında temkinli yaklaşmamız gerektiğini ortaya koyan pek çok gösterge var. O nedenle MEB’ yeni müfredat yaklaşımında gündeme getirdiği “yetkin ve erdemli nesil” profil söylemi de geleceğin toplumunu oluşturan çocuklarımız için yeni bir “kavramsal tuzak” niyeti taşıyor olabilir. Çünkü bu değişiklikte de satır aralarına sıkıştırılmış pek çok ideolojik imgeye, motife, ögeye ve sembole vurgu yapılmış olması beraberinde müfredata ilişkin yapılacak şu eleştirileri haklı çıkarmakta. Bu haliyle müfredata yönelik eleştirileri, dogmatik düşünceye yakın/yatkın, toplumsal cinsiyet eşitliğine olabildiğince uzak, çoğulculuğa, bilime ve laikliğe aykırı kavram ve tanımlara oldukça geniş yer veren, tekçi ve asimilasyoncu, evrensel demokratik değerlere mesafeli olmak üzere sıralamak mümkün. Otoriteye ve muktedire mutlak biat ve itaat eden, itiraz etmeyen kültürü pekiştiren, eleştirel düşünmeye ve sorgulamaya sadece göstermelik veya çok tepki gösterilmesin diye içeriği boşaltılmış kavramlar olarak yer verildiğini görmekteyiz.

Ayrıca kamuoyunun tartışmasına açılan müfredatın ders içeriklerinden bağımsız, genel metinde ortaya konulan iki başlık bile gerçek niyete (felsefeye) ilişkin yukarıda yapılan eleştirileri ve bu müfredat üzerine yapılan “örtük müfredat” eleştirilerini haklı çıkardığını söylemeliyim.

YETKİN VE ERDEMLİ İNSANI ÖNCELEYEN ÖĞRENCİ PROFİLİ

Yeni müfredat ile ilk kez yeni bir öğrenci profili tanımı da yapıldı. Buna göre müfredatın hedeflediği öğrenci, "yetkin ve erdemli insan" olarak tanımlandı. Yetkin ve erdemli insanı önceleyen öğrenci profili, yeni müfredatta ana merkeze alındı. Sadece akademik başarılara odaklanmanın doğru olmadığı, her bir öğrencinin kendine özgü potansiyeli olduğu tespitine öncelik verildi. Yetkin ve erdemli insan, ruh ve beden bütünlüğü, bilgi ve bilgelik, geçmişten geleceğe eğitim prensibi, değerler, ahlaki bilinç ve estetik bakış açısına sahip olma prensipleri üzerinden tasarlandı.

Öğrenci profili oluşturulurken zamansal bütünlük, ontolojik (varlık) bütünlük ve epistemolojik (bilgi) bütünlüğü sağlama yanında aksiyolojik (değerler) olgunluk da dikkate alındı. Yetkin ve erdemli öğrenci profilinin ancak çok yönlü bir gelişim ile ortaya çıkabileceğinden yola çıkılan müfredatta, öğrencilerin hem kendisi hem de toplum için daha sağlıklı ve dengeli bir insan olması, çok yönlü bir bilgi ve düşünme yelpazesi geliştirmesi hedeflendi. Bu bakış açısıyla eğitim sürecinin "anlık başarılarıyla" değil; "süreç olarak ele alınması", odağa alındı.

"ERDEM-DEĞER-EYLEM MODELİ" İLK KEZ GELİŞTİRİLDİ

Yeni müfredatta ayrıca ilk kez "Erdem-Değer-Eylem Modeli" de yer aldı. Değerlerin eğitim sürecinde doğal süreç içinde edinilmesi için özgün bir yaklaşımla tasarlanan bu modelde "adalet", "saygı" ve "sorumluluk" üst değerler olarak ele alındı. Ayrıca duyarlılık, merhamet, estetik, temizlik, sabır, tasarruf, çalışkanlık, mütevazılık, mahremiyet, sağlıklı yaşam, sevgi, dostluk, vatanseverlik, yardımseverlik, dürüstlük, aile bütünlüğü, özgürlük değerlerinin programlar içinde işlenmesiyle içsel ahenge sahip "huzurlu insan", "huzurlu aile ve toplum", "yaşanabilir çevre" hedeflendi.

Sonuç olarak, bu müfredatın hazırlanma süreçleri katılımcı ve demokratik değildir. Hazırlayan ve 1000 kişi olduğu ifade edilen kişiler, hangi duyuruya, kime, neye ve hangi niteliklere göre belirlenmiştir? Bu sorular yanıt bulmadıkça hazırlayanlara kamuoyu kuşku ile bakmaya devam edecektir. Askı süresi olarak belirlenen bir haftalık süre yeterli değildir, süre en az bir ay olmalıdır ve tartışmaya açılan program bir taslak olarak kabul edilmelidir. Bir aylık sürede gelecek rasyonel eleştiri ve öneriler doğrultusunda gerekli değişiklikleri yapacak daha katılımcı ve çoğulcu bir çalışma grubu tarafından gelen eleştiri ve öneriler doğrultusunda genel metin ve program içerikleri yeniden hazırlanmalıdır. Uygulama aşaması pilot uygulama olarak başlatılmalı, uygulama sonuçlarına göre sınıf uygulamasına geçilmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Alaaddin Dinçer Arşivi