Yaşar Seyman
Hak bilmez bir ekonomisti dinlerken...
Yılların emek temsilcisi bir sendikacı olarak sizi televizyonda yüzünüzde anlaşılması zor bir gülümseme ile hayretler içinde izledim.
“Bize benzer ülkelerde en yüksek asgari ücret bizde. Türkiye'de asgari ücret düşük değildir!” diyordunuz.
Nasıl dediniz? Dinlerken sizin adınıza şaşkınlık yaşadım.
Hadi saraya da böyle bilgi veriyorsunuz, iktisat diye bir bilim, akıl diye bir yol var, oraya ne diyeceksiniz? Batı Avrupa ülkelerinde asgari ücret gerçekten asgari ücret, bizde ise ortalama ücret... Bundan haberiniz var mı?
Yoksa sizi dinleyenlerin aklıyla dalga mı geçiyorsunuz?
Siz o ‘yüksek’ dediğiniz asgari ücretle bir gün bile geçinemezsiniz? Yine de sizin kadar duyarsız olmak yerine insaflı sorayım:
Bu asgari ücretle bir hafta geçinebilir misiniz?
“Türkiye'de asgari ücret düşük değildir. Geçim sorunu olacak. Biz refahı artıracağız. Asgari ücretin üstünde maaş verilmesi gerekiyorsa şirket vermeli” diyorsunuz.
Şirketler bu ülkenin birçok kentinde o asgari ücreti bile vermiyor?
Haberiniz var mı?
Sayın Şimşek, siz bir konuda çok haklısınız!!!
Sözüm ona ülkedeki emek örgütleri bildiğimiz sendikalar suskun!
Büyük üye sayıları olan kamu çalışanları ve işçi sendikaları suskun!
İktidarınız sayesinde grevler, direnişler son buldu!
İşçi sendikalarının keyfi yerinde, bir demeç bile veremiyorlar!
Neden mi?
Kayyum mu, kayyım mı?
Bir kavram bile sizin yönettiğiniz ülkede ikiye bölündü!
Kimi kayyım, kimi kayyum diyor.
Kayyum kılıcınızla sendikaları ve üst kurullarını korkak, suskun, ya da arka bahçeniz yaptınız.
DİSK ve KESK ses verse de onların sesini de duyan yok!
Sendikacı olarak sadece Arzu Başkan ses veriyor, bizler duyuyoruz da siz de duyuyor musunuz? Bakın ne diyor:
“Rakamlarla oynayarak enflasyon düşmez! Ücretleri baskılayarak enflasyon düşmez! Enflasyonun sebebi dolarizasyon ve şirketlerin aşırı kârlarıdır. Gerçek enflasyonun ne olduğunu bu ülkede yaşayan 85 milyon insan her gün yaşayarak görüyor."
ARZU ÇERKEZOĞLU
DİSK’in ilk kadın başkanı Arzu Çerkezoğlu da ne yazık ki büyük yalnızlık içinde… İstanbul’dan Ankara’ya yürüdü, on binler karşılamadı. Oysa Ankara’da Türk- İş ve Hak – İş vardı! Nerede sınıf dayanışması?
Bu dönemin sendikacılarını da tarih yazacaktır!
Sayın Şimşek;
Bir de “EYT uygulaması muhalefetin popülist söylemi sonucu geldi” diyorsunuz?
EYT popülist söylemlerin sonucu değil yıllarca çalışan, prim ödeyen emekçilerin haklarının teslimiydi.
Sizin ne yazık ki çalışana, emekliye verdiği zamları lütuf gören bir yönetim anlayışınız var. Oysa ki emekliye verdiğiniz doğal hakkı olan zamlar onları evlerine mahkûm etti. Bırakın istediklerini yapmayı, ekonomik durumlarını söylemeye utanır hale geldiler. Bayramlarda torunlarına harçlık veremeyen dedelerin isyanını dinledik! Siz bu ülkeyi böyle mi yönetecektiniz?!
Popülist söylemleri en iyi siz bilirsiniz!
Bir de Türkiye’de “vergiler” konusu var ki! Gelirler değil, vergiler arttı.
Bu uygulama yoksulun olmadığı ülkelerde olmuyorsa paylaşım eşit değildir.
Ne yazık ki yönettiğiniz Türkiye, verginin bile vergisinin alındığı ülke oldu!
Halk arasında söylenen bir söz var ki çok severim. Yükünü yüklenmiş yuvasına dönen karıncadan komisyon alanların ülkesine döndük…
Karıncanın bile hakkını koruyan yokken emekçiyi kim korusun!
Sizi tümüyle akla, bilime ve vicdana havale ediyorum!