Cengiz Erdil
Su kıtlığı başlıyor
Dünya okyanuslarla kaplı ama içme suyu kaynakları, toplam gezegen suyunun sadece yüzde dördünü oluşturuyor. Bir milyar insan halen içme suyu sıkıntısı yaşıyor ve susuz nüfus her geçen gün artıyor.
Su kıtlığını yaşayan ülkeler malum… Afrika, Asya ve Güney Amerika’da… Kaderleri ilerleyen yıllar da değişmeyecek. Su savaşları ve göçler dünyanın bu bölgelerini yakın gelecekte cehenneme çevirecek.
Türkiye iklim değişikliği ve yanlış çevre politikaları yüzünden su sıkıntısı orta seviyede yaşıyor, ancak kırmızı çizgiye az kaldı. Kısacası; Türkiye’nin de su fakiri olduğunu unutmayın, bu ilerleyen yıllarda açlığına dönüşecek.
Gezegenin Kuzey Yarım Küresi su konusunda daha şanslı denilebilir. Gelişmiş ülkelerin olduğu kuzeyin su şirketleri kendi ülkelerinde fazla para kazanamıyor. Bu şirketlerin gözleri de gezegenin güneyinde.
Örneğimiz Güney Amerika ülkeleri Bolivya ve Peru’dan…
Amerikan damgalı su şirketleri bu ülkelerde su kaynaklarına el koydu. Damacana ve pet şişe sularını tüm kıtada pazarlamaya başladı. Halklar su için ayaklandı, grevler başladı. Ayrıca su kaynaklarını kirleten maden şirketlerine karşı çıkıldı, protestolar büyük çatışmalara ve işgallere yol açtı.
Uluslararası sermaye bu durumda yerli ortaklar aradı ve buldu da… “Merak etmeyin suyunuz artık milli oldu” hikayesi!
Şunu da hatırlatayım gelişmiş ülkelerde damacana su satışı yok denecek kadar az. Ev ve işyerlerindeki musluklardan kana kana su içebilirsiniz. Bizde ise musluk sularına uzun zamandan beri kuşkuyla bakılıyor. Hatta uzmanlar bile, “kaynatın için” uyarısında bulunuyor.
Ülkemizde durum
Yapılan hesaplara göre, artan nüfusla birlikte kişi başına düşen kullanılabilir yıllık su miktarının 2030 yılında bin 200, 2040 yılında bin 116, 2050 yılında ise bin 69 metreküpe kadar düşmesi bekleniyor.
Rakamlar su kıtlığı çeken bir ülke durumuna geleceğimizi gösteriyor.
Su şirketlerinin bir derneği var. Artık bir endüstriye dönüşen bu alanda son paylaştıkları veriyi aktarayım…
“2023 yılında Türkiye’de su pazarı hacminin yaklaşık 10,7 milyar litreye ulaşması, bu hacmin 5,5 milyar litresinin damacana satışından, 5,2 milyar litresinin de PET satışından gelmesi ve sektördeki toplam cironun yaklaşık 23,6 milyar TL’ye ulaşması beklenmektedir. Ambalajlı su sektöründe mevcut endüstriyel kapasite kullanım oranının yüzde 32 seviyelerinde olduğu göz önüne alındığında, Türkiye’de ambalajlı su tüketiminin artması durumunda sektör mevcut kurulu kapasite ile bu ihtiyacı rahatlıkla karşılayabilecek durumdadır.”
Bir damacana suyun maliyeti çok düşük... Halka 50-70 liradan satılan bir damacananın kaynağında maliyeti sadece bir buçuk lira… Bunu su derneklerinin başkanından öğreniyoruz. (zamlardan önceydi bu durum)
Şimdi doğal su kaynaklarımız nasıl işletiliyor, bu kaynaklar nasıl ihaleye çıkıyor, şirketler doğal su kaynakları için nasıl yatırımlar yapıyorlar?
Su zamlarından önce bunları sorgulamak lazım.
Sudan para kazanmanın yollarını biz de öğrenelim…