Aklınız karışmasın mesele basit…

Merkez Bankası'nın faizi sabit tutacağını tahmin ediyorduk. Ancak, döviz kredilerindeki hızlı artışı frenlemek için büyüme sınırı koymayı düşünmeleri bir yenilik oldu. Sanıyorum ben dahil birçok ekonomistin bu konudaki ısrarlı uyarıları karşısında tehlikenin farkına vardılar.

Diğer taraftan TL Mevduat ve KKM ile ilgili zorunlu karşılıkları artırmaları dikkate değer bir gelişme oldu. Demek ki KKM'nin hızla azalmasını isterken, bankaların mevduat faizlerini düşürmek için harekete geçmiş olmalarına bir misilleme yapılmış. Bu sayede mevduat faizleri gibi kredi faizlerinin düşmesi engellenmeye çalışılmış.

Bankaların ve finans kurumlarının kredi vermeye çok meraklı olmadıkları ortamda, kredi faizlerinin düşeceği korkusuyla kaynak maliyetini ve sürtünmeyi artıran girişimlerde bulunmak ne kadar doğru bilmiyorum. Ancak "makro ihtiyati tedbir" parantezinde yapılanlar hepimizi yordu diyebilirim. Bir ülke ekonomisi 6 yıldır "force majeur" bir süreç yaşıyor ise bunun sorgulanması gerekiyor. Sokaktaki vatandaştan tüccar ve esnafa kadar herkes "kabak tadı verdi artık" diyor.

Bakan Şimşek "program carry trade ile yürümüyor" dese de tamamen dövizden TL'ye dönüş iştahı ile devam ettiğini görüyoruz. Anlaşılıyor ki, ekonomi yönetimi bu durumu endişe verici bulsa da her meselede olduğu gibi bu gerçeği de "yok hükmünde” göstermeye çalışıyor. Döviz kaynağına ihtiyaç duyan bir ülkede, döviz kazandıran faaliyetleri zora sokup "vur-kaç" için gelen yatırımcıya yol vermek son derece tehlikeli bir yaklaşım.

Bu arada sürekli olarak "döviz almasak daha da düşerdi" diyen ekonomi yönetimine "o zaman ihracatçının dövizine el koymayı bırakın" demek lazım. Demek artık ihtiyaçları yok. İhracat gelirlerinin yüzde 40'ına el koymayı bıraksınlar. Mademki şimdi piyasadan döviz alıyorlar, o zaman ihracatçıların dövizlerine el koymayı bıraksınlar.

Bir başka gerçeği de söylemeliyim: Bir ülkenin itibarı parasıdır. Paranın değeri itibarını gösterir. Yurt dışında TL'ye uygulanan açığa satış sınırlaması kalkınca, ulusal paranın gerçek itibarını göreceğiz. Bu geciktikçe TL'nin gerçek değerini öğrenemeyeceğiz. Sanıyorum yabancı yatırımcılar ya da bazı ayrıcalıklı kişi ile kurumlar hazır olana kadar bu yapılmayacak. O zamana kadar döviz kurlarının düşük seviyesinden faydalananlar olacak.

Kurgunun bu kadar basit ve net olduğu bir ortamda teknik konuşmalarla insanların akılları karıştırılmaya çalışılıyor. Halbuki mesele oldukça basit.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Alkin Arşivi