Alaaddin Dinçer
Eğitimin Güncesi
Yaz tatil dönemi olmasına rağmen eğitim konuları ülkenin gündemindeki yerini korumaya devam ediyor. Okulların açılmasına bir aydan kısa bir süre kalmış olması eğitim gündemlerinin daha da yoğunlaşacağını göstermekte. Bu gündemler arasında; yeni ortaokul türlerinin açılması, okullarda çocuklara ücretsiz yemek verilmesi, nakiller ve kayıtlar, eğitim harcamaları ve Bakanlığın yürürlüğe koyduğu yeni uygulamalar ile ÖMK ve müfredat değişikliği ön plana çıkmakta.
Okul Yemeğinden Tasarruf Olmaz
Halen MEB’e bağlı taşımalı eğitim yapılan okullar ile pansiyon bulunan okullarda yaklaşık 1.8 milyon öğrenciye yemek hizmeti verilmekte. Bundan önceki Bakan döneminde okul öncesi eğitim kurumlarında başlatılan ve geçen yıl yaygınlaştırılacağı söylenen öğrencilere bir öğün yemek verme vaadi Sayın Tekin döneminde bırakalım yaygınlaştırmayı tamamen kaldırılarak tasarruf yapma yoluna gidildi. Oysa yaşanmakta olan ekonomik kriz ve bu krizin yarattığı başta yoksulluk olmak üzere çeşitli sosyo ekonomik sorunlar uygulamanın sürdürülmesi gerektiğini göstermekte. Dünyanın pek çok ülkesinde uygulanmakta olan okul yemeği bir sosyal hak olarak görülmeli ve önümüzdeki eğitim öğretim yılında yaygınlaştırılarak uygulanmalıdır.
Ortaokul Türlerini Çeşitlendirmeye Devam Edilmelidir
Daha önceki yazılarımızda ortaokulların tür olarak sadece imam hatip ve genel ortaokul olmasını eleştirmiş, ülkenin ihtiyaç duyulan alanlarında ortaokul türlerinin çeşitlendirilmesini önermiştim. 2024-25 eğitim öğretim yılında açılmasına karar verilen sahne sanatları ve müzik ortaokulu ile spor ortaokulu olumlu olarak değerlendirilmelidir. Ortaokul türü çeşitliliğine özellikle ekoloji okur yazarlığı alanında yaşanan gelişmelere paralel olarak tarım, ziraat, gıda, su, orman gibi programlar üzerine temellendirilecek ortaokul türünün/türlerinin açılmasına karar verilmelidir. Sağlık okur yazarlığını ve sağlıklı beslenme programlarını içeren ortaokul açılabilir/açılmalıdır.
Okul Kayıtlarında Torpil ve Kayıt Ücreti Sorunu
Okullar açılırken velileri yakından ilgilendiren bir sorundur okula kayıt. Pek çok veli okullar açılmadan daha nitelikli eğitim yapıldığını düşündüğü veya duyduğu okullara kayıt yaptırma telaşına düşer. İkamet bölgesi dışında kalan okullara kayıt yaptırmanın bir bedeli vardır her zaman. Adı okula “bağış” olsa da aslında dolaylı bir vergidir toplanan paralar. Eğer torpil yapacak bir ilişki bulamazsa “bağış” vermek zorundadır kayıt yaptırmakta ısrarcıysa. Sadece okul değil aynı okulda öğretmen tercihinin de bir bedeli bulunmakta. Bakanlık her yıl “zorla bağış almak yasaktır” dese de “bağış” yapanın da alanın da vardır her zaman bir gerekçesi. O nedenle bizler “bağış” yapmayı bir tür zora dayalı rıza olarak görmekteyiz. Adı her ne olursa olsun eğitim sürecinin hiçbir yerinde ve aşamasında çocuklardan para talep edilmemelidir.
Eğitim, Bütün Çocuklara Okullarda Verilmelidir
Çok zorunlu ve olağanüstü haller dışında çocuklar 18 yaşın sonuna kadar eğitimlerine okulda devam etmelidir. Ancak bizim ülkemizde açıköğretim okulda eğitimin alternatifi olmuş durumda. Açıköğretimli olmak demek; çocuk işçi, çocuk gelin, çocukların ev içinde ve bir takım grup ve yapıların kurs merkezlerinde istismara açık hale gelmesi, kendi kötü amaçları için kullanılmaları demektir. Bakanlık, yaptığı ve yapacağı her düzenlemede çocukların üstün yararı ilkesini gözeten ve onların açıköğretimde eğitim almasını teşvik eden değil okulda eğitim almalarını sağlayan olmalıdır.
Sonuç olarak, ülkemiz okullarının, çocuklarının ve eğitim emekçilerinin sorunlarının çözümü için somut adımlar atılmalı, eğitimin GSYH payı en az OECD ülkeleri ortalamasının düzeyine çıkarılmalı, eğitim devlet tarafından bütün çocuklara okulda verilmeli ve bir kamusal hizmet olarak ücretsiz sağlanmalıdır. Bu aynı zamanda devletin Anayasal bir görevi ve sorumluluğudur. Yurttaşlara başka yol ve yöntemler önermek Anayasal sorumluluğu yerine getirmemek anlamına gelecektir.